Fehim TAŞTEKİN
Lübnan’da duran ateş, Suriye’de yükseldi. Hiçbir şey tesadüf değil. Halep 8 yıl sonra yeniden gitti; IŞİD’den gelip, iki yıl El Kaide’yle kucaklaşan, ardından makyaj operasyonuyla ‘makulleştirilen’ cihatçı örgütlerin eline geçti.
Suriye birkaç farklı eksende gelişen dehşet çakışmalar nedeniyle yeni bir çökertme planının pençesine düştü.
Çakışmanın bir ekseninde İsrail’in Suriye’yi atış poligonu haline getirmesi yatıyor.
Diğer ekseninde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Astana ortaklığını asit kazanına atan yeni oyun planı yer alıyor.
Bir diğer eksen, Ukrayna’daki kızışmaya paralel olarak Rusya’ya Suriye’den cephe açma planlarına çıkıyor.
Dördüncüsünde Suriye politikasını İsrail’i güvenceye alma, İran’ın kollarını kesme, Şam’ın stratejik istikametini değiştirme hedeflerine bağlayan ABD’nin öncelikleri uzanıyor.
Bu çakışmaların gölgesinde BM’nin terör örgütleri listesindeki Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) liderliğindeki cihatçı koalisyon, 27 Kasım’dan itibaren 4 günde birkaç mahalle dışında Halep’i ele geçirip Hama’nın kapılarına dayandı.
***
İsrail, Lübnan’da operasyonları yoğunlaştırıp Suriye’ye yönelik saldırıları tırmandırırken Suriye’nin kuzeybatısındaki gruplar Halep için hazırlık yapıyordu.
Erdoğan’ın “Esad’dan hala umutluyum” dediği sıralarda HTŞ harekete geçmek üzereyken Ankara’nın devreye girmesiyle plan ertelenmişti. Henüz zamanı değildi. Fakat Erdoğan, Suriye lideri Beşşar el Esad’a normalleşme teklifini kabul ettiremedi. Şam’a baskı yapmadığı için Rusya’ya gücendiğini hissettirdi. İran’a öfke zaten had safhadaydı. Astana sürecinin işlevselliği tartışmaya açıldı. Erdoğan “gününüzü göstereceğim” dercesine HTŞ’nin önünden çekildi. 2017’de oluşturulan gerilimi düşürme bölgelerinde patlak veren bu çatışmalar Astana sürecini çökertti. Astana mutabakatlarıyla İdlib vilayetinin çeperlerinde kurdurulan Türk askeri üslerinin amacı çatışmasızlığı garanti etmek, iki ana yolun (M5-M4) açılmasını sağlamak ve terör örgütlerini ortadan kaldırmaktı. Taahhütler yerine getirilmediği gibi Türk üsleri Suriye ordusuna karşı HTŞ ve müttefiklerine kalkan işlevi gördü. M-5 yolu ise 2020’de Suriye’nin askeri hamlesiyle açılmıştı.
Türk yetkililerin ifadelerinden gidersek; Ankara, HTŞ’nin Saldırganlığı Caydırma (Radu’l Udvan) adını verdiği saldırganlığa önce “2019’daki sınırlara geri dönmeye odaklı sınırlı bir operasyon” diyerek arka çıktı. Ardından “Halep’in öz evlatları kente dönmeye çalışıyor”, “Her şey aslına dönüyor” ve “Sığınmacıların evlerine dönmesinin yolu açılıyor” minvalindeki açıklamalarla sahiplenildi. İş “Nusayri azınlık diktası, Kasım Süleymani’nin Şii ordusu ve Hasan Nasrallah’ın milisleri Sünni şehirlerinde mezhepçi savaşı veriyor da Haleplilerin kendi şehirleri için verdiği savaş mı mezhepçi savaş oluyor” noktasına geldi. 2011’deki kirli müdahaleyi ve ahlaksız vekalet savaşını meşrulaştıran mezhepçi teraneler 13 yılda yaşanan felaketlere rağmen yeniden servis ediliyor.
“Halep’in öz evlatları” dedikleri milislere Türkiye’nin de terör örgütleri listesinde yer alan HTŞ öncülük ediyor. Bunun dışında Nureddin Zengi Hareketi, Ulusal Özgürleştirme Cephesi, Ceyş el İzze, Ensar el İslam, Ensar el Tevhid, Ceyş el Nasır, Ceyş el Ahrar, Feylak el Şam, Suvvar el Şam, Sukur el Şam, Ahrar el Şam ve İnşa Hareketi’nin yanı sıra Türkistan Tugayları (Uygurlar, Özbekler, Tacikler) gibi yabancı cihatçılar yer alıyor.
