Fehim TAŞTEKİN
Beyrut’ta Hizbullah’ın kilit isimlerinden Fuad Şükür’e (Hacı Muhsin), Tahran’da Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye’ye suikast ancak Gazze’deki soykırımı bitirmek istemeyen, ateşkes girişimlerini öldürmeye çalışan ve savaşı Lübnan’dan İran’a kadar sıçratmak isteyen gözü dönmüş bir stratejinin ürünü olabilir.
Suikastlar, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun iğrenç bir konuşmayla Amerikan Kongresi’nde en az 57 kez ayakta alkışlandığı ve Beyaz Saray’da sırtını sıvazlattığı Washington ziyaretinin ardından geldi. Pervasızlığının kaynağı orası! Soykırımın suç ortağı Biden yönetimi sadece savaşın bölgeselleşmesini önleme adına ‘Direniş Ekseni’ni sınırlama misyonuyla hareket ediyor. Savaşın kontrolden çıkmasını dert ediniyorsa yapması gereken tek şey Orta Doğu’daki maşası İsrail’i dizginlemektir! Bunu yapabilecek araçlara sahip.
Netanyahu’nun varmak istediği yeri görmemek için kör olmak gerekir: Şükür ve Haniye’ye nokta atışı yapacak kadar teknik ve istihbarat yeteneklerine sahip ama İsrail 9 ayda altını üstüne getirip 40 bin insanı katlettiği Gazze’de Hamas liderlerine ulaşamadı. Az bir kısmı hariç rehineleri geri getiremedi. Silahlı mukavemeti bitiremedi. Direnişin omurgasını kıramadı. Bu başarısızlık İsrail içinde askeri ve siyasi kanatları birbirine düşürürken kamuoyundan da ateşkes anlaşmasına evet demesi yönünde müthiş bir baskı yükseliyor. Netanyahu’nun aşırı sağcı ve dinci ortakları ise “Savaşa devam, yoksa celladın olurum” diye bastırıyor.
Netanyahu kendi geleceğini garantiye almak için Gazze’de ateşkesten kaçınıyor, Lübnan cephesini genişletmeye çalışıyor ve ABD’yi İran’la savaştıracak hamleler yapıyor.
***
Hazır Biden yönetimini de arkasına dizmişken azgın ortaklarını yatıştıracak bir iki çılgınlık yapması gerekiyor. 27 Temmuz’da işgal altındaki Suriye toprağı Golan’da Dürzilerin yaşadığı Mecdel Şems beldesinde 12 kişinin ölümüne neden olan bir füze saldırısı aradığı bahaneyi sundu. Görgü tanıkları füzenin Demir Kubbe bataryasından geldiğini söylüyor. Füzenin yerde açtığı 30 cm derinliğindeki çukur İsrail’in iddia ettiği 50 kg patlayıcı taşıyan Felak füzesinin yol açacağı hasarla uyumsuz. 1967’den bu yana İsrail vatandaşlığını reddeden Dürziler taziye için gelen İsrailli dört bakanı kovdu. Ardından Netanyahu taziye için aramak istediğinde reddedildi. Yine de kalkıp Mecdel Şems’e gitti. Ama kalabalıktan yükselen "Defol”, “Savaş suçlusu” ve “faşist!” sloganları şamar gibi yüzüne çarptı. Bu insanlar, 1921’de Fransızlara kök söktüren ve “Din Allah'ın, vatan herkesin” diyen Sultan Paşa el Atraş'ın torunları.
Netanyahu’nun derdi belli: Dürzileri kışkırtarak Lübnan’da Hizbullah ve Emel’e karşı iç savaş çıkarmak. Dürzi-Şii çatışmasını körüklemek. Ve Hizbullah’a darbe vurmak için acıları kullanmak. Mecdel Şems’deki Dürzi liderler acılarının istismar edilmesine karşı çıkıp İsrail’den intikam istemediklerini açıkça haykırdı. Şeyh Ebu Yusuf Emin el-Sayegh, Dürzileri nifak tohumları ekme girişimlerine karşı uyanık olmaya çağırdı. Lübnan’da Dürzi lider Velid Canbolat, İsrail’e “Yeter bu kadar yalan. Golan'daki, işgal altındaki Filistin'deki ya da Lübnan'daki Dürzi Araplar için timsah gözyaşları dökmeyi bırakın” diye çattı. Kendisini arayan ABD'li özel temsilci Amos Hochstein’i de “İsrail'den tehdit mesajı iletmek yerine ateşkese odaklan. Lübnan, Golan ve Filistin'de verilen şehitler arasında hiçbir fark görmüyoruz” diye azarladı.
