Fehim TAŞTEKİN
Türkiye’nin Kürtlerle ilgili ‘çözümsüzlük siyaseti’ sadece komşuları Suriye, Irak ve İran değil Rusya ve ABD ile ilişkilerinde de kendi kendini rehine kılan bir düğüm işlevi görüyor. Son yılların ihtiraslı tercihleriyle farklı hatlarda raydan çıkartılan trenleri yoluna koyma girişimlerinde bir ön şart olarak Kürt dosyası masaya iniyor. Düşmanlık diliyle.
Koca bir ülkeyi El Kaide havuzundaki cihatçılara hami durumuna sokan takıntılı Suriye siyasetinden geri dönüş de önemli ölçüde Fırat’ın doğusunda Kürtlerin liderliğinde şekillenen özerk yapının dağıtılması hedefine bağlandı. Astana-Soçi ve Cenevre süreçlerinde siyasi çözümün önüne çakılan takoz da bu. Sadece Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarıyla tutulan bölgelerde değil İdlib’deki oyunun bir yüzünde de Kürtlerin kazanımlarını sıfırlayacak fırsatları yakalama beklentisi var. İdlib’de Ruslara verilecek bir tavizin karşılığı, Afrin için geri besleme hattına dönüşen Tel Rıfat ve Fırat’ın batı yakasındaki Menbic’de aranıyor. Tel Rıfat Kürtlerin sürüldüğü Afrin’deki operasyonun devam sahnesi. Menbic ise Fırat’ın doğusuna yönelik öngörülen harekâtın giriş sahnesi.
Kendi içinde çözülmeyen Kürt sorunu Türkiye’nin elini kolunu bağlamakla kalmıyor komşuluk ilişkilerini de zehirliyor. Son birkaç haftada yaşanan gelişmeler bu açmazı daha da netleştirdi.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar el Esad 8 Mayıs’ta gazetecilerle sohbetinde Türkiye ile askeri ve istihbarat düzeyindeki temaslara değinip, “Türkiye önemli bir ülkedir ve Türkiye ile işbirliğine açığız. Suriye çıkarlarına uygunsa ve egemenliğine helal gelmeyecekse Erdoğan ile de görüşülebilir” demiş. Diyalogu aktaran Aydınlık yazarı Mehmet Yuva’ya göre Esad’ın söylediği (bire bir alıntıyla) şu:
“Türkiye tarafı ile sadece Rusya ve İran üzerinden görüşmüyoruz. Türk ve Suri subayları, birçok noktada buluştu ve görüştü. Bu görüşmelerin en önemlisi Kesab’da (Hatay Yayladağı Hudut Kapısı-Lazkiye Kesab Hudut Kapısı) gerçekleşti. Suri heyeti MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Tahran’da görüştü. Türk subayları ülkemizde olup bitenle ilgili Türk siyasetçilerden daha duyarlı ve anlayışlı. Erdoğan hükümetinde Suriye konusu ile ilgili ciddi fikir ayrılıkları var.”
Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki özerk yapılanmayı süpürme tehdidi ilk bakışta Kürtleri Şam’la uzlaşmaya mecbur ettiği için Suriye yönetimi açısından belki kullanışlı gözüküyor. Fakat bu tehdit, ABD’nin bölgeden çekilme planını değiştirdiği için de Suriye için durumu daha da zorlaştırıyor. Şam yönetimi Türkiye’den de bir an önce çekilmesini bekliyor. Türkiye, Kürtlerin başı önlerine düşmeden Suriye’den çekilme ve silahlı örgütlerin fişini çekme niyetinde değil. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Esad ile el sıkışacaksa 2011 öncesi statükonun mutlak surette garanti edilmesini istiyor. Rusya ve İran’ın çözüm önerisinden gidip sınırların Suriye ordusuna bırakılmasını da Kürtlerin statü kazanma ihtimalini ortadan kaldırmadığı için hileli buluyor. “Benim tanımadığım hakları sen de tanıyamazsın!” dayatması her düzeyde karşımıza çıkıyor.
