Ergun AŞÇI

SOMUNCU BABA ve TÜRK-İSLAM SENTEZİ
20.07.2014
2068

 Somuncu Baba Hacı Bayram Veli’nin hocası.


Ömer Lütfi Barkan’ın tanımıyla kolonizatör Yesi Dervişlerinden biri.
Anadolu’nun Tükleşmesinin/İslamlaşmasının mimarları sayılan Ahmet Yesevi geleneğinin en önemli erenlerinden biri. 

Somuncu Baba aynı zamanda Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun “Bu Atlı Geçide Gider” romanında bir kahramanı. 

Mustafa Necati Sepetçioğlu Türk-İslam geleneğinin romancısı. Somuncu Baba’da Yıldırım Beyazıt’ı bu geleneğe dahil ederken ki en önemli karakterlerinden biri.

Türk-İslam çizgisi entelektüel bir kimlik olarak Aydınlar Ocağı’nda kurumsallaşmıştı. Sepetçioğlu Aydınlar Ocağını temsil ettiği çizgiyi tam manasıyla temsil eden bir romancıydı.

Aydınlar Ocağı MC hükümetlerinin mimarı bir kurumdu. Başka bir duruş gösteren Milli Görüş çizgisiyle Türk-İslam çizgisinin koalisyonunu sağlayarak MC hükümetlerinin kurulmasını sağlamıştı.

Aydınlar Ocağı’nın ilk kurucusu genel başkanı İbrahim Kafesoğlu’nun yönetimde ve maneviyatında1980 öncesi milli eğitim bakanlığında önemli değişimler yaşanır ve müfredata İslami unsurlar yavaş yavaş işlenir.

12 Eylül darbesi geldiğinde toplum mühendisliğini Kafesoğlu’nun attığı temeller üzerinden yapacaktır. ”Tanrı Dağı kadar Türk, Hıra Dağı kadar Müslüman” bir anlayışa dayandırır 12 Eylül generalleri toplum mühendisliklerini.

Kültür Bakanlığındaki değişimler ise müsteşar Emin Bilgiç ile yapılacaktır. Emin Bilgiç Sadeddin Bilgiç’in ağabeyidir. En önemli eserlerini milli maarif davası ile ilgili olarak vermiştir.1975-1980 yılları arsında müsteşarlık yapacaktır Emin Bilgiç.

Emin Bilgiç 1972 yılında kızını evlendirir. Damadı Ekmeleddin İhsanoğlu’dur. Ekmeledin İhsanoğlu 1988-1990 yılları arasında da Aydınlar ocağı üyeliği yapar ancak umumiyetle yurt dışında yaşadığı ve verimli olamadığı için üyelikten ayrılır.

Emin Bilgiç müsteşar olmadan 1973-74 yılları arasında Türk Ocakları genel başkanlığını da yapar.

1912 yılında kurulan Türk Ocakları 1931 yılında Atatürk tarafından kapatılarak bütün varlıklarıyla Cumhuriyet Halk Fırkasına katılması sağlandıktan donra 1949 yılında tekrar açılacaktır.

Türk Ocakları bugünde açık ve milliyetçi camiada Atatürkçü olmayan bir çizgiyi temsil ediyorlar. Bakmayın internet sitelerinde Atatürk resmi bulunduğuna tüzüklerinin hiçbir noktasında Atatürk milliyetçiliğine atıfta bulunmazlar.

Türk-İslam sentezi temelde Atatürkçü olmayan bir temsiliyeti ifade eder. 12 Eylül darbesinden sonra MHP var olabilmek için hızla Atatürkçü bir çizgiye kaymış ancak Türk Ocakları Atatürkçü olmayan milliyetçi çizgisini korumuştur.

Ekmeleddin İhsanoğlu kurumsal olarak Aydınlar Ocağı ve Türk Ocakları tarafından temsil edilen bir geleneğin içerisinden geliyor.

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun bu yapısını bilen Atatürkçü çizgiye yaklaşmış olan MHP’liler bu geleneğin temsilcisi olması sebebiyle Ekmeleddin İhsanoğlu’na soğuk duruyorlar.

Yazımın başımıza Somuncu Baba ve Sepetçioğlu’na dönecek olursak, Ekmeleddin İhsanoğlu Somuncu Baba metaforu ile Türk-İslam çizgisinde olduğunu açık ve net olarak söylüyor.

Somuncu Baba roman karakterinden haberdar olmaması bana göre imkan dâhilinde değil, diyelim ki imkan dahilinde Aksaray ilimizdeki türbesinde yatan Sonuncu Baba ‘dan habersiz olması düşüncesi ihsanoğlu’nun ilmi karakterine ve bilgisine saygısızlık olarak sayılabilecek bir durumdur.

Şeyh Bedrettin metaforunu da kullanabilirdi. Ancak Somuncu Baba metaforunu seçmesi Türk-İslam fikri geleneği gereğince bilinçli bir seçimdir.

HAMİŞ: Bu yazı 12 Eylül öncesi MC hükümetlerinin iki kanadından biri olan Milli Görüş geleneğine karşı Türk-İslam geleneğinden gelen birini alternatif olarak algılamaya ve algılatmaya çalışan kendilerini solcu, sosyalist, devrimci, çağdaş, laik ve Kemalist olarak tanımlayanlara katkı olması amacıyla yazılmıştır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar