Fehim TAŞTEKİN
Golan’ın sunduğu stratejik pozisyon ve zenginlikler için İsrail’in yapmayacağı şey yok. Buna El Kaide ve cihatçı grupların desteklenmesi ve kullanılması dahil. Golan’daki BM misyonu, İsrail’in silahlı gruplarla iştigalini BM Güvenlik Konseyi’ne açıkça rapor etmişti. İsrailli yetkililerin ardı ardına gelen ifşaatlarıyla da bunlar sır olmaktan çıktı.
Çok faktörlü ‘dehşet dengeleri’ üzerine oturan Suriye krizi olmasaydı ABD, Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyabilir miydi?
Yine Suriye krizinin sunduğu bahaneler olmasaydı Amerikalılar, işgal altındaki Golan’ı İsrail toprağı sayma girişiminde bulunabilir miydi?
Yine aynı bahaneler olmasaydı ABD, İran’la nükleer anlaşmadan bu kadar pervasızca çekilebilir miydi?
Suriye’deki savaş sayesinde İsrail’in tüm bölgesel muhatapları birbirine girmiş durumda. Dünyanın katledilmelerini kahretmeden sessizce izlediği Gazzelilere dayatılan ‘soykırım’ politikası bir kenara, statüsü bir barış anlaşmayla belirlenmesi gereken Kudüs’teki oldubittiye bile ortak bir tepki üretilemiyor. Halklar lidersiz, halklar perişan.
Geçen hafta Paris’te vakti zamanında Hafız el Esad’ın yönetiminden kaçmış iki Suriyeli ile konuşurken biri “ABD, Suriye’de neyi hedefliyor” diye sordu. “Parçalamak mı, nedir derdi?”
“Malum Ortadoğu’ya yeniden dizayn vermek için yapılan müdahaleler ters sonuçlar verdi. Şimdi bu sonuçlardan yeni çıkarlar devşirmek, bilhassa İsrail’in etrafındaki güvenlik çemberini genişletmek, işgal altındaki toprakların fiili statüsünü değiştirmek, İsrail saldırganlığını kanıksatmak ve buna dokunulmazlık kazandırmak için uğraşıyorlar” dedim. İkisi de hak verdi.
***
ABD istediğini alıncaya kadar Suriye’yi felç etmeye dönük fırsatları kaçırmayacak.
Peki, koparmak istediği nedir? “ABD’nin niyeti Suriye’yi parçalamak mı” sorusu spekülasyona açık bir konu ama ne yapılmak istendiğine dair kısa vadeli bir iki tespitte bulunmak mümkün:
Suriye’nin 1967’de kaybettiği Golan (Colan) üzerindeki meşru taleplerden tamamen vazgeçmesi;
İran’ın asimetrik savaş unsurlarını tamamen çekmesi,
Tahran’ın Şam üzerindeki nüfuzunun bitirilmesi,
Suriye üzerinden beslenen Hizbullah’ın izole edilmesi ve Filistinli örgütlere desteğin kesilmesi.
Eş-Şark’ul Evsat gazetesine göre İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, 9 Mayıs’ta Moskova’da Rusya lideri Vladimir Putin’le buluşması sırasında, bundan böyle İran’a karşı kırmızı çizgilerini sadece güney bölgelerini değil bütün Suriye topraklarını kapsayacak şekilde genişlettiğini bildirdi. Bu buluşmadan sonra İsrail, Humus’un güneybatısındaki Dabaa Üssü’nü altı füzeyle vurdu. Güya hedef Hizbullah’ın silah deposuydu.
İran ve Hizbullah bahanesiyle Suriye’nin savunma kapasitesini çökertmeye çalışan İsrail, Golan civarında da El Nusra (Golan Kurtuluş Komitesi) dahil silahlı gruplara kalkan oluyor.
ABD de benzer bir yaklaşımla Dera’da silahlı grupların elindeki bölgelere yönelik operasyonun önüne kırmızı çizgi çekiyor. Ordunun 25 Mayıs’ta Dera’da silahlı grupları teslim olmaya çağıran bildirisinin ardından ABD Dışişleri, Suriye’ye sert ve uygun yanıtların verileceği tehdidinde bulundu. Tehdidin gerekçesi Rusya, ABD ve Ürdün arasında sağlanan ‘gerilimin düşürülmesi’ mutabakatı. Mutabakat Trump ile Putin’in kasımdaki Vietnam buluşmasında teyit edilmişti.
Malum Şam’ı tehdit eden Doğu Guta’ya yönelik operasyon nedeniyle hesapları bozulan ABD, 14 Nisan’da Fransa ve Britanya ile birlikte ‘kimyasal silah’ kullanıldığı iddiasıyla Suriye’nin askeri tesislerini vurmuştu. Şam’ın güneyinde Filistinli mültecilerin kaldığı Yermuk Kampı’nın 21 Mayıs’ta IŞİD’in elinden tamamen kurtarılmasından sonra sıra Dera’ya gelince ‘Amerikan hassasiyeti’ yeniden nüksetti.
