Firuz TÜRKER
Bakın bu iş benim yazdığım gibi yapılır. AKP nin iktidar olması çoğunun ‘işi’ni bozdu. Kurulmuş tezgahlar yıkıldı. Ya da eski ‘tatlı kazançlar’ kalmadı. Yerlerine başkaları tarafından yenileri kuruldu. Bu kez bu eskicilerle yeniler arasında bir didişmedir gidiyor.
Küreselleşmeymiş, iç dinamikmiş, dış dinamikmiş falan filan. Hepsi ‘teori’ hepsi süslü laflar Çıplak gerçek bu kadar yalın.
Tabi insanlar da bu iki taraf arasında saf tutuyor. Hangisinin daha yararlı ya da zararlı olduğunu düşünürse ona yakın duruyor. Üçüncü yol yoktur, geçiniz. Üçüncü yolculuk bir yerlerden dolanıp bunlardan birinin yanına varıyor. Bunun niyetle alakası yok. Birini zayıflattığın da diğerine güç veriyorsun. Çıkar çatışması kızıştıkça taraflar hırçınlaşıyor, kabalaşıyor. Mantıksız sözler artıyor.
AKP nin kendi tekerlerine çomak sokacağını anlayan çevreler baştan beri onu tepelemek için her yolu denediler. Önce o ekibi molla kılığında sundular. Dünya gerçeklerinden kopuk, uhrevi kaybolmuşluk içinde olduklarını kanıtlamaya çalıştılar. AKP kadroları baştan bu görüntüye uygun pozlar da veriyorlardı. Ya da birileri bu pozları yakalayıp, fotoşoplayıp topluma sundular.
Zaman ilerledikçe bu kadroların dünya gerçeklerine pek de yabancı olmadığı, ekonomiden, halkın istek ve beklentilerinden, kamuoyu araştırmalarından falan anladıkları açığa çıktı. Anlaşılan bunları devirmek zordu. Bir kere bu yolda ilerledikçe de halkın desteğinin artmasını sağladılar. Fakat bir türlü kendilerini entelektüel, okumuş yazmış kesime beğendiremediler. En nihayetinde o kesimlerin gözünde bir ‘ortaçağ’ düşüncesi’ nin ürünüydüler. Bunlar ne kadar ‘doğru’ işler yapsalar da önünde sonunda sapıtacak aslına rücu edeceklerdi. Yani devleti ele geçirip otoriterleşecek, Avrupai yaşam tarzını benimsemiş kesime zulmedeceklerdi. Bu öngörüler de haklı çıkmadı. Hayat böyle ilerlemiyordu. Bu kadrolar bu kadar çırpıntılı bir denizde, döküle yıprana yollarına devam ediyorlardı
Ama hayatın kafalardaki bu şablona uymaması sinirleri gerdi. Bu şablonun doğru olduğunu kanıtlamak için sabırsızca yaklaşımlar başladı. Örnek aramalar, bulunanları halkın gözüne sokmaya çalışmalar, çoğunluk desteğini AKP den uzaklaştırmak için her yolu denemeler arttı. İşin gerçeği AKP de bu tezleri doğrulayacak az malzeme vermiyordu.
Ne balyozlar, sarıkızlar, ayışıkları, kapatma davaları denendi. Olmadı, ‘gezi’ diye güya devrim yapma görünümü altında AKP yi çökertmelere teşebbüs edildi. Olmadı, yumuşak karnı bulunup yolsuzluğa karşı mücadele ediyoruz diye düşürülmek istendi. Hiç biri tutmayınca bu kez ‘serhildan’la vurulmak istendi. Fakat bir türlü olmuyordu. Bütün bunların üstüne hareketin lideri ilk turda cumhurbaşkanı seçildi.
Şimdi gelelim komplo teorilerine.............
1- Şu çözüm süreci yüzünden çok puan topluyor. Üstelik bunu milliyetçi-muhafazakar kitlelere de giderek artan oranda benimsetiyor. O zaman ne yapıp edip bunu bozmak, suçu da onun üzerine atmak fena strateji değil.
2- Ekonomide fena değiller. Ülkeyi G-20 ye taşıdılar. Alt sınıf gruplarına da yıllardır hissettikleri ezikliklerini azaltacak katkılar yaptılar. (Yani bulgur, tozşeker makarna falan dağıttılar !). Bunu da bozmak, halk sınıfları ile kurulmuş ittifakını kadük etmek de güzel fikir. Yani kısılsa tüketici ve KOBİ kredileri; zorlaştırılsa. Yüksek faiz politikasına mecbur kalmaları fena fikir değil. Bu mecburiyete direnirlerse dövizin hızlı yükselişiyle sıkıştırılsalar.
3- Beceriksiz ana muhalefetten başka seçenekler yaratılsa. Mesela ‘haziran hareketi’ diye ‘gezi ruhu’ örgütlense, bir şekilde seküler, modern, eşitlikçi diye parlatılan HDP ile irtibatlansa; Türkiye’de de Sryzalar neden olmasın. Yeter ki bu molla kafalı ceberutlar gitsin.
Tabi bunların hiç birisi gerçek değil. Tamamen benim uydurmam. Hepsinin ‘mantıklı’ teorik açıklamaları var. Ne yani hayat bu kadar düz mü? İnsanlık boşu boşuna mı binlerce yıllık bilimsel deneyimler biriktirdi. Hadi canım......
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2018
11.08.2018
13.06.2018
3.02.2018
2.02.2018
12.05.2018
20.04.2018
14.04.2018
19.03.2018
9.02.2018