Belli ki Halep’ten devşirilecek tazyikle Türk askerini çekmeden milisleri Şam’da iktidara ortak edecek planı Esad’a kabul ettirmeyi umuyorlar. Tabii normalleşme Kürtlerin liderliğindeki özerk yönetimi dağıtma hedefini de içeriyor. Normalleşme olmazsa sığınmacıları döndürme hesabıyla Halep ve İdlib’deki yeni statükoyu koruyabilirler. Sahadaki türbülans sayesinde Fırat’ın batısında Kürt güçlerin elindeki yerleri daha rahat ele geçirebilirler. Ve ayrıca Donald Trump koltuğa oturuncaya dek Fırat’ın doğusunda yeni bir ortaklık modeli için sahayı olgunlaştırabilirler. Erdoğan, kartlarını Trump’a gösteriyor. Bir bakıma “İran’ın kollarını kesmek mi istiyorsun, Suriye’yi yola getirmek mi istiyorsun, İsrail’i güvence altına almak mı istiyorsun işte Türkiye burada, senin en iyi ortağın ben olabilirim” diyor.
“Bizim bu operasyonla ilgimiz yok” diyemezler. Türk askeri üsleri çatışmasızlık için kuruldu. Hatay sınırındaki Bab el Heva Sınır Kapısı yıllardır HTŞ için darphane gibi çalışıyor. Sahada MİT ve TSK onlarla iletişim ve koordinasyon kuruyor. Türkiye, HTŞ’nin her türlü tedarik kaynağı.
Ayrıca HTŞ’nin başlattığı bu hamlede Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO) bileşenleri de yer alıyor.
Erdoğan'ın danışmanı Ayhan Ogan, IŞİD ideolojisinin sulandırılmış versiyonuyla Halep’i fethe çıkanlar için “Mezhep temelinde yayılmacılık dönemi kapanmıştır” propagandası yapıyor. “Etnik temelli mühendislik projelerinin yaşama şansı yok” diyerek özerk yönetimi hedeflerken “Bölgede artık Türkiye’ye rağmen kimsenin adım atma şansı yok” diyor.
“Esad'ın güveneceği tek lider Erdoğan'dır. Çıkış yolu Türkiye ile işbirliği yapmaktır” diyerek noktayı koyuyor.
Önermenin işaret ettiği koşullar belli: Özerklik projesi bitecek; koridor kurulacak; Suriye’nin kara gününde yanında duran İran milisleriyle defolup gidecek; selefi-cihatçılar dahil silahlı muhalifler Şam’ın efendileri olacak… Ve Türkiye’nin dediği olacak!
Suriye bu hamleyi kendisine yapılmış kötülüklerin devamı olarak görüyor. Astana ortakları Rusya ve İran da bunu ihanet sayıyor. Erdoğan’ı Ukrayna’daki yoğunluktan istifade edip oldu bitti yapmakla suçlayan Ruslar, Halep hamlesini Türkiye ve ABD’nin Rusya’ya karşı açtığı ikinci cephe olarak ele alıyor. İran-Türkiye ilişkileri zaten güvensizliğin zirvesini yaşıyor.
***
Türkiye’nin Saldırganlığı Caydırma taarruzuyla ilgili tutumu ABD ve İsrail’in çıkarlarıyla örtüşüyor. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Lübnan’da ateşkese giderken Esad’ı açıkça tehdit etti. Lübnan’da ateşkesin yürürlüğe girdiği gün HTŞ harekete geçti. İsrail, Suriye’yi felç edecek saldırılarını sürdürürken Halep elden gidiyor ve sıra Hama’ya geliyor.
Bu grupların İsrail’le yolları Kuneytra ve Dera cephesinde kesişmişti. Sahadan bildiğimiz bir gerçeği dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot emekli olduktan sonra Sunday Times gazetesine mülakatında ifşa etmişti. Eisenkot “İç savaş sırasında Golan Tepeleri'ndeki Suriyeli isyancı gruplara silah sağladıklarını” söylüyordu. Suriye’de binlerce saldırı düzenlediklerini ve Şam’ın yardımına gelen İranlı unsurlara karşı sadece 2018’de 2 bin bomba attıklarını belirtiyordu. 2019’da Foreign Policy dergisi de İsrail'in en az 12 Suriyeli isyancı gruba makineli tüfekler, havan topları, askeri malzemeler ve araçların yanı sıra milis başına 75 dolar maaş verdiğini yazmıştı. Bu bakımdan IŞİD’in eski Suriye emiri olup takım elbise giydirilerek muhalif lider kisvesine büründürülen Ebu Muhammed el Colani, Netanyahu ile kanka sayılır. 2011’den bu yana hiçbir cihatçı örgüt İsrail’i rahatsız edecek bir eyleme kalkışmadı.