Daha da ileri giderek "Hizbullah bir Lübnan direnişidir ve Lübnan'ın bir parçasıdır ve angajman kurallarına saygı gösteriyor” dedi. Kimse normalde Direniş Ekseni’nin karşısında yer alan Canbolat’tan bunu beklemiyordu. Fakat aksi bir tutum İsrail’in Lübnan’ı işgal etme ve iç savaş çıkarma oyununa ortak olmak demekti. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah bu yüzden Canbolat’a tebrik ve teşekkür mesajı gönderdi. Canbolat öncesinde bölgede temaslarda bulunmuş, elde ettiği bilgiler ışığında İlerici Sosyalist Parti üzerinden, Dürzileri “İsrail operasyonlara kalkışabilir; Dürziler ile Hizbullah-Emel arasına nifak sokma girişimlerinde bulunabilir” diye uyarıda bulunmuştu. Ve dediği çıktı.
***
Mecdel Şems’teki facianın ardından ABD’nin yaptığı tek şey “İsrail’in misilleme ve kendini koruma hakkını savunmak”, “Hizbullah’tan yanıt vermemesi yönünde taahhüt almak” ve “yanıt verirse savaşın bölgeselleşmesinden sorumlu tutmak.”
ABD, İsrail’e güvenli misilleme şansı yaratma çabasını Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Necib Mikati aracılığıyla sürdürdü. Hizbullah saldırıya misliyle yanıt vereceğini tekrarladı. Güya ABD geniş çaplı bir savaşı önlemek için İsrail’den Beyrut ve havaalanına saldırmama güvencesi alarak misillemeyi ‘güçlü ama sınırlı’ kılmaya çalışıyordu.
Ve misilleme 30 Temmuz’da Beyrut’un güneyinde Hizbullah’ın kalbi sayılan Dahiye’de geldi. En az 4 kişi ölürken 80 kişi de yaralandı. Enkaz altında kalan Şükür’ün öldüğü de dün teyit edildi. Hizbullah’ın bunu yanıtsız bırakmayacağı kesin. Amerikalılara bel bağlayan İsrailli yetkililer “Savaşın büyümesi Hizbullah’a bağlı” diyerek beklemeye geçti.
Tedirgin olsa da Amerikan tarafı sonuçtan memnun olabilir. Şükür, ABD’nin 1983’te 241 Amerikan askerinin öldüğü bombalı saldırıdan sorumlu tutup kellesine 5 milyon dolar ödül koyduğu bir isimdi.
***
Gözler Lübnan-İsrail cephesindeyken gecenin köründe Tahran’dan Haniye’ye suikast haberi düştü.
Şam’da İran konsolosluğuna düzenlenen saldırıdan sonra İsrail’i füze ve SİHA yağmuruna tutan İran’ın kırmızı çizgileri bir kez daha aşıldı. Bununla evvela İran küçük düşürüldü. Sonuçta Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin törenine gelen bir konuk öldürüldü. Çoğunlukla Katar’da yaşayan Haniye’nin Doha’da değil de Tahran’da öldürülmesi aynı zamanda İran’a darbe amacı taşıyor. Direniş Ekseni’ndeki liderlere de “Tahran hiçbiriniz için güvenli değil” mesajı veriyor. Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Naim Kasım da törendeydi.