***
ABD’nin çoğu İsrail’le ilintili taleplerini dikte ettirebilmek için elinde üç tane ciddi koz var:
– Fırat’ın doğusunda Suriye’nin petrol rezervlerinin yüzde 90’ını barındıran fiili ‘kurtarılmış bölge’.
– Ürdün-Irak-Suriye üçgenindeki Tanaf Kampı.
– Ürdün’den beslenen Dera cebi.
Bu kozlara İsrail’in himayesinden yararlanan cihatçı grupların bulunduğu Golan hattı da ilave edilmeli. Bunlar Suriye’nin toprak bütünlüğünü yeniden tesis etmeye yönelik bütün operasyon planlarının önündeki engeller olarak duruyor.
Bütün mesele savaştan güçlenerek çıkmış bir Suriye ile karşı karşıya kalmamak. (Buna ilaveten toprak bütünlüğünü sağlamış bir Suriye’de İran ve Hizbullah’ın pozisyon elde etmesi İsrail için senaryonun en felaketi.)
İsrail’in İran bahanesiyle yaptığı saldırılarla kendisini ortaya koyan stratejisi esasen İsrail Askeri İstihbarat Şefi Tümgeneral Herzi Halevi’nin 19 Haziran 2016’da Herzliya Konferansı’nda söylediği şu söze uygun olarak gelişiyor:
“İsrail, Suriye’deki durumun IŞİD’in yenilgisiyle sona ermesini istemiyor. Süper güçlerin bölgeden çekilerek İsrail’i Hizbullah ve İran’ın karşısında yalnız bırakması İsrail’i güç bir duruma sokar. Kendimizi böyle bir pozisyonun içinde bulmamak için elimizden geleni yapmak zorundayız.”
Peki, elinden gelen nedir?
– Suriye ordusunun Golan’da silahlı grupların bulunduğu bölgelere yaklaşmasını önlemek yani onlara fiilen kalkan olmak.
– İran ve Hizbullah’ın varlığını öne sürüp Suriye ordusunun tesislerini imha etmek.
– Silahlı gruplara para, silah, mühimmat desteği sağlamak.
– Uluslararası toplumu maniple etmek.
***
Dera’dan evvel İsrail’i alarm durumuna sokan bölge Golan. Amerikan elçiliğinin taşınmasının hemen ardından Florida’dan Temsilciler Meclisi Üyesi Ron DeSantis, Golan Tepeleri’nin İsrail toprağı sayılması yönünde bir öneriyi Dış İlişkiler Komitesi’ne sundu. Suriye’deki gelişmeler ve İran’ın sınırlara yaklaşması nedeniyle bu talebin yerinde olduğunu savunan DeSantis önerisinin Suriye’deki Amerikan askerlerinin bütçesiyle ilgili tasarıya iliştirilmesini istedi.
İsrail İstihbarat Bakanı Israel Katz da, Reuters’a demecinde, Golan’ın ABD ile İsrail arasındaki gündemin ilk sırasında yer aldığını belirtti: “Bu tür bir hareket için mükemmel bir zaman. İranlılara vereceğiniz en acı yanıt Golan Tepeleri’nde İsrail’in egemenliğini tanımaktır.”
1800 kilometrekarelik bir alana sahip olan Golan 1967’de Altı Gün Savaşları sırasında İsrail’in eline geçti. Suriye 1973’teki Tişrin Savaşı ya da Yom Kippur Savaşı’nda, bugün insandan arındırılmış ve açık savaş müzesine dönüştürülmüş olan Kuneytra’yı kurtarabildi. İsrail Golan’ı 1981’de ilhak etti. BM Güvenlik Konseyi’nin Golan’ın işgal altında olduğunu teyit edip İsrail’e çekilme çağrısı yapan üç kararı var. 1967’deki 242 no’lu karar açıkça İsrail’e işgal ettiği topraklardan (Golan, Batı Şeria ve Sina) çekilmesi çağrısı yapıyor. 1973’te alınan 338 no’lu karar 242 no’lu kararın yerine getirilmesini istiyor. 1981’de kabul edilen 497 no’lu kararda ise “İsrail’in işgal altındaki Golan Tepeleri’nde kendi yasalarını, yargısını ve yönetimini dayatma kararı geçersizdir” deniliyor.
Şimdi Trump’ın dümeninde ABD bu üç kararı çiğneme eğiliminde. Bir lütuf muamelesi yapılan Suriye krizinin gölgesinde bunun olması da çok sürpriz sayılmaz.