Amerikalılar da Erdoğan ve ekibinin baktığı yerden bakıyor. HTŞ’nin İdlib’deki varlığı Amerikan çıkarlarına hizmet ediyordu. ABD, HTŞ’nin kontrol ettiği bölgelerde saklanan IŞİD liderlerine operasyonlar düzenlerken başına 10 milyon dolar ödül koyduğu Colani ve El Kaide çizgisindeki diğer liderlere dokunmadı. ABD ve İsrail Suriye’yi çaresiz bırakacak her türlü kötülüğü kâr sayıyor.
***
Elbette HTŞ’nin kendi gündemi var. Bu saldırıya da eğitim kampları ve tatbikatlarla profesyonelce hazırlandılar. Kanatlı roketler, uzun menzilli SİHA’lar ve FPV suikast SİHA’ları kullanıyorlar. Gece görüş gözlükleri ve susturucularla donatılmış silahlarla operasyon yapıyorlar. Muhalif kaynaklara bakılırsa öncesinde hedeflere uyuyan hücreler yerleştirmişler. Sahada koordinasyon seviyesi hayli yüksek. Buna mukabil güya gelen fırtınaya hazırlık yapmış olan Suriye ordusu Halep’ten Hama’nın kuzey hatlarına kadar çekilerek ne kadar yetersiz, yorgun ve motivasyonsuz olduğunu gösterdi. “Nasıl olur’ diyebileceğimiz bir sonuç değil. İsrail’in Suriye sahasını belli ölçüde felç etmesi, İran bağlantılı milislerin hareket kabiliyetini sınırlaması, Hizbullah’ın güçlerini Lübnan savaşına çekmesi bir yere kadar mazeret sayılabilir. Ama sonuçta havadan Rusya, karadan İran destekli milisler, Hizbullah ve yerel Ulusal Savunma Güçleri’nin katılımıyla Halep’i 1,5 yılda geri alan Suriye ordusu tüm vilayeti 4 günde bıraktı. Büyük bir hezimet. Yıllarca cihatçıların kuşatması altında kaldığı halde teslim olmayan Şii beldeler Zehra ve Nubbul da gitti. Halep’i Şam’a bağlayan M-5 yolu, askeri üsler, okullar, kışlalar ve stratejik ne varsa hepsi cihatçıların eline geçti.
Bunca çabadan sonra ortaklarının Esad’a karşı küplere binmemesi mümkün değil. Yine de Rusya stratejik çıkarlarının olduğu bu ülkeyi Ukrayna’daki yoğunluğuna rağmen yalnız bırakamaz. Suriye düştüğü an sıranın kendisine geleceğini gören İran da terk edemez.
Lübnan’da çatışmalar sürerken Esad’a yapılan teklif ve tehdit açıktı: ‘İran ve Hizbullah’la ilişkiyi kesersen Suriye üzerindeki tecrit ve ambargoları kaldırırız. Yönetimi devirme planlarını rafa kaldırırız. İlişkilerde yeni bir sayfa açarız. Eğer bunu yapmazsan bedeli ağır olur.’
Rusya da Suriye’ye çatışmalardan uzak durması yönünde telkinlerde bulundu. Ayrıca İsrail’in İran’ı vuran saldırılarını hiç sorun etmedi. Esad da muğlak bir siyasetle İran’dan uzaklaşabileceği izlenimi vererek fırsatları değerlendirmek istedi. Fakat Direniş Ekseni’ne sırtını dönemeyeceğini de biliyordu. İran da Şam’la açık konuşma yoluna gitti. İran Dini Lideri'nin danışmanı Ali Laricani, Şam’da Esad’la görüştü. Ardından İran Savunma Bakanı Aziz Nasirzade Şam’a gitti. Bunu Suriye Dışişleri Bakanı Bassam el Sabbagh’ın Tahran ziyareti izledi. İran ve Suriye arasındaki ittifak teyit edildi. Sonuçta İran’ın yerini dolduracak güvenilir ortaklıklar sunulmuş değildi. ABD-İsrail-Körfez üçgeninde pişirilen teklif geri çekildi ve yerini tehditler aldı. İşte bu yüzden HTŞ ne kadar kendi gündemiyle hareket ederse etsin hamle İsrail ve ABD’nin planlarından bağımsız düşünülemez.
***
Amerikan desteğiyle İsrail’in yeni düzen vaadinde kendi hayalini gören Kürtler de cihatçılarla yüz yüze kaldı. Halep’te ordu çökerken HTŞ, YPG/SDG’nin kontrolündeki Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerini kuşattı. YPG/SDG, Suriye ordusu çekilirken girdiği sanayi mahallesi Şeyh Neccar gibi birkaç yeri bıraktı. HTŞ’nin liderliğindeki Askeri Operasyonlar İdaresi SDG’ye seslenen bir çağrı yaptı. Savaşlarının SDG ile olmadığını belirtip silahlarıyla birlikte Halep'ten kuzeydoğu Suriye'ye gitmeleri için onlara fırsat tanıdı. Kürtleri “Suriye'nin eşit haklara sahip ayrılmaz bir parçası” olarak niteleyip koruma güvencesi verdi. Ardından SDG’nin teklifi kabul ettiği öne sürüldü. Ancak SDG Sözcüsü Ferhat Şami, “Afrin Kurtuluş Güçleri'nin Şehba bölgesiyle (Tel Rıfat ve çevresi) ilgili kararına saygı duyacağız. Şeyh Maksud ve Eşrefiye’den çekilmenin kabul edildiği yönündeki söylentilerin aslı yoktur” dedi.