“Haniye neden korunamadı” sorusu İran’ın savunma, güvenlik ve istihbarat kapasitesini de sorgulatıyor. İranlıların yanıt aradığı sorular var: Irak Kürdistan’ından sokulmuş ve içerde birleştirilmiş bir SİHA veya quadcopter mı kullanıldı? Irak semalarından bir jetten atılan bir güdümlü füze miydi? Yoksa karadan başka bir silah mı kullanıldı? Haniye’nin yeri nasıl tespit edildi: Sosyal ağlara sızan bir casus yazılımla mı? Yoksa Haniye’nin koruma ekibinden birinin ihanetiyle mi? Yanıt İran’ın da yanıtını biçimlendirecektir. İsrail medyasının iddiasına göre saldırı İran içinden gerçekleştirildi.
Her halükârda İran itibarını korumak ve caydırıcılığını göstermek için karşılık vermek zorunda kalabilir. Bu karşılığı nasıl kalibre edecek? Misilleme İran topraklarından mı yapılacak yoksa Hizbullah’a mı havale edilecek? Hizbullah zaten savaşta. Şimdiye kadar İsrail’i 6 bin 500 füze ve yüzlerce SİHA ile vurdu.
Haniye’ye saldırıyı doğrudan İranlıları hedef alan saldırılardan farklı değerlendirme ihtimalleri de var. Bunu, İran’dan atılan füzelerle misilleme yapmayı gerektirmiş Şam’daki diplomatik yerleşkeye bombardımanla eş tutmayabilirler. Tahran’ın kaçındığı şey savaşın ana İran’a sıçraması. Netanyahu’nun istediği de bu. Yer, hedef, zaman ve ölçek iyi belirlenmeli ki bölgesel savaş çıkmasın ve Netanyahu’nun İran ile ABD’yi karşı karşıya getirme komplosu zemin bulmasın!
İran’ın yaklaşımında şöylesine bir değerlendirme de var: Asıl amaç İsrail’in stratejik yenilgisini garantilemektir. Bunun için İsrail’in elde ettiği taktiksel zaferler sineye çekilebilir. Peki stratejik hedefler ne? İsrail’in Gazze’de hedefine ulaşmaması, Filistin direnişinin çökmemesi; Hizbullah’ın belini kıracak gelişmelere izin verilmemesi; sahaların birliği yaklaşımıyla Direniş Ekseni’nin tahkim edilmesi;
İsrail’in iç çelişkilerinin büyümesi ve uluslararası alandaki ‘soykırımcı’ konumunun güçlenmesi.
***
Pezeşkiyan da göreve bir darbeyle başlamış oldu. Suikast hem savaşı bölgeselleştirme riskini artırıyor hem de İran’ın Batı ile diyalog için olası manevra alanlarını kapatıyor. Ne zaman İran ile ABD arasında masaya oturma ihtimali belirse İsrail sarsıcı bir sabotajla devreye giriyor. İran’ın nükleer beyni Muhsin Fahrizade'ye suikast de Kasım 2020’de seçimi kazanan Biden yönetiminin nükleer müzakerelere dönme niyetini hedef almıştı. Diğer hedeflerle birlikte suikast, Pezeşkiyan'ın dış politika gündemini raydan çıkarmayı hedefliyor.
Suikastta bir diğer hedef ateşkes masası olmalı. Müzakerelerdeki muhatabını öldüren bir gücün ateşkes diye bir derdi olabilir mi? Gazze kökenli olup 2006’da seçimle başbakanlık koltuğuna oturan Haniye, Gazze’de direnişe liderlik eden Yahya Sinvar ve Muhammed Deyf gibi isimler üzerinde en önemli baskı kurma aracıydı. Onun ölümü, müzakerelere katılan CIA Başkanı William Burns’ün Gazze’yle iletişim kanalının yok edilmesi anlamına da geliyor.
İsrail açısından İran’la gerilim birkaç şeye birden hizmet ediyor: Birincisi Netanyahu’nun ABD ve Avrupa’dan destek almasını kolaylaştırıyor. İkincisi Filistin’deki işgal, sürgün ve soykırım politikalarını gölgede bırakıyor. Netanyahu “Mesele Filistin değil hepimizin ortak düşmanı İran, biz sizin için de savaşıyoruz” argümanını kullanıyor. Amerikan Kongresi’nde yaptığı da buydu.
