Fehim TAŞTEKİN
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan artık müjdeleriyle de korkutuyor. Bir müjde, bin felâket!
20 Temmuz 1974'te Kıbrıs Harekâtı'nın yıldönümünde Kuzey Kıbrıs’a bir müjde vaat ediyor. Bir süre önce mevzuyu kapalı Maraş’tan açmıştı. BM Güvenlik Konseyi’nin 550 no'lu kararla kendi sahipleri dışında iskana açılmasını reddedip BM’ye devrini istediği Maraş. Şimdi ne olacak? Kıyı şeridi açılan Maraş’ın statüsünü tamamen mi değiştirecek? “Kenti açıyoruz, Rumlar da gelsin, şu tarihe kadar gelmezlerse haklarını kaybederler” diye rest mi çekecek? KKTC’nin ismini değiştirip "Bundan sonra adınız Kıbrıs Türk Devleti" mi diyecek? Kıbrıs açıklarında doğalgaz rezervi bulunduğunu mu söyleyecek? Ya da heyecanı kısıp sadece KKTC parlamentosuna yeni bina sözü verecek ya da temel mi atacak?
Herkeste bir merak…
***
İktidarın Türkiye içinde siyasetten kamu kurumlarına, ekonomiden doğaya tüm alanlardaki çökme ve yok etme pratiğinden Kıbrıs da payına düşeni alıyor. KKTC’nin Türkiye tarafından tanınmış statüsüne aldırmayan bir hoyratlıkla! Barış harekâtından ‘milli mutabakat’ halinde bir çökme harekâtına.
Muhalefetteki Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ve Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) 20 Temmuz'da meclisteki 'müjdeli oturumu' boykot edecek. İlkse bu da bir ilk! 2004’teki referandum sürecinde Erdoğan'ın destek verdiği eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da boykot kararını onaylıyor. Sendikaların öfkesi malum. Muhalefetin ‘kayyum’ olarak gördüğü Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın selefi Mustafa Akıncı zaten alenen tehdit edilmiş bir lider. İşi Akıncı’nın basın danışmanı Ali Bizden’i 6 Temmuz'da Sabiha Gökçen Havalimanı'nda 11 saat tutup “5 yıl Türkiye’ye giriş yasağınız var” diyerek geri göndermeye vardırdılar. Ki benzer şey Dr. Ahmet Cavit An’ın başına da gelince G82 koduyla bir kara listenin oluşturulduğu anlaşılıyor. G82; ulusal güvenliğe tehdit! Karanlık dönemlerde böyle kodlar hortluyor!
Erdoğan’ın MHP ile ortaklığının KKTC’ye yansıması daha da ezici oluyor. Bu gidişata dair en hafif eleştiri; “Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkinin biçimi doğru zeminden kaydı.” CTP’ye ait bu tepki biriken kızgınlığın köpüğü bile sayılmaz!
Sorarsanız müzakerelerdeki parametreleri değiştirip federalizm yerine iki devletli çözümle KKTC’yi bağımsızlık yoluna soktuklarını söyleyeceklerdir. Lakin KKTC’nin kendisine bırakılmış küçük bir hareket alanını da yok eden yeni bir fetihçi dayatma binbir tonuyla geliyor. Olabildiğince bir hiçleştirme ameliyesi. Kıbrıs’la ilgili tüm kararları, Kıbrıslılara rağmen Erdoğan alıyor, bunun müjdesini vermeyi Tatar’a bile bırakmıyor. Tatar da kim? Bir kayyum. KKTC hükümetinin dahi vatandaşla birlikte haberdar olabildiği kararlar! Maraş’ı açma kararı da bunlardan biriydi. Onlarca yıldır yok sayılan iradeden, yok edilen iradeye!
***
Silsile halinde Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri KKTC’ye ‘serbest suç bölgesi’ muamelesi yapageldi. Bunların bir kısmını Sedat Peker de ifşa etti. Adalılar fazlasını biliyor, yaşıyor ve hissediyor. Erdoğan bu sicili katmerleştirmekle kalmayıp bir de formatı değiştiriyor; kitlelerine ‘yeni fetih’ hissi yaşatarak her bakımdan adaya çöküyor. Bu çökme hikâyesinde KKTC cumhurbaşkanlığı seçimi yeni bir milattı. Bu süreçte olanlar bundan sonra olanlara da aynadır. Bu vesileyle 10 Haziran’da yayınlanan bir rapora dikkat çekmek istiyorum. Daha önce yazma fırsatı bulamamıştım.
Araştırmacı olarak Mine Yücel, Abdullah Korkmazhan, Orhan Erönen, Mine Atlı ve Derya Beyatlı; raportör olarak Tacan Reynar’ın yer aldığı bir ekibin hazırladığı “2020 KKTC Cumhurbaşkanlığı Seçimi Hakkında Müdahale Raporu”, Kıbrıs’ın bundan böyle neye benzeyeceğine dair fikir veriyor. Burada Tatar karşısında 18 Ekim 2020’de ikinci tura kalan Akıncı’nın yüzleştiği tehditleri görüyoruz. Birinci dereceden olayın muhataplarının verdiği bilgilerden oluşan rapora göre Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın propaganda ekibi Tatar’a destek için adada üç hafta geçirdi. MİT mensupları adaylıktan çekilmeleri için Mustafa Akıncı ile Serdar Denktaş'ı markaja almaya çalıştı. Parayla oy satın alındı. Trollerle savaş yürütüldü. Gazeteciler tutuklanmakla tehdit edildi.
Biraz daha ayrıntıya girelim:
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 9 Eylül 2019’da adaya gidip Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri ile birlikte halkla toplantılar yapıyor ama Cumhurbaşkanı Akıncı’ya haber vermiyor. (Buradaki anormalliği kavrayacak diplomatik şuur kalmadığı gibi toplum ve siyaset seviyesinde anavatan-yavruvatan anlayışı bunda bir sorun görmüyor.)
Daha sonra Çavuşoğlu, “Ben böylesine dürüst olmayan bir siyasetçiyle hiç çalışmadım” diyerek Akıncı’yı doğrudan hedef alıyor.
Kudret Özersay adaylığını açıkladıktan hemen sonra 10 Ocak 2020’de Tatar’la birlikte Ankara’ya çağrılıyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay müdahalenin orkestra şefi. 15 Şubat 2020’de Tatar’la Maraş’ta buluşuyor; Çavuşoğlu gibi o da Akıncı’ya haber vermiyor. Erhan Arıklı adaylığını açıklayınca 6 Ağustos 2020’de Ankara’ya çağrılıyor. Tatar yine orada.
Tatar’ın liderliğindeki Ulusal Birlik Partisi’nde (UBP) muhalif duran vekiller 15 Ağustos 2020’de Lefkoşa’daki Türkiye Büyükelçisi tarafından Girne’de Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'na ait Beyaz Ev'e çağrılıyor. Karanlık işlerin döndüğü Beyaz Ev. Toplantıya Kolordu Komutanı ve MİT yetkilileri katılıyor.
Bu arada AK Parti medyası Akıncı’yı itibarsızlaştıran yayınlarını artırıyor. Yeni Şafak’ın 10 Eylül 2020’deki “Rumların Akıncı’sı" manşeti bunlardan birisi.
En çarpıcı olan olay şu:
KKTC Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü Cenk Gürçağ önce MİT tarafından Ankara’ya çağrılıyor. Bunu Akıncı’ya iletmesi gerektiğini söylüyor. Sonra 17 Eylül 2020’de Ankara’dan gelen bir ekibin kendisiyle görüşmek istediği iletiliyor ve yemeğe davet ediliyor. 18 Eylül 2020’de Girne’deki randevu yeri Archway Restaurant'a gittiğinde böyle bir rezervasyon olmadığını öğreniyor. Birileri “Yanlış anlaşılma” deyip Gürçağ’ı Merit Park Hotel’e götürüyor. Buradaki toplantıya Ankara’dan gelen MİT Dış Operasyonlar Başkanı “Kemal Bey”, MİT Yunanistan ve Kıbrıs Bölüm Başkanı “Ali Bey” ve MİT uzmanı “Hakan Bey” katılıyor.
Gürçağ ekibe “Neden buradasınız?” diye soruyor. “Düşman kapıya dayandı. Burada Türkiye’ye ihanet etmeyecek kişilerin başta olmasına ihtiyacımız var. Onun için buradayız” deniliyor. Neden kendisinin çağrıldığını soruyor. Bu sefer de “Çünkü biz baktık, babanız, amcalarınız hepsi TMT’de hayatlarını tehlikeye atmış, milliyetçi insanlar” deniliyor. Gürçağ da “Amcam, babam ve ayrıca cumhurbaşkanım (Akıncı) da savaşta yaralanmış biridir” diyor. Yanıt olarak “Bunu bilmiyorduk. Niye söylemiyor? Rumlara şirin görünmek için olmasın? Akıncı’nın zehirli bir dili var” deniliyor. Çok tatsız bir konuşma oluyor. MİT mensupları Akıncı’nın ekibindeki üç ismi “Rum istihbaratına çalışan kişiler” olarak nitelendiriyor. Ve tehditler sıralanıyor:
“Hepsi yargılanacak. Biz Akıncı’yı orada istemiyoruz. Zaten kazanamayacak. Kazanamaması sağlanacaktır. Kazansa da hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Ona yakın olan herkesin aldığı nefese kadar haberimiz vardır. Adaylıktan çekilmesi başta kendisi için, ailesi için ve yakın çalışanları için en hayırlısı olacaktır. Söyle bu akşam Facebook’tan yazsın. Biz en yukarıdan geliyoruz. Hiç kimse ve hiçbir şey Türkiye’nin bekasından önemli değildir.”
Ki Akıncı da bu tehdidi 9 Ekim 2020’de ifşa etmişti.
Devamı var. Oktay’ın basın danışmanı Ali Genç’in liderliğinde 20 kişilik ekip 2 Ekim 2020’de Tatar ve adamlarıyla Lord’s Palace’da buluşuyor. Bu olayın görüntüleri de epeyce gürültü koparmış, tehditler uçuşmuştu.
Ve seçime düpedüz müdahale sayılan ve kısıtlama dinlemeyen bildiğimiz olay: Erdoğan 6 Ekim 2020’de Tatar’ı Ankara’ya çağırıp adaya giden su borusunun tamir edildiği müjdesi eşliğinde Maraş’ı açacağını ilan ediyor.
9 Ekim 2020’de Türk elçiliği spor kulüplerine malzeme dağıtıyor. Bu süreçte çok sayıda dernek yardım görüyor.
Yine 9 Ekim 2020’de 9 bin 872 kişinin hesabına ‘Salgın Sosyal Destek’ adı altında 2’şer bin TL para yatıyor.
Rapor için kendisiyle görüşülen Denktaş, KKTC Merkez Bankası’nın bütün bankalara en geç 9 Ekim 2020’ye kadar ödemelerin yapılması için talimat gönderildiğini söylüyor.
Denktaş 4 Eylül 2020'de bir arkadaşının evinde buluştuğu MİT mensuplarının kendisine baskı yaptıklarını, "Adaylıktan çekilirseniz Türkiye ile kuramadığınız ilişkileri bundan sonra kurabileceksiniz" dediklerini anlatıyor. Telefonlarının dinlendiğini ve resmi araçlarla takip edildiğini belirten Denktaş, Lefkoşa Büyükelçiliği’nin seçime müdahalelerde bulunduğunu, oyların sayım sürecinde kuşkular olduğunu, sonuçların tarafsız olmayan kurumlarda birleştirildiğini, denetime ve gözetime izin verilmediğini vurguluyor. Denktaş'a göre Erdoğan'ın Kıbrıs'a gönderdiği 27 kişilik ekip sahada 300-400 kişiyle Tatar için çalıştı.
Raporda Akıncı da çekilmediği için partisinin altının oyulduğunu, telefonlarının dinlendiğini, resmi araçlı plakalarla takip edildiğini, baskılar sonucu kendisine destek veren medyanın yön değiştirdiğini, yanındaki işadamlarının tehdit edildiğini, ekibinde yer alan gazeteci Rasıh Reşat’ın Türkiye’ye çağrıldığını ancak gitmediğini anlatıyor. Akıncı Türkiye devleti adına konuştuklarını söyleyen ekiplerin köy köy dolaşıp, “Akıncı kazanamayacak. Biz her tedbiri aldık. Kazanırsa da orada kalamayacak” dediğini, burada süreçte UBP’nin sadece taşeron olduğunu söylüyor.
