Fehim TAŞTEKİN
İran’ın misilleme saldırıları sırasında Ürdün’ün İsrail’e kanat geren koalisyonda yer alması Haşimi Krallığı’nın şeceresine hem rahmet hem de lanet okutturuyor!
Bu durum İsrail’e “Ürdün bizimle! Gördüğünüz gibi savaşımız İran’la, Araplarla değil” deme fırsatı veriyor. Karşı tarafta duranlar için Ürdün bir kez daha ihanet ediyor.
İlk ihanet 1970’deki ‘Kara Eylül’ olaylarıydı. Dönemin Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdunnasır, Filistin devletinin kurulması ve özgürleştirilen yerlerde Filistinli otoritesinin oluşturulmasını önerirken Haşimi Krallığı, Filistin devletini Ürdün’ü yutacak bir proje olarak görüyordu. “Filistin Ürdün’dür, Ürdün Filistin’dir” tezi işleniyordu. Basitçe Filistinlileri Ürdün temsil ettiğine göre bağımsız Filistin ya da Ürdün içinde ayrı bir Filistin siyasi organı gerekmiyordu. İngilizlerin yol haritasına uygun bir söylemdi. Kral Hüseyin, Mısır’ın bastırmasıyla Arap Birliği’nin 1964’te Filistin Kurtuluş Örgütü’nü (FKÖ) kurma kararı almasına bozulmuştu. Amman’ı teskin için FKÖ’nün kuruluş bildirisinde örgütün Ürdün’ün kontrolündeki Batı Şeria’da hakimiyet gütmeyeceği şartı yer almıştı. Ürdün 1967’de savaşı kaybedince Batı Şeria üzerindeki hak iddiası mecburen FKÖ’ye geçti. (Bu durum 1974’te Arap Birliği’nin FKÖ’yü Filistin’in yegâne temsilcisi olarak tanıyan kararıyla da resmileşmişti. Esasen karar Doğu Şeria Filistinlileri üzerinde FKÖ’ye söz hakkı tanıyarak Ürdün’ün egemenliğini de tehdit ediyordu.)
1967’de Batı Şeria ve Doğu Kudüs İsrail tarafından işgal edilince Filistinlilerin bir kez daha göç ettiği Ürdün, FKÖ’nün yeni direniş merkezine dönüştü. Meşhur Karame direnişinde Fedailerin siperdeki müttefiki Ürdün ordusuydu. O vakitler kraliyet ordusunun neredeyse yarısı Ürdünlü Filistinlilerden oluşuyordu. 1968’de Karame zaferi Yaser Arafat’ın liderliğindeki El Fetih’i büyüttü ve hikâye buradan sonra değişti. Ürdün yönetimi FKÖ’nün devleti ele geçirmesinden korkuyordu. Mademki; “Ürdün Filistin’dir o halde idare Filistinlilerde olmalıydı!” İsrail’le çatışmaların nehrin doğu yakasına taşınması, Filistinlilerin sokakları kontrol edip esnaftan vergi toplamaya başlaması, düzensizlik ve karmaşa temel bir soruna dönüşmüştü. Gidişatın Haşimi Krallığı’nın sonunu getireceği endişesi Kara Eylül hareketine yol vermişti. Krallığın başını ağrıtan Filistinli kampları bombalanmış, binlerce kişi ölmüş ve devamında FKÖ kadroları Suriye ve Lübnan’a sürülmüştü. Yönetimde Ürdünlü Filistinlilere bakış da radikal bir şekilde değişti. Haşimi Krallığı Bedevi Araplara daha fazla bel bağlama eğilimine girdi. Meclis, hükümet, ordu, bürokrasi ve üniversitelerde Filistinlilerin yerini küçülten özel politikalar geliştirildi. Filistinliler Mavera-i Ürdün’deki halklara kıyasla daha eğitimli ve daha şehirliydi. 1960-1970’lerde üniversite kadrolarına hakimdiler. Akademik kadrolarda Mavera-i Ürdünlülere gayri resmi kotalar uygulandı. 1990’lara gelinceye kadar kadrolar Filistinlilerden boşaltıldı. Filistinliler Suriyeli Ürdünlüler gibi ticarette de öndeydiler. Yani Haşimi Krallığı dengeyi kurmak ve kazığı sağlam yere saplamak için Bedevileri sistemin omurgasına çekti. Osmanlının Amman ve çevresine yerleştirdiği Çerkesler ve Çeçenler sarayın mutemet müttefikleriydi ama yeterli değildi. Filistinliler dramatik bir şekilde devletten ihraç edildi. Şimdi Çerkeslerin saraydaki varlığı da sembolik hale geldi.
