Fehim TAŞTEKİN
Neredeyse 14 yıldır silahlı isyan, vekâlet savaşları, dış müdahale ve işgallerle yoğrulan Suriye, 12 günde IŞİD’in ‘ılımlılık’ iksiriyle dönüştürülmüş bir versiyonuna bırakıldı.
Önceki gece Suriye ordusunun Humus’tan çekilmesinin ardından saatler içinde Şam, Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) liderliğindeki güçlerin kontrolüne geçti. Tek bir mermi atılmadan başkentin anahtarları altın tepside cihatçı koalisyona sunuldu.
Rus Dışişleri’nin açıklamasına bakılırsa Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad müzakereler sonucunda iktidarın barışçıl yolla devredilmesi talimatı vererek görevi bırakıp ülkeden ayrıldı. Kremlin kaynaklarına göre Moskova’ya giden Esad ve ailesine siyasi sığınma hakkı tanındı.
Humus dönemecinde şekillenen mutabakata uygun olarak Başbakan Gazi Celali yetkiyi devretmek üzere silahlı adamlar tarafından evinden alınıp bir otele götürüldü. Tam anlamıyla bir devir teslim yaşanıyor.
Şimdilik Şam’ın yeni efendisi Ebu Muhammed el Colani. IŞİD’in Suriye emiri olarak ortaya çıkmış, geldiği kökten kopup El Kaide’ye biat etmiş, Nusra Cephesi’ni Heyet Tahrir el Şam’a (HTŞ) dönüştürerek ‘ılımlı cihatçı’ kisvesine bürünmüş bir isim Suriye’nin geleceğine yön veriyor. İlk iş olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın düşlerini süsleyen Emeviye Camii’ne gitti. Oyunun ikinci perdesi daha yeni açıldı. Emeviye daha kimleri görecek, kestiremiyoruz!
ABD’de terörist listesine eklenmiş ve başına konulmuş 10 milyon dolar ödül var ama ‘gömlek değiştirmek’ ve İsrail’in en önemli düşmanını ve onun müttefiklerini tasfiye etmek Colani’yi ‘makul muhalif’ mertebesine yükseltti. Peşinen kredi açan Batılı güçlerin onunla nasıl bir düzen kuracaklarını merak ediyoruz.
Rusya ve İran sahneden çekildiğine göre Suriye’nin geleceğini şekillendirecek vuruşlar bundan böyle silahlı grupların arkasında duran güçlerden gelebilir. Elbette BM Güvenlik Konseyi’ndeki konumu ve Suriye’de koruduğu üsleri nedeniyle Rusya yine işin içinde olacaktır. Ama daha çok kendi çıkarlarını ilgilendiren boyutuyla ilgilenecektir.
HTŞ ile pazarlığı yürütenler öyle anlaşılıyor ki işgal sonrası Irak devletini fesheden Amerikan örneğinden kaçınmaya çalıştı. Rejimi rejim yapan ordu, istihbarat birimleri ve Baas Partisi dışında Suriye’nin kurumsal bütünlüğünü bozacak bir yoldan gitmedikleri izlenimi verdiler. Devir teslim görevinin başbakana tevdi edilmesi, yurt dışındaki diplomatik misyonların göreve devam etmesi ve silahlı grupların bu süreçte kamu binalarına girmesinin yasaklanması buna işaret ediyor. Merkez Bankası’nı yağmalatsalar da devleti tamamen kapatmıyorlar. İlk günün görüntüsü bu, yarını bilemeyiz!
***
Herkes ne olacak diye soruyor ama bir yandan da nasıl oldu sorusu yanıt bekliyor. Şimdi geriye dönüp çöküşün başladığı yere gittiğimizde yerine göre çatışmasız yerine göre ölçülü vuruşarak çekilmenin Halep’te kararlaştırıldığını anlıyoruz. Belli ki kazanılamayacak bir savaş için daha fazla kan dökülmesi ve şehirlerin bir kez daha yıkılması istenmedi. Ve aşamalı teslimiyete karar verildi. Peki Esad’ı buna mecbur eden neydi?
13 yılda yıpranmış, yorulmuş, cephaneliği yenilenememiş ve motivasyonunu kaybetmiş bir ordunun karşısına İdlib’te 10 yıldır eğitilen, donatılan, SİHA taburları kuran, bunun için destek alan, hedefine kilitlenmiş ve davasına adanmış bir cihatçı ordusu çıkarıldı.
ABD’nin Sezar Yasası ve AB’nin yaptırım kararlarıyla ekonomisi çöküşe sürüklenmiş, yeniden inşa bir yana günü idare edecek çareler geliştirememiş, halkı nefessiz bırakılmış bir ülkede herkes ‘Artık ne olacaksa olsun’ noktasına geldi. Yani Esad yönetiminin bekası ile ülkenin bekası arasında kurulan bağ çözüldü.
Esad, bir yandan Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Ürdün, diğer yandan Rusya tarafından İsrail’le savaştan uzak durması konusunda sıkıştırıldı. İran’dan uzaklaşır ve Hizbullah’a giden ikmal rotalarını kapatırsa selamete kavuşacağı konusundaki ayartıcı tekliflere kulak verdi.
Esad’ın ikili oynadığı izlenimi vermesi İran’la aralarındaki güveni zedeledi. Suriye’de İran hedefleriyle ilgili istihbaratın İsrail’e içerden gittiği kuşkusu da ortaklığı kemirdi. Ne var ki Esad’ın bölgesel çatışma karşısındaki soğukkanlı siyaseti de fişinin çekilmesini önlemedi.
Esad’ı kurtaracak destek hatları da zayıflatıldı. İran, Suriye içinde İsrail saldırılarından ölümcül darbeler aldı. Suriye’nin imdadına yetişmek artık İsrail’e açık hedef olmak anlamına geliyordu.
2013’te Kuseyr savaşıyla Lübnan-Suriye hatlarını güvenceye alıp şehir savaşlarında öne çıkan Hizbullah da ağır darbeler aldı. Üstelik İsrail’in 27 Kasım sonrası ateşkes ihlalleri Hizbullah’ın Lübnan’daki mevzilerini bırakmasına izin vermedi. İran’ın Irak’tan milis seferberliği de ABD’nin Bağdat’ı tehdit etmesi nedeniyle hayata geçirilemedi.
Suriye’nin kritik askeri tesislerini de hedef alan İsrail sahayı HTŞ için mayınsız hale getirdi. Dün İsrail Başbakanı Netanyahu süreçteki katkılarıyla övünüyordu: "Tarihi bir gün. Bu İsrail'in İran ve Hizbullah’a yönelik saldırılarının bir sonucu.”
Esad’ın kolunu kanadını kıran asıl tutum Rusya kaynaklı olabilir. Ukrayna savaşının odağı değiştirdiği sabit bir gerçek. Fakat Rusya lideri Vladimir Putin Esad’a kızgındı. Ordu başta olmak üzere kurumsal yapılarda yeniden organizasyon bekliyordu, olmadı. Suriye yönetiminin ekonomideki kifayetsizliği de Putin’e gına getirdi. Pek çok taraf Cenevre’deki anayasa komitesi çalışmalarının tıkanmasından Esad’ın oyalama taktiklerini sorumlu tutuyordu. Esad, Rusya yanındayken bu durumun sürdürülebilir olduğunu düşünerek Putin’in telkinlerini kulak ardı etti. Ayrıca Rusya’yı İran’la, İran’ı Rusya ile dengeleme siyasetine fazla bel bağladı. Putin son çıkış olarak Türkiye-Suriye normalleşmesi için ağırlığını kullandı. Esad’ın gerekli esnekliği göstermemesi Putin’i açığa düşürdü.
Daha önemlisi onca askeri operasyon, diplomatik çaba ve mali katkılarla kurtarılmış Halep’in korunamaması Putin’e ‘Ne halin varsa gör’ dedirtmiş olabilir. Esad’ın Kremlin’de Putin’le görüşmesinden sonra Rusya 2015’teki seferberliği tekrarlayabileceğinin işaretini vermedi. Rus ordusu sadece cephe gerisini bombaladı. Hama ve Humus’a ilerleyen konvoylara dokunmaması şüphe çekti.