***
1967’den beri BM kararlarını hiçe sayan İsrail işgal altındaki bu bölgeyi birkaç nedenle önemsiyor:
– Birincil motivasyon topraklarını genişletmek. İsrail buraya 1970’lerden itibaren 20 bin Yahudi yerleşimciyi getirdi. İsrail’e direnen Çerkesler Suriye’nin diğer bölgelerine göç etmek zorunda kaldı. Araplar da öyle. Evlerini terk edenlerin sayıları 140 bini buluyordu. Bölgenin sakinlerinden Dürzilerden yaklaşık 20 bini hâlâ Golan’da yaşıyor. Onların önemli bir kısmı da Suriye’ye bağlılıklarından vazgeçmeyip İsrail vatandaşlığını reddetti.
– İkincil motivasyon güvenlik. Buraya Suriye ile İsrail arasında bir tampon bölge muamelesi yapıyor. Düşmanını her an vurabilecek mevziler edinen İsrail, buradan Suriye’yi dikizliyor.
– Üçüncüsü Golan’ın sunduğu nimetler. Karlarla kaplı Şeyh Cebel’in sularının yüzde 80’i bugün İsrail’in kontrol ettiği bölgeye akıyor. İsrail için bulunmaz bir su kaynağı. Ayrıca Golan’ın toprakları verimli. Yazının girişinde atıf yaptığım Suriyeli “Biz Şam’da yaşarken bütün yiyeceğimiz Golan’dan gelirdi, peynirimiz, yağımız, sebzemiz” dedi.
– Ve Golan’ın derinliklerindeki bir diğer zenginlik: Petrol. İsrail’in Şubat 2013’te lisans verdiği Genie Enerji şirketine bağlı Afek, Aralık 2014’te Golan’da sondaj çalışmalarına başladı. Kasım 2015’te Afek’in baş jeoloğu Yuval Batov, Channel 2 News’e yaptığı açıklamada, Golan’da buldukları petrolün rezerv büyüklüğüne dair kesin rakam veremese de durumu şöyle aktardı: “350 metre kalınlığında bir tabakadan bahsediyoruz. Dünyada tabaka ortalaması 20-30 metredir. Yani (Golan’daki) 10 kat daha büyük. Büyük bir miktardan bahsediyoruz.”
İsrail belirlenen 10 yerde sürdürdüğü kuyu açma çalışmalarını hem petrol hem su rezervlerine ulaşmak için yapıyor.
“İran’ı engelliyorum” diyerek gözlerden uzak büyük bir petrol operasyonunu güvenceye alıyor.
**
Golan’ın sunduğu stratejik pozisyon ve zenginlikler için İsrail’in yapmayacağı şey yok. Buna El Kaide ve cihatçı grupların desteklenmesi ve kullanılması dahil. Golan’daki BM misyonu, İsrail’in silahlı gruplarla iştigalini BM Güvenlik Konseyi’ne açıkça rapor etmişti. İsrailli yetkililerin ardı ardına gelen ifşaatlarıyla da bunlar sır olmaktan çıktı. Alenen dillendirilen yardımlardan biri 3 binin üzerinde yaralı savaşçının İsrail’de tedavi edilmesiydi. Bunların dışında Wall Street Journal geçen haziranda İsrail’in Golan’daki silahlı grupları 2013’ten itibaren maaşa bağladığını yazdı. Gazeteye konuşan örgüt üyelerine göre maaş dışında sınırdaki örgütlere silah ve mühimmat satın almaları için yıllardır para verdi, ayrıca doğrudan yiyecek, yakıt ve ilaç yardımı yaptı. İsrail ordusu bu işler için 2016’da özel bir birim de kurdu. İsrail’in el verdiği örgütlerden Fursan el Colan’ın sözcüsü Mutasım el Colani “İsrail cesurca yanımızda durdu. İsrail’in desteği olmadan ayakta duramazdık” diyordu. Örgütün komutanı Ebu Suheyb ise İsrail’den her ay 5 bin dolar aldığını söylüyordu. Fursan el Colan dışında Liva Usud el Rahman gibi dört örgüt daha İsrail’den yardım alıyor. Bunların toplam savaşçı sayısı 800 civarında. İsrail’in bu şekilde yürüttüğü Golan siyasetine verdiği isim de hayli ironik: “İyi Komşuluk”.
Bu politikanın nihai amacı yaklaşık 40 kilometre derinliğinde bir ‘tampon bölge’ oluşturmak. Bu tür bir tampon bölge gerçekten kurulduğunda top mermilerinin atış menziline giren Şam asla huzur bulamayacak.
İsrail ya da ABD’nin Suriye’deki salvolarını basitçe İran’a indirgemek tam da saldırgan cephenin inanmamızı istediği fotoğraftır. Görülmesi gereken asıl hesap çerçeveden taşan kısımlarda: Petrol, su, çalınmış toprağın önüne bir de tampon ve İsrail’in karşı konulamaz bir ‘Leviathan’ olarak kanıksanması.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları







































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
26.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025