Erol KATIRCIOĞLU

Erol KATIRCIOĞLU
Erol KATIRCIOĞLU
Tüm Yazıları
‘Gelin tanış olalım/ İşi kolay kılalım’
30.03.2013
3238

 Bazı şeylerin hemen değişmesini istesek de değişim çoğu zaman “Hemen şimdi!” formatında olmuyor. Dün, Ömer LaçinerAyhan OnganDr. Bengül Güngörmez ve Doç. Dr. Birol Mercan’la birlikte gittiğimiz Karaman’da, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi’nin öğrenci kulübü Stratejik Düşünce Topluluğu’nun düzenlediği “yeni anayasa” toplantısında gördüklerimiz de bu düşünceyi doğrular nitelikteydi.

Barış sürecinin de konuşulduğu toplantıda öğrencilerin hemen ikiye üçe ayrışmaları ve özellikle Türk öğrencilerin dillerindeki ayrımcı ifadeler bu sürecin öyle “Hemen şimdi!” formatında yürümeyeceğinin de bir göstergesiydi.


Doğal ve normal

Ama doğrusu bunun doğal ve normal olduğunu da kabul etmemiz gerekiyor. Daha doğrusu yaşanmış tarih içinden baktığımızda bugün toplumda bütün bu ayrışma ve uzlaşmaz gibi görünen davranış ve ifadeleri doğal olarak görmek gerek. Çünkü bu toplumun üzerinde, deyim yerindeyse başlangıçtan beri örtülmüş tozlu ve oldukça ağır bir örtü var. O nedenle de başımızı çıkarıp kendi gerçeğimizi görmemiz o kadar da kolay değil.

Burada toplumun kendi tarihiyle yüzleşmesini ve böylelikle kendini tanımasını hızlandırmak için yapılması gerekenleri kastediyorum. Bunlar arasında “Hakikat Komisyonları”“Âkil İnsanlar”gibi oluşumlar kurmak kadar toplumun konuşmasına imkân tanıyacak zeminlerin yaratılmasına da ihtiyaç var. Tıpkı, toplantının sonunda Rektör Sabri Gökmen’in konuşmasında andığı Yunus Emre’nin şu iki dizesinde olduğu gibi;


“Gelin tanış olalım,
İşi kolay kılalım”
.

Evet, önce “tanış” olmamız gerekiyor. Çünkü birbirimizi tanıdığımızı düşünüyoruz ama bundan o kadar da emin olmayalım. Osmanlı bakiyesi bu toplumda insanlar belki bugüne kadar “yan yana”yaşadılar ama birbirlerini yeterince tanımadıklarından dolayı da bir türlü “biz” olamadılar. Bu bizim ilk görmemiz gereken en önemli gerçeğimizdir ve bu “iş”in “kolay kılınması”nın yani çözülmesinin yolu da, önce, Yunus’un dediği gibi “tanış” olmaktan geçiyor.


Acele işe birileri karışır

İçine girdiğimiz sürecin toplumda bir heyecan dalgası yarattığı birçok şeyden anlaşılıyor. Ama bu heyecan dalgasının sürecin içine her istediğimizi koymamız biçiminde gelişmesinin süreci de sıkıntıya sokabileceğini unutmamak gerek. O nedenle sapla samanın karışması olasılığı her şeyi zora sokabilir.

Bu konuların başında yeni anayasa tartışmalarında başkanlık sistemi konusu gelmekte. Özellikle bu konuyu, siyasetçilerin “Nasıl daha iyi yönetirim?” kaygılarından önce toplumun “Nasıl daha iyi yönetilirim?” kaygılarını ele alıp tartışmak gerek. Bunun da zaman isteyen bir çaba olacağı açık.

Bir diğer konu da CHP ve MHP’de kendini gösteren “Türklük” vurgusunun önemini küçümsemek ve bu tartışmayı ciddiye almamak konusu. CHP ve MHP’de kendini gösteren bu muhalif havayı bu partilerin liderlerinden giderek açıklamak ve bu liderlerin üzerinden eleştirmek çok da doğru bir yaklaşım değildir. Değildir, çünkü Cumhuriyet elitleri tarafından yaratılmış olsalar da bu kesimlerin kendilerini ait hissettikleri kimlikler gerçek kimliklerdir ve bütün kimliklere olduğu gibi üzerlerine gidildikçe de kendi içlerinde bütünleşip kemikleşeceklerdir.

Oysa demokrasi, bütün kimlikleri aşan, (yani içeren) bir zihniyet dünyası anlamına gelir ve her kimliğin sözünü söyleyebileceği bir ortam gerektirir. Farklı siyasi görüşler arasında bir uzlaşmadan çok bir yarışmayı ima eden bu siyaset alanının ötekileştirici eleştiriler ve söylemlerle daraltılmasının sağlıklı bir yol olmayacağı ve toplum içinde katılaşmalar ve kemikleşmelere neden olacağı açıktır.

Bu nedenlerle de “acele işe şeytan karışır” sözünü ciddiye alıp daha sakin olalım.

Tabii eğer gerçekten “tanışmak” ve Yunus Emre’nin dediği gibi gerçekten “işi kolay kılmak”istiyorsak.


[email protected]

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar