Fehim TAŞTEKİN
Suriye’deki Amerikan askeri varlığının tam da çekilme sürecinde petrolle ilişkilendirilmesi suları yeniden bulandırdı. 17 Ekim’de Türkiye ile sağlanan 5 günlük ateşkesin ardından ABD Başkanı Donald Trump, soyadını “Esperanto” olarak yazdığı Savunma Bakanı Mark Esper’in sözlerini Twitter’dan şöyle aktardı:
“Ateşkes çok iyi gidiyor… Kürtler yeni bölgelere yerleştiriliyor. ABD askerleri çatışma bölgelerinde bulunmuyor. Petrolün güvenliğini sağladık.”
Ardından 20 Ekim’de, Amerikan güçlerinin çekilmesine şiddetle karşı çıkan Senatör Lindsey Graham, 19 ve 20’nci yüzyılın paylaşım savaşlarından fırlamış gibi petrol sahalarını elde tutmak için ortak teşebbüs kurmaktan söz etti. Trump’ın kendisine, “Benim için en önemli şey petrol sahaları” dediğini aktaran Graham, bölgede bırakılacak az sayıda askerle hem Türkiye hem Kürtlerin güvenliğini sağlayacak hem IŞİD’in yeniden doğmasını önleyecek hem de petrolün düşmanların eline geçmesini engelleyecek tarihi çözümün mümkün olacağını savundu. “Düşman” diye sıraladıklarının başında bu toprakların sahibi Suriye devleti geliyor.
İfadesi aynen şöyle:
“Trump, alışılmış kalıpların dışında düşünüyor. Petrol konusundaki tutumu beni etkiledi. Petrol alanlarının yalnızca İranlılar tarafından ele geçirilmesini engellemekle kalmıyor, petrol sahalarını modernize etmek ve gelirini aldıklarından emin olmak için Suriye Demokratik Güçleri ile ortak bir girişim kurmak üzere olduğumuza inanıyorum. Bu alanların gelirleri İranlılara ve Esad’a gitmeyecek. Bu gelecekte sınırlı katılım maliyetimizin ödenmesine yardımcı olabilir. Ve İsrail’i korumak bir numaralı hedefimiz. Tüm bu hedefleri çok az güçle yapabiliriz.”
22 Ekim’de Soçi’de Rusya ile Türkiye arasında Mutabakat Muhtırası sağlandıktan sonra Trump, bu kez, “Petrol bölgelerinde, petrolle ne yapacağımıza karar verene kadar az sayıda Amerikan askeri kalacak” dedi. ABD’nin 150 askeri Ürdün sınırındaki Tanaf’ta. Orada kalmakta ısrar etmelerinin bahanesi İran unsurlarının sınırdan geçişine izin vermemek.
Trump, 23 Ekim’de SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile görüştükten sonra, “General Mazlum’u görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum” diyerek Washington’a davet etti. Dün konuyu tekrar petrole getirerek ve Mazlum Abdi’nin yeni açılan Twitter hesabını da ekleyerek şu mesajı attı:
“General @MazloumAbdi ile konuşmaktan gerçekten de hoşlandım. O yaptıklarımızı takdir etti ve ben de Kürtlerin yaptıklarını takdir ettim. Belki Kürtlerin ‘Petrol Bölgesi’ne doğru ilerlemeye başlama zamanıdır.”
Şapkadan çıkan sihirli formüldeki dört unsur:
- Kürtleri kuzeyden güneye kaydırıp NATO ortağı Türkiye’yi mutlu etmek
- SDG’ye görev emri verir gibi petrol sahalarına çekip Kürtleri memnun etmek
- Suriye yönetimini de petrolden mahrum bırakıp cezalandırmak
- Bütün bunlar için IŞİD’in geri dönüş tehlikesini kullanmak.
11 bin km öteden Suriye haritasına düşülen notlar bunlar.
***
Demek ki Suriye’ye kazık çakma siyasetinin mimarları bu kez de petrol ile Trump’ın dikkatini çekmeyi başardı. Tabii Trump’ın gönlünü şenlendirecek ölçekte bir petrol yok. Zatı şahaneleri 2003’teki işgali eleştirirken Irak petrolünün en az yarısını Amerikalılar almayacaksa neden savaşa girildiğini sorgulamış bir tüccardır! Şimdi harita üzerinde Suriye’nin petrol kuyularını seyre dalarken eminim rezervin miktarını da sormuştur. Pek mütevazı: Toplamı 2.5 milyar varil. Buna karşın bölgede Suudi Arabistan 268 milyar, İran 158 milyar, Irak 144, Kuveyt 104, BAE 98 milyar varil rezervin üzerinde oturuyor. Suriye’ninki bunların yanında stratejik hesaba gelmez.
Trump’ın yeni kararının kullanım süresi ne olur bilinmez ama Amerikalıların işi sarmalayacakları mantık muhtemelen şudur:
- Elbette petrolün rezervi ABD için büyük bir miktar değil ama Suriye devleti için hayati önemde. Suriye’nin belini kırmaya devam etmek için bu kaynakların elde tutulması elzemdir.
- Yerel güçleri Amerikan yedeğinde tutmak için de petrol işlevsel bir karttır.
- İran’ın kollarını kesme siyasetimiz sürerken buralardan çekilmek mantıklı değildir. (Özel temsilci James Jeffrey bu mantıkla kendini yedi bitirdi.)
- Petrolden gelecek pay Amerikan askerlerinin masrafını da karşılayabilir.
Tabii stratejiyi satmak için IŞİD’in yanı sıra İran ve Rusya’nın petrole ulaşmasını önleyeceklerini de söyleyeceklerdir. Amerikan siyasetinde bu safsatanın alıcısı çoktur.
Bakan Esper’e göre ABD, bin kadar askeri Irak’a çektikten sonra 200 askerle Suriye’nin petrol sahalarını kontrol edecek, Suriye başta olmak üzere rakip ve hasım güçlerin bölgeyi ele geçirme hamlelerine de Irak’tan müdahale edecek.
***
Amerikalıların Suriye’deki varlığıyla petrol arasındaki bağı ilk kuran eski Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’dı.
13 Şubat 2018’de Kuveyt ziyareti sırasında, “ABD ve IŞİD’i yenmek üzere bizimle çalışan koalisyon güçleri bugün Suriye topraklarının yüzde 30’unu ve petrol sahalarının büyük kısmını kontrol ediyor. ABD’nin oynayacağı koz ya da rolün küçük olduğu iddiaları düpedüz düzmecedir” demişti.
Bu laf, Deyr el Zor vilayetine bağlı Tabiye’deki Conoco doğalgaz sahası (Tabiye) ile El Ömer petrol yataklarını ele geçirmek için yaşanan kıran kırana yarışın Suriye ve müttefiklerinin aleyhinde sonuçlanmasının ardından gelmişti.
ABD’nin desteğinde Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 23 Eylül 2017’de Conoco tesislerini, 22 Ekim 2017’de de El Ömer petrol sahasını IŞİD’den almıştı. Bu harekât sırasında ‘uluslararası koalisyon’, Suriye ordusu ve yedeğindeki milis güçlerinin sahalara intikalini önlemişti. Hatta 7 Şubat 2018’de Conoco’ya doğru harekete geçen Suriye askeri birlikleri, milisler ve Rus paralı askerleri Amerikan uçakları tarafından 3 saat boyunca bombalanmıştı. Teyitsiz iddialara bakılırsa 300 Rus paralı askerinin yanı sıra yüzlerce Suriye askeri ölmüştü. Güya operasyondan sorumlu Amerikalı Tuğgeneral Jonathan Braga, iki güç arasındaki askeri koordinasyonu sağlayan Rus komutanı arayıp yaklaşan birliklerin kime ait olduğunu sormuş, “Biz değiliz” yanıtı üzerine bombardımana başlamıştı. Bölgede birkaç kez Amerikalılarla Rusları karşı karşıya getiren gerilim birkaç ay sürse de Moskova kayıplar konusunda sessiz kaldı.
Enerji sahalarının bu şekilde el değiştirmesi Şam ve Moskova nezdinde Kürtlere bakışı daha da değiştirdi. Öncesinde Ruslar, Kürtlere “Rakka ve Deyr el Zor’a Amerikalılarla birlikte gitmeyin” diyordu. Ankara da Washington’ı, “YPG ile değil bizimle gidin” diye sıkıştırıyordu.
Suriye’nin en büyük doğalgaz sahası Conoco’da savaş öncesi günlük 13 milyon metreküp üretim yapılıyordu. 2.5 milyar varil petrol rezervinin de üçte ikisi Deyr el Zor’da. Sahaların en büyüğü de El Ömer. Hasake’deki rezervlerle birlikte SDG’nin kontrolündeki petrolün oranı ise yüzde 90’ı buluyor.