Kişisel kanaatim, Esad, Moskova’dan umutsuzluk içinde döndü. Yolun sonuna geldiğini gördü.
Beri taraftan İran ve Irak tarafında da Suriye ordusunun harbiden harp etmediği bir savaşa girip daha fazla düşman edinmenin anlamı sorgulanmaya başladı.
İran ve Rusya’nın Humus dönemecinde gidişatı tersine çevirebileceğine dair yaratılan algı gerçekçi değildi. 2017 öncesi kentlerin ikiye bölündüğü durumdan çok farklı bir tablo vardı. Bunu geri çevirecek müdahale çok kanlı ve yıkıcı olurdu. İran da Rusya da en az zararla yeni sürece adapte olmanın yoluna baktı.
Özellikle HTŞ’nin operasyonu Lazkiye ve Tartus’a yönlendirmemesi de bir mutabakat olduğu izlenimi verdi.
Esad’a bel bağlayanlar şimdiye dek ‘cellat’ saydıkları güçlerle baş başa kaldı. Bundan sonra hayatta kalma saikleri devreye girecektir: Kaçıp kurtulmak ya da yalandan ‘devrim’ sevincine ortak olup arkasından Esad’ı lanetlemek!
***
Gelişmeler içerde düzensizliğe mahkûm yeni düzen kurma kavgasının yanı sıra jeopolitik kırılmaları beraberinde getiriyor.
Esad yönetiminin çöküşü İsrail’i korumaya endeksli Orta Doğu düzeninin önündeki bariyerin yıkılması anlamına geliyor. Bundan en karlı çıkan İsrail oldu.
Rusya’nın Suriye’yi merkeze alan Doğu Akdeniz siyaseti duvara tosladı. Müttefikini koruyamayan bir güç algısı Afrika’da ayağına yer açtığı ülkelerde Rus güvencesini tartışmaya açacaktır.
İran, Direniş Ekseni ile kurmaya çalıştığı jeopolitik oyunda en büyük darbeyi aldı. Bir süre kendi içine çekilmek durumunda kalabilir. İran jeopolitik oyundan kolayca çekilmez ama Suriye’deki hezimetten sonra iç cepheyi tahkim etme çabasına daha fazla enerji ve kaynak ayırabilir. Azami baskı vaadiyle gelen Donald Trump’a hazırlanırken Suriye defterinin kapatılmış olması Tahran’a manevra alanı açabilir. Nükleer zenginleştirmeyi sınırlayıp BM ile tam işbirliği vaadini koruduğu sürece başı ezilecek “sıradaki ülke” konumundan çıkabilir.
Hizbullah’ın toparlanmak için acilen ihtiyaç duyduğu tahkimat yolları kapandı. Yeni ikmal hatları kuruluncaya kadar Hizbullah’ın İsrail’e karşı pozisyonu daha da kırılganlaşabilir. Ama bu direnişin bitirilebildiği anlamına gelmiyor. Kuşatma altındaki Gazze’de bile direnişi bitiremediler.
Lübnan’daki ateşkes ve Suriye’deki değişimden sonra Filistin’in yalnızlığının tamamen katmerleştiğini söylemeye gerek yok.
Suriye’den sonra Haşd’uş Şaabi güçlerinin dağıtılması konusunda Iraklı aktörlerin tepesine bineceklerini de öngörebiliriz. İran’ın Irak üzerindeki nüfuzunu kıracak çok yönlü hamleler artabilir. Bunu Yemen’deki Ensarullah’ı bitirecek operasyonlar izleyecektir.