Irak ve Suriye’de ‘Yeni Osmanlı’ rüyalarına kabus olan İran’a karşı yaklaşım bölgedeki yeni dengeler ışığında değişirken bu fasılda da Kürtlere ‘uğursuz’ bir parantez açılıyor.
ABD’nin İran’ı abluka ve ambargo kıskacına alması karşısında Türkiye, Tahran’a nefes aldırabilecek bir kanal olarak öne çıkıyor. Komşunun komşuyu kayırmasından daha doğal bir şey yok ama bu yakınlaşmanın da Suriye’deki pazarlıklara yansımalarını görüyoruz. Son İdlib operasyonunda İran bağlantılı unsurların Rusya ve Suriye güçlerine eşlik etmemesi muhtemelen bu yeni durumla ilgili. İranlı kaynaklara göre 17 Nisan’da Esad’ın mesajlarını Ankara’ya getiren İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’le Kürt pazarlığı yapıldı. ‘Türkiye yaptırımlar karşısında İran’ı kollayacaksa İran da Suriye’de Türkiye’nin çıkarlarını dikkate alacak ve yeni Suriye’nin inşasında Kürtlere statü verilmemesi konusunda Şam’daki etkisini kullanacak.’ Beklenti özetle böyle.
İran’ın önceliği, Türkiye’nin istediği şekilde bir çökertme değil, ABD’nin Suriye’den çekilmesi. Malum ABD, İran’ın işini zorlaştırmakta kararlı gözüküyor. Sözgelimi Irak üzerindeki etkisini kullanarak El Bukemal-Kaim sınır kapısının açılmasını engelliyor. Amerikalılar bu şekilde İran’ın Irak üzerinden Akdeniz’e kadar bir koridor açmasını önlediklerini düşünüyor.
Suriye’de Ankara ile gerilim yaşayan ABD için en çıkar yol, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Türkiye’yi aynı arabaya koşmak! Afrin senaryosunu Fırat’ın doğusuna taşımak isteyen Türkiye, ABD’den icazetle bir tampon bölge oluşturma hedefine ulaşamadı. Bu plan yürümeyince alternatif olarak Washington’ın bölgedeki çıkarlarını ve hedeflerini gözetecek ama Kürtlere de dokunmayacak cerrahi bir Türk konuşlanması öne çıkarıldı. Bu noktada ABD’nin teşvikiyle MİT’in Halk Koruma Birlikleri (YPG) ile temasa geçmiş olması çok da mantıksız değil. Konuştuğumuz Kürt kaynaklar MİT ile görüşmeyi inkâr etse de esas bunun olmaması şaşırtıcı gelirdi. İmralı’da Abdullah Öcalan’la görüşme yapılması ve Rojava’da Türkiye’nin hassasiyetlerinin gözetilmesi yönünde bir mesajın çıkartılması pazarlık kapısının aralandığını gösteriyor.
Erdoğan’ın Kürt çıkmazı sadece sınırların altında değil üstünde de kendini yolun sonuna getirdiği için ABD’nin Kürtlerle kanal açmasını pekâlâ işlevsel görmüş olabilir. Kürtlerin ne istediği ya da Ankara’nın niyetinin ne olduğu bir kenara ABD izlediği mevcut politikayla hem NATO müttefikiyle ilişkileri kötü bir yere götürdü hem de Fırat’ın doğusundaki nüfuz alanında Kürtleri çözümsüzlüğe sürükledi. Bir tarafta Kürtlerin Şam’la müzakere şansını baltalıyor. Diğer yandan Suriye’ye yönelik yaptırımlarla fiili özerk bölgeyi ekonomik olarak çıkmaza sokuyor. Suriye’ye dayatılan yaptırımlar Haseke ve Deyr el Zor’dan çıkartılan petrolün hükümetin kontrolündeki bölgelere gitmesini de sekteye uğratıyor. Bu, Fırat’ın doğusundaki projeyi en önemli gelir kaynağından mahrum etmek anlamına geliyor. Suriye devletiyle bağlar, fiili özerk bölge için ekonomik ve mali kanalların açık kalmasına yarıyor. ABD’nin arzuladığı şekilde bu bağlar koptuğunda Türkiye ve Irak Kürdistan’ı olmadan Fırat’ın doğusu boğulmaya mahkum. Türkiye’nin Kürdistan bölgesiyle iyi ilişkilerinin şartı da Rojava’nın sıkboğaz edilmesiydi. Kürdistan’daki bağımsızlık referandumuyla oluşan gel-gitlere rağmen bu denklem değişmedi. ABD, Türkiye ile sorunlarını aştığı takdirde şimdilik IŞİD’le mücadeleyle tanımladığı ‘Kuzey Suriye’ entitesiyle ilgili tasavvuruna ‘Şam’la hesaplaşma’ boyutu katabilir. Türkiye’nin bu şekilde ABD ile Suriye’de ortaklığa girmesi İran ya da Rusya’nın takip ettiği senaryoya tamamen ters.