Akıncı ayrıca Beyaz Ev’deki toplantıda milletvekillerine “Türkiye Cumhuriyeti kesinlikle Tatar’ı istiyor, Akıncı’yı istemiyor. T.C. için bu bir beka sorunudur. Siz de Tatar’ın seçilmesi için uğraşacaksınız” denildiğini ve seçim sürecinde bu vekillerin takip edildiğini belirtiyor. Akıncı bütün bunların üzerine Türkiye Büyükelçisi’ni çağırarak Beyaz Ev’de ve başka yerlerde olanlarla ilgili bilgilerini paylaşıyor. Elçinin “Siz federasyon istiyorsunuz, Türklükle ilgili olarak da siz ayrı bir kimlik peşindesiniz, Kıbrıslı Türk kimliğinin peşindesiniz. Türkiye bütün kurumlarıyla burada değişim olmasını ister” eleştirisi ile karşılaşıyor. Akıncı, Ankara’ya iletilmek üzere bir mektup veriyor. Ama büyükelçi üç saat sonra müdahale suçlamasını yalanlayıp mektubu iade ediyor.
Rapor yayımlandıktan sonra Akıncı bilgileri teyit edip "Eksiği var, fazlası yok" demişti. Akıncı, Türkiye'nin seçimlere her zaman müdahale ettiğini ancak hiçbir zaman MİT, asker ve bürokrasisiyle bu denli müdahil olmadığını; baskı, tehdit ve menfaat ilişkisiyle tüm kurumların sahada olduğunu söyledi.
Gazeteci Pınar Barut da AKP ekibiyle Tatar'ı otele girerken görüntülediklerini, bunun üzerine Türk Büyükelçisi’nin başsavcıyı makamına çağırıp kendilerini 'devlet sırrını ortaya çıkarmak' suçlamasıyla tutuklatmaya çalıştığını, haber kaynağını vermeyi reddettiğinde de “O zaman Türkiye'ye gittiğinde casusluk ve ajanlık suçundan tutuklanacaksın” diye tehdit edildiğini aktarıyor.
***
Kıbrıs’ın 1960’dan beri yaşadığı bir süreç ve bu sürecin garantörleriyle birlikte bir sürü uluslararası boyutu var. “Çözüm karşıtı” diye adı çıkan Rauf Denktaş’ı bile mezarında ters döndürecek işler dönüyor.
Her şeyden önce Erdoğan bu tür müdahalelerle KKTC’yi devlet yerine koymayıp Kıbrıs adına ne varsa ezerken ileri adımlardan bahsediyor. Ada kaynıyor! Ses duvarına çarpan hissiyatı Niyazi Kızılyürek, Yeni Düzen gazetesindeki yazısında güzel yansıtmış. Şöyle diyor:
“Şimdi, tam 47 yıl sonra, yeniden bir fetih heyecanı yaşanıyor. İslamcısıyla, Türkçüsüyle, sosyal demokratıyla bütün Türkiye gözünü bir kez daha Kıbrıs’a dikti. Fakat bu seferki farklı bir fetih kalkışmasıdır. Bir yandan, Kıbrıslı Rumlardan arındırılan ve bugüne kadar kapalı tutulan Maraş’ta yeni bir ganimet hamlesi yapılırken, diğer yandan da Kıbrıs Türk toplumunun zaptı söz konusudur… Fakat birinci fethi alkışlayan Kıbrıslı Türkler bu sefer baş kaldırıyorlar. Çünkü bu, Hamlet’in dediği gibi, olmak ya da olmamak meselesidir!”
Bir fetihten ‘çökme’ nitelemesini ziyadesiyle hak eden başka bir fethe geçiliyor. Serdar Denktaş sözünü ettiğim raporda, “Bundan sonra KKTC için ‘iltihak’ olasılığının çok yüksek olduğunu” söylüyor. Pek çok kişinin tahmini aynı: Rusya’nın Kırım’a yaptığını Türkiye de KKTC’ye yapacak. İlhak ya da iltihak.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025
11.08.2025
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025