Soykırımcı İsrail, Lübnan sınırlarında saplanıp kalsa da büyük ödülü Suriye’de cihatçı yığınlardan aldı. İsrail daha çöküşün ilk saatlerinde Golan Tepeleri’nde işgali genişletmeye koyuldu. Kuneytra’nın askerden arındırılmış bölgelerine girdi. Su kaynağı Şeyh Dağı’nın (Hermon) Suriye tarafını ele geçirmeye çalışıyor. İsrail için fırsat bu fırsat. Ayrıca dün farklı bölgelerde Suriye’nin kritik askeri tesislerini ve bir araştırma merkezini bombaladı. Orta Doğu Eşbaşkanlığı misyonunu hakkıyla yerine getiren Tayyip Erdoğan da esaslı bir madalyayı hak etti! Fakat bu gidişat Suriye’yi Afganistan’a, Türkiye’yi Pakistan’a dönüştürebilir. HTŞ’nin borusunun öttüğü bir Suriye küresel cihat ağları için de çekim merkezi olacaktır, İdlib’deki gibi.
***
Bu grupların elinde Suriye neye benzeyecek? Nasıl bir nizam kurulacak? Dünya görüşleri, çıkar ilişkileri ve dış bağlantıları birbirinden çok farklı aktörler ortak bir gelecek için nasıl bir araya gelecek? İslamcı güçler bile geçmişte kendi aralarındaki çatışmalarda binlerce kayıp verdi.
HTŞ sürece öncülük eden örgüt olarak diğer gruplar için bir çekim merkezine dönüşebilir. Yine de bu çatının alamayacağı örgüt çok. Colani’nin ‘ılımlılık’ makyajı kendi örgütünde bile içselleştirilmemişken bir de peşine taktığı bir düzine El Kaide çizgisinde yabancı cihatçı örgüt var. Evet burada parola kapsayıcı olmak ve halkın iradesine göre bir yönetim komitesi belirlemek. Köprüyü geçinceye kadar pragmatizm işleyebilir. Ayrıca Colani’nin tecrit ve yaptırım bariyerini aşması lazım. Bunun için Batılılarca çok iyi pazarlanan “Değişti” ve “Herkese hitap ediyor” algısını bozmaktan kaçınacaktır. Bu görüntü yetmeyecektir. Sulandırılmış da olsa şeriatçı bir anlayışla Suriye’ye vadettiği geleceğe sığmayacak kesimler az değil. Burada büyük bir çatışma potansiyeli yatıyor. Suriye sekülerizmi içselleştirmiş ender Arap ülkelerinden biriydi.
Daha da önemlisi Kürtler de yeni düzenin parçası olmak durumunda. Ülkenin yüzde 40’ını kontrol eden Suriye Demokratik Güçleri (SDG), HTŞ’ye taban tabana zıt bir model öneriyor. Fırat’ın doğusundaki aktörleri nasıl Suriye’nin bütünlüğü içinde tutacaklar? Kapsayıcı bir koalisyonla mı Kürtleri kurucu aktör olarak Şam’da iktidara ortak edecekler? Yoksa federatif bir çözümle “Siz kendi bölgenizi yönetin” mi diyecekler? Dürzilerin olduğu Süveyde ve Alevilerin yoğunlaştığı sahil şeridi için farklı tasarımlar var mı? HTŞ ve müttefikleri federatif yaklaşımlara meyilli bir anlayıştan gelmiyor. Ayrıca olası masanın diğer ucundaki SMO da kafadan SDG’nin düşmanı.
SDG’nin pazarlık için üç önemli kozu var: Amerikan desteği; disiplinli ordu; petrol, doğalgaz ve tahıl ambarında kontrol. Ülkenin ekonomik zenginliklerini elinde tutmak güçlü bir koz ama aynı zamanda bu savaş nedeni. Fırat’ın doğusu Şam’ın yeni efendileri için kesinlikle erişilmesi gereken bir hedef olacaktır.
Amerikalılar açısından Suriye’yi şekillendirmek için çok önemli bir fırsat doğdu. Bu misyon için ellerindeki en önemli araç da SDG. Trump’ın “Bu bizim savaşımız değil. Karışmayın” diye attığı tweet ABD’nin Esad gitti diye Suriye’den çekileceği anlamına gelmiyor. Pentagon, IŞİD’i yenilgiye uğratmak için Suriye'de kalmaya devam edeceklerini duyurdu. IŞİD tehdidi gerçek olsa da IŞİD’in türevleri artık gücü ele geçirmiş durumda. Yine de Amerikalılar bayat gerekçeyi tekrarlıyor. Buz gibi parodi.