İran ve Rusya’nın bu bölgeye yaklaşımı aksi bir sonucu gerektiriyor: Türkiye için güvenlik sorunu oluşturmadan Kürtlerin Şam’la ortaklaşması. Bu ortaklaşma Kürtler namına sıfır toplamlı bir sonuçla mümkün değil. O yüzden Ruslar Adana Mutabakatı’nı devreye sokup meseleyi ‘milli güvenlik tehdidi’ bağlamından çıkarmayı ve Kürtlerin haklarını eksik de olsa tanıyacak siyasi bir çözüme ulaşmayı önceliyor. Türkiye’nin inadının tuttuğu yerde Rusya’nın çıkmazı başlıyor. Moskova Türkiye’yi kaybetmeme kaygısı ile Kürtleri kazanma çabası arasında bocalıyor.
Türkiye’nin Kürt çıkmazı Suriye ile sınırlı değil. Irak’la yeni bir sayfa açma girişimleri yine Kürtlerle bağlantılı hesaplar nedeniyle yol alamıyor.
Bağdat’la kriz konusu olan Başika üssünde Türk askerini tutma ısrarı, Musul’un geleceğinde söz sahibi olma hesabından çıkarak PKK’yi Suriye-Irak hattında kesme stratejisiyle ilintili hale geldi. “İkinci Kandil olmayacak” diye hedefe konulan Ezidi yurdu Şengal ile 1990’larda köyleri yakılmış Kürtlerin sığınağı Mahmur’u baskılamak için Türk askeri varlığı daha da güneye sarktı. Habur’a paralel Ovaköy’den sınır kapısı açma projesi de hem Kürdistan’ı baypas etme hem de Suriye-Irak arasında Tel Afer ve Musul’a kadar inen hattı ‘güvenli bölgeye’ dönüştürme planına dayanıyor. Kapıyı Musul’a bağlayacak güzergâh basitçe bir karayolu olmayacak. Bu güzergâh Türkiye’yi derinlemesine ‘operasyonel güç’ haline getirecek. Erdoğan bütün bu hedefleri içerecek bir askeri ve güvenlik anlaşması için Bağdat’ı masaya çekmeye çalışıyor. Irak Başbakanı Adil Abdülmehdi’nin 15 Mayıs’taki Ankara ziyaretinde bu anlaşmanın altyapısı için MİT Başkanı, Dışişleri Bakanı ve Savunma Bakanı’nın Iraklı muhataplarıyla temasa geçmesi öngörüldü. Bağdat’taki değerlendirmelerin farklı olması hasebiyle bu sürecin ağırdan alınması muhtemel.
Türkiye komşularla köprüleri yeniden kurmak istiyorsa işin başında sürdürülebilir bir tercihte bulunmak durumunda: Kürtleri kaybederek kırılgan bir normalleşme mi yoksa Kürtleri kazanarak kalıcı bir normalleşme mi? Başlatılan diyalog bile Kürtleri kazanımlarından vazgeçirme niyetiyle kurgulanıyorsa her şey beyhude.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları













































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
26.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025