2011’e kadar Suriye’nin ham petrol üretimi günlük 385 bin varildi. Bugün hükümetin kontrolündeki bölgelerde üretim 24 bin varili geçmiyor. Savaştan önce petrol ve doğalgazdan gelen para Suriye bütçesinin yüzde 24’ünü oluşturuyordu.
***
Pentagon’un üzerinde durduğu ve Trump’ın tav olduğu plan belki Kongre’de çekilme kararına duyulan öfkeyi yatıştırabilir ama bu tür bir adımın önünde bir sürü taş dizili:
- Her şeyden önce kendi toprakları üzerindeki hakimiyetini geri dönülmez şekilde yeniden sağlama yolunda ilerleyen Suriye devleti ulusal servetin bu şekilde gasp edilmesini sineye çekmeyecektir. Rusya’nın arabuluculuğunda SDG ile sağlanan uzlaşmadan sonra Suriye ordusunun bölgeye intikali sürüyor. Henüz petrol bölgelerinde değiller ama konuşlanma, Amerikalıların hareket alanını daraltacak şekilde gelişiyor.
- Amerikan güçlerine ikmal hattı olarak çalışan Semelka (Fiş Habur) sınırının Suriye ordusunun kontrolüne geçmesi halinde petrol sahasındaki askerlerin lojistik sorunu da başlayacaktır. Uzun süre hava ikmaline bel bağlayarak orada kalamazlar. Türkiye de epey zamandır Güney Kürdistan-Rojava arasındaki geçişleri kapatacak bir koridor peşinde.
- Türkiye petrolün SDG’yle paylaşılmasını “terörün finansmanı” olarak görüp engellemek için elinden geleni yapacaktır.
- Bölgedeki Arap aşiretleri SDG’nin ana paydaş olduğu bir düzenden memnun kalmayacaktır. Bu yaklaşım bölgede Kürtleri Araplarla karşı karşıya getirebilir. Araplar arasındaki huzursuzluğu Suriye yönetimi kolayca lehine çevirebilir.
- Az bir sayıda askerle bu çarkın garanti edilmesi de mümkün değil. Irak’tan yapılacak ‘cezalandırıcı’ hamleler Bağdat’ı da karıştırabilir. İran’la müttefik güçler artık ABD’nin Irak’ta da kalmaması gerektiğini gündemleştiriyor. ABD’nin Irak’tan Suriye’yi vurması ortalığı karıştırabilir.
- İran, Suriye güçleriyle birlikte epey zamandır Deyr el Zor’un güney yakasında ve sınırdaki Elbu Kemal hattında ‘operasyonel pozisyon’ alıyor. Hazırlıklar, ABD’den boşalacak boşluğu hızla doldurmaya göre yapılıyor. O taraflardan ne geleceğini artık kimse bilemez.
- ABD’nin içinde olduğu bir paylaşım mekanizması IŞİD gibi örgütler için ‘işgalciye karşı direniş’ gerekçesi olacaktır. Bölgede IŞİD’in hâlâ toplumsal desteği olduğu unutulmamalı.
Velhasıl petrol hesabının tutması zor. Bu plan başlamadan da ömrünü tamamlayabilir. Bilmiyoruz. Artık ortakları Trump’ın sözüne güvenerek strateji inşa edemiyor.
Haliyle Kürtler, Trump’ın lastik gibi gerilip toparlanan çekilme taktiklerine bakıp da bu planda rol oynar mı? Ya da işgalci bir gücün petrolü çalmasına aracılık ederek Şam biletini ve Araplarla dostluğunu yakar mı? Şu anda zaten kontrol SDG’de denilebilir. Ama ABD’nin varlık gerekçesini petrolü indirip Kürtleri de buna ortak etmesi durumu değiştiriyor. ABD, Kürtlerden ümidi kesip İran’a karşı da savaştırmak üzere SDG’deki Arap unsurlarla yoluna devam etmek ister mi? Bunun için bastıranlar var çünkü.
Suriyelilerin hafızasında petrol bağlantılı hesaplarla CIA’in tezgâhladığı bir darbe, bir darbe girişimi, suikastlar ve silahlandırılan Müslüman Kardeşler eliyle istikrarsızlık yaratma hamlelerinin bıraktığı feci izler mevcut. ABD’nin 8 yıllık Suriye siyasetinin finalini petrol kuyularında yapması bir Amerikan trajedisi olarak da kendine dönebilir.
(Kalemin ayarı yine kaçtı, buna sonraki yazıda devam edelim…)
Yazarlar
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025