Beri taraftan HTŞ, Amerikan desteğini ve onayını garantilemek için SDG ile çalışmanın yollarını aramak zorunda. Ama SDG’yi zayıflatacak hamlelerde de bulunabilir. Aşiret kartı Esad’dan Colani’nin eline geçiyor. SDG içindeki Araplar kendilerini Şam’daki yeni aktörlere daha yakın görebilirler. Geçmişte bölgedeki aşiretlerin önce Özgür Suriye Ordusu, ardından IŞİD ve daha sonra Suudi-Amerikan yönlendirmesiyle SDG’ye destek verdiğini unutmayalım.
Burada üçüncü taraf devreye giriyor. HTŞ’nin yıllardır sırtını verdiği, beslendiği ve korumasından yararlandığı Türkiye de ABD’nin aksine SDG’yi oyundan düşürmeyi hedefliyor. Vadettikleri modellerin zıtlığı bir yana gözetilmesi gereken iki farklı denge faktörü ile bu iş nasıl olacak? Halihazırda Türkiye, Suriye Milli Ordusu (SMO) eliyle Menbic’i kontrol altına almaya çalışıyor. Esad’ın bıraktığı günde bile Menbic’te silahlar susmadı. Yani Esad gitti ama Ankara’nın oyun planı değişmedi. Ankara SMO’yu kullanmaya ve HTŞ’yi sıkıştırmaya çalışacaktır. Fakat HTŞ de Türkiye’ye bağımlılıktan kurtulup başka aktörler ve sınırlarla tanışmaya başladı.
Muhalefetin hepsi İslamcı değil. Ayrıca vadettikleri kapsayıcılığın giden yönetimin gölgesindeki parti ve grupları da içermesi gerekiyor.
Bütün bu gruplar Şam’da masanın etrafında oturup bir iç çözüme ulaşabilirler mi? Silahlı örgütler buna kendilerini feshederek başlayabilirler. Fakat bu mucizeye denk gelen bir beklenti olur! HTŞ, İdlib’de hakimiyetini kurduysa bunu kapsayıcı olduğundan değil kendinden gayrı olanları tasfiye ettiği için başardı. Tabii tüm Suriye’ye hükmetmek oyunu farklı kurgulamayı gerektiriyor. Kendi içlerinde anlaşmaları zor. Odada çok silah var. Bugün olmasa yarın illaki patlar.
Uluslararası aktörler de Suriye’yi kendi haline bırakmaz. Cenevre’de olduğu gibi bir masa kurulabilir. O zaman her bir aktör süreci kendi tarafına çekmek için asılacaktır. Libya’da olduğu gibi. Libya’da ilk önce ulusal geçiş konseyi kurulmuştu. Bu bir başarı sayılmıştı. Ama başlangıçta tüm gruplar aynı tarafa bakıyordu. Suriye’de durum farklı. Herkes birbiriyle çok çatıştı. Herkesin elinde kan var. Suriye’nin çelişkileri çok büyük.
Trump’ın önceliği de İsrail’in güvenliği. Bu süreçte yeni gelenler bu güvenceleri verinceye kadar Amerika bölgedeki varlığını ve gücünü kullanacaktır.
Afganistan’da yıllarca yıkmak için savaş verip başarılı olamadıkları Taliban modelini bugün Suriye’ye taşıyorlar. Batılı güçler bu kez bu oyunu kendilerine çok yakın bir coğrafyada oynuyor. Bu sonuçtan memnun olan İsrail’in de Türkiye’nin de yeniden düşünmelerini gerektirecek çok şey olacaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları











































































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
26.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025