Yani anlaşacaklar ya da çatışacaklar. Suriye ordusu tamamen çökmeseydi Menbic tarafından bölgeye intikal eden SDG ile birlikte ortak savunma geliştirilebilirdi.
Burada ABD’nin tutumunun da etkili olacağı öngörülebilir. Amerikan tarafı Halep’teki gelişmelerden gayet memnun gözüküyor. Yönetimin “Sürpriz oldu, izliyoruz” şeklindeki üçkâğıtçı açıklaması bir kenara ABD Kongresi’ndeki Suriye'nin Dostları Grubu adına Brendan F. Boyle ve French Hill “Cani diktatöre karşı Suriye halkının yanındayız” diyerek gelişmelere alkış tuttu. ABD Afrin’de olduğu gibi SDG’nin Fırat’ın batısında kesinlikle çatışmasını istemeyecektir. “Bu sizin savaşınız değil” diyecektir. Tel Rıfat, Şeyh Maksud, Eşrefiye, Tel Aran, Tel Hasel hatta Menbic Amerikalıların Kürtler lehine hesap yaptığı bir yer değil. Buralarda Türkiye’nin hamlelerini kendi oyun planında görüyor.
HTŞ, Hama’ya doğru yönelip Kürtlerle hesaplaşmayı sonraya bırakırken Türkiye kuzeyden hızlıca düğmeye bastı. SMO, Fecr el-Hurriyye (Özgürlük Şafağı) adıyla operasyon başlattı. Üç yönlü bir hareket gelişiyor:
Kuzeyden, YPG’yi Tel Rıfat’tan çıkarmaktı ki dün kente girdiler. Ayrıca stratejik önemdeki Minnığ Havalimanı'nı ele geçirdiler.
İkincisi Halep’in doğu kırsalında El Bab’ın güneyinden geçen koridoru kesmek. Bu güzergâh Fırat’ın doğusu ve Menbic’ten, Şeyh Maksud ile Tel Rıfat’a takviye hattı olarak kullanılıyordu. SMO bu güzergahta Kıveyris Havalimanı ve 111. Alay’ın yanı sıra Safira, Tadif ve Aran gibi birkaç kasabayı ele geçirdi.
Üçüncüsü Menbic etrafındaki çemberi daraltmak. Şimdilik bu hattaki çatışmalar sınırlı. Fakat Tel Rıfat’tan sonra Menbic’e yüklenmeleri bekleniyor. Burayı ele geçirirlerse Fırat’ın doğusuna yöneleceklerdir. Bu hareket Fırat hattında Tabka ve Rakka’ya genişlerse SDG’deki Arap-Kürt ortaklığını bozacak hamleler gelebilir. Tabii buradaki gidişat ABD’nin HTŞ ile SMO’nun patronu Türkiye ile nasıl bir diyalog yürüteceğine de bağlı.
***
Beri tarafta Halep cephesindeki çözülme İran, Suriye ve Rusya arasındaki koordinasyonu yeniden artırabilir. Esad 29 Kasım’da Moskova’da Rus lider Vladimir Putin’le görüşüp yardım sözü aldı. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi dün Şam’daydı. Bugün Ankara’ya geliyor. İran, Irak’tan milis taşımaya çalışırken ABD’nin Bağdat’ı “Sakın ha” diye uyardığı söyleniyor. Ama Irak da HTŞ’nin zaferinin kendisine nasıl bir kâbus vaat ettiğini biliyor. IŞİD Sünni üçgeninde yeniden palazlanabilir. Yani Suriye’ye bigane kalamazlar. Hama’yı geçilmez kılmaya çalışan Suriye ordusu ise güçlerini toparladıktan sonra Halep’e doğru harekete geçmekten söz ediyor. Cumartesi gecesinden itibaren Hama’nın kuzeyinde Suran, Maardis, Taybe ve Kalat el Madik gibi yerlerin kontrolünü geri almayı başardı. Fakat şehir savaşlarını yürütecek güçleri yeniden toparlayabilmesi hiç de kolay değil. 2016’daki senaryo tekrarlanmayabilir. Bu nedenle Türkiye yeni statüko üzerinden Rusya ve İran’la pazarlığa oturabilir.
Yazarlar
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025
11.08.2025
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025