Filistinlilerin ihanet olarak gördüğü sayfaya devam edersek; asıl büyük şok Ürdün’ün 1994’te İsrail’le Vadi Araba Anlaşması’nı imzalamasıydı. Mısır’da Abdunnasır’ın ölümü Ürdün üzerindeki baskıyı azaltsa da halefi Enver Sedat’ın İsrail’le 1979’da Camp David Anlaşması’nı imzalaması İsrail’e karşı Arap cephesini çökertmişti. Ürdün İngilizlerin çizmesini giyen Amerikalıların eline bakıyordu.
***
Dönelim Ürdün içine; 7 Ekim Aksa Tufanı’ndan beri bu ülke bir nevi sıtma halini yaşıyor. Amman’ın tepkilerini belirleyen iki temel korku vardı:
İsrail Gazzelileri Sina’ya sürerse sıra Batı Şeria’daki Filistinlileri Ürdün’e gönderme planına gelecektir. Bu da Ürdün’ü tamamen Filistinlileştirebilir. Filistinlileşmekten kasıt şu: Ürdün nüfusunun halihazırda üçte ikisini oluşturan Filistinlilerin hakim hale gelmesi, Filistin sorununun Ürdün’e ihraç edilmesi, çatışmaların adres değiştirmesi, Haşimi Krallığı’nın altını oyacak istikrarsızlığın tetiklenmesi. Ürdün Dışişleri Bakanı açıkça Batı Şeria’daki Filistinlilerin Ürdün’e sürülmesini savaş nedeni sayacakları uyarısında bulunmuştu. İsrail’de pişirilen “Ürdün, Filistinliler için alternatif vatandır” önermesi Ürdün’ü yok edecek karmaşanın başlangıcı olarak görülüyor.
İkinci korku, Gazze’de kısa sürede ateşkes sağlanmazsa Ürdünlü Filistinliler hızla militanlaşabilir. Haşimi Krallığı Filistinlilerin siyaseten etkisini kıran operasyonlardan sonra çok hassas dengeler üzerinde yüzüyor. Ürdünlü Filistinlilerin kimliğinde iki yüz var: Biri Ürdünlü, diğeri Filistinli. Suriyeli Ürdünlüler, Iraklı Ürdünlüler, Hicazlı Ürdünlüler ve Filistinli Ürdünlüler arasında kendine temel arayan Haşimi Krallığı’nın ‘Ürdün’ kimliğinin oluşması için yürüttüğü toplumsal ve siyasal mühendislik aidiyet sorunsalına bir şekilde istikrar kazandırdı. Fakat kimliğin öteki yüzündeki ‘Filistinli’ aidiyetin öne çıkması krallık için tehlike işareti.
7 Ekim’den sonra İsrail Büyükelçiliği önündeki kesintisiz gösteriler eski korkuları diriltti. En az 1500 kişi gözaltına alındı, bir kısmı tutuklandı. Tabii söylem savaşının resmi tarafına bakarsanız diyorlar ki, “Hamas ve İslami Cihad Ürdünlü Filistinlilere nüfuz etmeye çalışıyor”; “Müslüman Kardeşler ortalığı karıştırıyor”, “İran, Ürdün’ü kendi savaşına çekiyor” vs. Müslüman Kardeşler’in Ürdün yapılanması İslami Eylem Cephesi suçlamaları kabul etmiyor. Sonuçta sokağa yansıyan Filistin duyarlılığı sadece Filistinlilere has da değil. Bu suçlamaların kaynağı Hamas’ın Ürdün, Lübnan ve Mısır halkına İsrail sınırlarına doğru yürümeleri çağrısıydı. Ama kimse yürümedi.
***
Ürdün’ün gösterdiği hassasiyet İsrail ve Batılı destekçilerinin yanı sıra Körfez’deki destekçilerini de memnun ediyor. İran hassasiyetinde hepsi paydaş. 2003’te Amerikan işgalinin ardından Şiiler Irak’ta iktidarın ana bileşeni olunca İran’ın bölgedeki nüfuzunun arttığına dair ilk ön uyarıyı “Şii Hilali” benzetmesiyle yapan Kral Abdullah’tı. El Kaide’ye epeyce beyin ve militan vermiş olan Ürdün’deki bazı militan unsurların bu kez ‘Direniş Ekseni’ne katılma potansiyeli Kral’daki asabiliği biraz izah ediyor. Irak’ta İran destekli milislerin Ürdün’ü tedirgin eden açıklamalarını da not etmek lazım. Ketaib Hizbullah’ın, Ürdün üzerinden 12 bin savaşçıyı İsrail’in üzerine yürütebileceklerini açıklaması Amman’ı alarma geçirdi. Irak İslami Direnişi’nin Gazze ile dayanışma için Ürdün’de Suriye-Irak sınırının dibinde Amerikan üssünü vurması Amman’da “Bu savaşı topraklarımıza taşımayın” uyarısıyla karşılaşmıştı.
