Ergun AŞÇI
"Siyasi yargının Türkiye'de demokrasi açısından en ciddi tehlike
olduğunuda Cumhuriyet tarihine baktığımız zaman görürüz." Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu Ayaş'ta katıldığı dut festivalinde böyle buyurmuş. Bu
cümle "Dün dündür, bugün de bugün" lafının tam bir misali. Sanki
konuşan Kemal Kılıçdaroğlu değil Süleyman Demirel.
12 Eylül 2010 tarihinde yapılan anayasadaki değişiklikler ilgili
referandumun omurgasını HSYK(Savcılar ve Hâkimler Yüksek Kurulu) ve
Anayasa Mahkemesi yapısındaki değişikler oluşturmuştu. CHP' bu iki
madde hariç diğer değişikliklere evet diyebileceğini beyan etmişti.
Demirel'in çok sevdiği benzetmeyle keser dönmüş sap dönmüş hesap
dönmüş olmalı ki, siyasi yargının demokrasi açısından en büyük tehlike
olduğunu söylüyor.
Bugün için Sayın Kemal Kılıçdaroğlu canı yandığı için bir mahkemeyi
siyasi yargı olarak nitelendiriyor, Mehmet Haberal ve Mustafa
Balbay'ın mahkemece serbest bırakılmamasını eleştiriyor. Aklıma
Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın HSYK tarafından savcılıktan
atılması karşısında ya da haklarının iadesi konusunda neler söylediği
geliyor, geliyor derken lafın gelişi o konuda hiçbir şey demediğini
biliyorum.
Ferhat Sarıkaya ve benzeri olaylarda yargının siyasallaşmasını
eleştirmeyen CHP Genel Başkanı'nın yargının siyasi yargının demokrasi
tarihinin en ciddi tehlikesi demesini yine önemsiyorum. Umudum sadece
siyaseten canı yandığı zaman değil evrensel hukuk çerçevesinde bu
sözünün arkasında durması.
Anayasa referandumu sırasında HSYK yapısının değişmesinin vatandaş
geçim derdine faydası olup olmayacağını soruyordu, referandum
kampanyasının da en çok kullandığı argümanlardan biriydi. Bugünde biri
çıkıp da sorar, Haberel'ın ya da Balbay'ın içeriden çıkmasının geçim
derdimize ne faydası olacak diye, referandum sırasında meydanlarda
seçmene böyle sorarsan seçmenin de sana böyle sorması en temel
hakkıdır.
Mehmet Haberal'ın Mustafa Balbay'ın Engin Alan'ın Hatip Dicle'nin ve
diğer KCK sanığı milletvekillerinin başına gelenler demokratik hukuk
devleti ilkleri ile bağdaştırmak mümkün değil, önemli olan demokratik
hukuk devleti ilkelerini sadece canın yandığı zaman hatırlamak değil,
demokratik hukuk devletini her zaman savunmaktır.
Anayasa referandumu sırasında HSYK ve Anayasa Mahkemesi yapısındaki
değişiklere karşı çıkan CHP'nin bu kurumlar ile değişiklik önerisi
oldu mu? Hep biliyoruz ki olmadı. Daha iyi değişikler sunmak yerine
kararlı bir şekilde eski yapıyı savundular. Demokratik hukuk
devletinde siyasi partiler sadece canları yandığı zaman harekete geçen
kurumlar değil, evrensel hukuka göre davranan kurumlar olmalı derken
inandırıcılıktan uzak bu ikircikli duruşu ifade ediyorum.
Menderes ve iki arkadaşını, Deniz Gezmiş ve iki arkadaşını,12 Eylül'de
Erdal Eren ve onlarca kişiyi asan mahkemeler siyasi yargı kurumları
olarak kararlara imza attılar. Misallerini daha artırabileceğimiz bu
siyasi yargı kararlarının siyaseten işimize gelenlerine değil
mahkemelerin siyasi kurumlar olarak verdikleri bütün kararlara karşı
çıkmaktır doğru olan, sadece canımız yandığı zaman değil. Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu ve CHP umarım ki canı yandığı için eleştirmeye başladığı
yargının siyasallaşmasını bundan sonra da hep eleştirir ve düzelmesi
için mücadele eder. Olmayacak duaya amin deyip demediğimizi zaman
gösterecektir,umut fakirin ekmeği ye babam ye.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2022
13.04.2021
28.01.2021
24.01.2020
30.10.2019
10.10.2019
26.09.2019
23.08.2019
4.02.2019
28.09.2018