***
Tabii Haniye ile birlikte öne çıkan bir diğer husus şu: Hamas, Türkiye ve Katar’ın ayartmasıyla 2012’de Şam’ı terk edince Gazze’deki liderlerin hareket içindeki ağırlığı arttı. Suriye ve İran’la bozulan ilişkileri toparlamak da Halid Meşal’ın yerini alan Haniye’ye düşmüştü. Beyrut’ta öldürülen Salih el Aruri de Hamas’ın Hizbullah’la ilişkilerindeki en önemli kanaldı. İsrail, Aruri ve Haniye ile İran bağlantısına darbe vurdu. Elbette bu suikastlar ne Hizbullah ne de Hamas’ın operasyonel kapasitesini bozabilir. Bu örgütlerin varlığı bir iki kişiye endeksli değil. İsrail aylardır lider kadrolarını hedef alıyor. Sanki Lübnan, Suriye, Irak ve İran içinde başarıya ulaşan suikastlarla Gazze’de ulaşamadığı hedefleri telafi etmeyi umuyor. Hamas; Yahya Ayyaş, Şeyh Ahmed Yasin, Abdulaziz Rantisi ve Mahmud Mabhuh gibi isimlerini kaybetti. Daha keskin hatlarla büyüdü. Hizbullah Abbas Musavi, İmad Muğniye ve Mustafa Bedreddin gibi liderlerini yitirdi. Askeri kapasitesi daha da büyüdü.
***
Toparlarsak İsrail iki suikastla psikolojik üstünlüğü ele geçirdi. Fakat hedeflediği caydırıcılığı inşa etmesine yetmiyor. Hizbullah’a Lübnan cephesini Gazze’den ayırma baskısı sonuç vermiyor. Hizbullah saldırıları ile İsrail içinde adeta tampon bölge oluşturdu. Halbuki 2006’daki ateşkes hattı tampon bölgeyi Lübnan içinde kurmuştu. Yemen’de Husiler geri adım atmıyor. Irak’ta İslami Direniş ABD ve İsrail’i vurmaya devam ediyor. Suriye’nin güneyinde İran unsurları varlığını artırıyor. Ve en önemlisi lime lime edilen Gazze hala direniyor.
İran açısından Direniş Ekseni’ne liderliğin siyasi-askeri-insani-ekonomik maliyeti artıyor. Şu anda İran istihbarat savaşında kaybeden taraf. Devrim Muhafızları’nın zafiyeti konuşulan bir mesele haline geldi. Sahada İsrail’in işbirlikçiler kimler? Mossad, Devrim Muhafızları’na ne ölçüde sızdı? Ve ABD istihbarat ve koordinasyonda işin neresinde? “Bizim dahlimiz yok” demeleri bir şeyi değiştirmiyor. ABD istihbarat toplamada bölgedeki ortaklarını da çok iyi kullanıyor. ABD, İran üzerindeki misilleme baskısını azaltmak için İsrail’den saldırının sorumluluğunu resmen üstlenmemesini telkin edebilir. Ki Netanyahu bakanlarına ‘sessizlik’ emri verdi.
Şimdi İran caydırıcılık eşiğini korumak ve angajman kurallarını tutarlı kılmak için bir bedel ödetmek zorunda. Ama nasıl? Cenaze törenlerinden sonra bir süre İsrail’i germe ve yorma stratejisi güdebilirler. Tabii bu arada ABD ile ‘gerilimi sınırlama’ pazarlıkları da başlayabilir. Bu arada İran’la gerilim Demokratların başkan adayı Kamala Harris'i de köşeye sıkıştırabilir. Harris Netanyahu’nun nefret ettiği isimler arasında yer alıyor.
İran doğrudan kendisi bir yanıt vermese bile Direniş Ekseni’ndeki unsurlar illaki bir şeyler yapacaktır. Biden yönetimi de kontrol edilebilir bir gerilim stratejisi açısından bunu tercih edebilir. Bu arada İran’dan gelecek sınırlı bir yanıt konusunda İsrail’e de “Karşılık verme” gereği duyabilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025