Ürdün’e arka çıkan Körfez’in ağa babaları ve medya ahalisi de Ürdün’ün izinsiz hava sahasına giren İran füzelerini vurarak “egemenliğini koruduğu” tezini işliyor. Bu cenahta İsrail’e laf edebilmek evvela Yahudi devletinin Filistinlilere yaşattığı cehennemden Hamas’ı sorumlu tutmayı ve “Arap işlerine karışıyor” diye İran’ı lanetlemeyi gerektiriyor.
Suudi yorumculara bakılırsa Riyad da Ürdün’ü İran’ın Levant’ta yayılmasının önünde bir siper olarak görüyor. Ki Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid bu tantanalı günlerde Kral Abdullah’ı arayıp “Arkanızdayız” mesajı verdi. Wall Street Journal’a göre Suudi Arabistan ve BAE de İran’ın saldırısını savuşturmak için ABD’ye istihbarat desteği sağladı.
***
Beri tarafta İsrail’in savunmasına verilen katkının Filistinlileri yönetime karşı daha da öfkelendirdiği de bir hakikat. Bu öfkeyi yatıştırmak için Dışişleri Bakanı Eymen Safedi İsrail de İran’a karşı Ürdün hava sahasını kullanmaya kalkışırsa ona da müsaade edilmeyeceğini söyledi. Peki devasa bir Amerikan üssünün bulunduğu Ürdün, İsrail uçağını ya da füzesini vurabilir mi? Buna cesaret edebilir mi? Ya da Amerikan güçlerine “Hava sahamızı ve üslerimizi kullanmayın” diyebilir mi?
Kral Abdullah, “Ürdün’ün güvenliği ve egemenliği her türlü değerlendirmenin üzerindedir. Ürdün herhangi bir taraf için çatışma sahası olmayacak” diyor. Kral Abdullah’ın ABD Başkanı Joe Biden’a İsrail’in misillemeye misilleme yapması halinde bölgesel savaş tehlikesine dikkat çekip “Ürdün, topraklarında bölgesel bir savaşa izin vermeyecek” dediği de aktarılıyor. Ama Ürdün, İran’ı önleme operasyonu için kendi hava sahasını ABD ve müttefiklerine kullandırttı. Yine 2011’den itibaren ABD ve dostları Ürdün üzerinden Suriye’de çatışma tezgahlarken egemenlik paspasa dönmemiş miydi?
***
İçerdeki hassas duruma rağmen Amman’ın risk almasının arkasında Ürdün’ün oturduğu dış bağlamlar belirleyici. Bir İngiliz sömürge dizaynı olan Ürdün kuruluş felsefesinin çok uzağında olamaz. Kral Orta Doğu’nun göbeğinde bir İngiliz Dükü gibi davranıyor. Ekonomik olarak dışa bağımlı. ABD, İsrail’le barışın karşılığı olarak Ürdün’e her yıl 1.4 milyar dolar ödeme yapıyor. IMF’den 1989’dan beri destek alıyor. Körfez’in eline bakıyor. 2011’den itibaren Suriye’ye karşı vekâlet savaşında güney cephesinin Ürdün’den açılması ve operasyonların Amman Operasyon Odası’ndan yönetilmesi Haşimi Krallığı’nın Batı-Körfez ekseniyle mahkumiyet ilişkisinden kaynaklanıyordu. Kral’ın kendi ülkesinde İslamcı alternatiften ödü patlarken Suriye’yi onlara teslim eden bir müdahaleye taşeronluk yapmasının arkasında başka ne olabilirdi ki! Sonradan Şam’la arayı düzeltmeye çalışırken bir “Kusura bakmayın biz buna mecburduk” demedikleri kaldı. Gerçi dedikleri de bir rivayettir.
***
Amman’ın Gazze’de olup bitene tepkisinin çıkış noktası; “Aman ha Ürdün’e bir şey sıçramasın.” Filistin sorununun tarihsel parçası olup da İsrail’i incitecek bir pozisyonda olamayınca yansıtma stratejisi devreye giriyor. Eski Enformasyon Bakanı Sami el Maayta "Ürdün'ün Pers projesi ile Siyonist proje arasındaki nüfuz mücadelesiyle hiçbir ilgisi yok" diyor. Bu söylemde Filistin yok. Nüfusunun çoğunluğu Filistinli olup da Filistin sorunundan kaçabilmek mümkün mü?
Ürdün tehdit edilmekten bahsediyor ama ABD ve İngiltere ile birlikte hareket edip İsrail’i koruyan tercihiyle kendisini ‘şantaja açık’ hale getirdi. Halbuki en çok korktuğu şey 1968-1971 arasına geri dönmek. Bu korku şimdi sadece nehrin batı yakasından değil doğu sınırlarından da besleniyor.
Bu işin nereye gideceği bilinmez ama Ürdünlü Filistinliler arasında “Kimin kralı” sorusu güncellendi. Kraliçe Raniya’nın Filistinli olmasının kazandırdığı incelik de durumu kurtarmıyor. Büyük skandalların karşılığı da büyük olur!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025