Gülay GÖKTÜRK
IŞİD Süleyman Şah Türbesi’ni kuşattığından beri kendi kendime düşünür dururdum.
Hani, askeri işlerden anlamam ama o türbe IŞİD’in ya da bölgedeki herhangi bir gücün eline Türkiye’yi kendi istediği anda savaşa çekebilmek için mükemmel bir koz veriyorsa, Türkiye’nin ne yapıp edip provokasyona bu kadar açık bir noktayı düşmanın elinde bırakmaması gerekiyordu.
Düşünün, IŞİD’in gözü iyice kararmış ya da IŞİD içinde cirit atan yabancı servislerden biri Türkiye’yi bölgede silahlı çatışmaya çekmek istemiş. Tek yapması gereken, türbeyi bombalamak ve orada kurbanlık koyun gibi bekleyen 38 askerimizi öldürmek…
Ne kadar kolay değil mi…
Ondan sonra olacaklar artık TSK’nın değil, provokasyonu yapanların inisiyatifinde gelişmek zorundadır. İster isteyin, ister istemeyin, ister zamanlı ister zamansız bulun, toprağınıza ve askerlerinize yapılan bu saldırıyı cevaplamak zorunda kalırsınız.
Savaşların hepsi kötüdür ama en kötü savaş sizin seçmediğiniz, bir emrivakiyle mecbur bırakıldığınız savaştır.
O yüzden de, Süleyman Şah Türbesi’ni boşaltma operasyonunun haberini alınca derin bir ohh çektim.
Bu işi tereyağdan kıl çeker gibi hallediverdikleri için emeği geçen herkesi; kararı verenleri, operasyonu yönetenleri ve uygulayanları kutlarım. Ellerine sağlık.
* * *
Bu operasyonun YPG güçlerinin bilgisi dahilinde ve onlarla koordineli bir biçimde yapılmış olması ayrıca önemli.
Öğrendiğimiz kadarıyla operasyon hem koalisyon güçlerine, hem de YPG’ye önceden haber verilmiş ve YPG güçleri de gereken desteği vermişler. Bu destek sayesinde türbeyle Türk sınırı arasındaki 30 küsur kilometre mesafenin büyük bir kısmı Kobani topraklarından geçerek gerçekleştirilmiş.
Bu operasyon sırasında gerçekleşen işbirliği, Türkiye’nin bölge Kürtleriyle kurmayı hayal ettiği ilişkinin güzel bir örneği olarak çok önemli. Bu işbirliğine Türkiye’nin Kuzey Irak’tan sonra artık Suriye Kürtlerini de tehdit olarak değil, dost bir oluşum olarak gördüğünün deklarasyonu olarak bakabilir ve Türkiye- Kobani ilişkilerinde yeni bir sürecin başladığını söyleyebiliriz.
Ne demişti Davutoğlu Diyarbakır İl Kongresi’ndeki konuşmasında:
“Çözüm süreci üzerinden bu ülkede sağladığımız birlik ve beraberlik temelinden yeni bir Ortadoğu hedefliyoruz. Türk'ün, Kürt'ün, Arap’ın kardeş olduğu bir Ortadoğu istiyoruz. Her yerde omuz omuza durduğumuz bir Ortadoğu istiyoruz.(…) Kobanili kardeşlerimiz bize tarihin emanetidir. Buradan Kobanili kardeşlerime selam yolluyorum. Hepsinin tek tek öpüp bağrıma basıyorum.”
Başbakan’ın Diyarbakır’da verdiği bu dostluk mesajının ardından, bugün Süleyman Şah Türbesi operasyonu vesilesiyle gerçekleşen işbirliğiyle birlikte, artık hem çözüm sürecinin geleceğine, hem de Ortadoğu’nun geleceğine daha umutla bakabiliriz.
* * *
Gelin görün ki, provokasyon ihtimalinin ortadan kalkması ve Suriye Kürdistan’ı ile ilişkilerimizdeki bütün bu olumlu gelişmeler karşısında herkes “ohh” çekmedi. Tam tersine, derin bir hayal kırıklığı yaşayan geniş bir cepheyle karşılaştık.
Anlaşılık bir durum; çünkü provokasyon ihtimali yok olmuştu.
İçlerinde, zamanında “söz konusu vatansa her şey teferruattır” sözüne karşı insan hayatını savunan nice eski demokratın da olduğu geniş bir muhalif cephe, “sol”culuğuyla övünen birçok yayın organı, AK Parti’yi “vatan toprağını IŞİD’e terk etmekle” suçlamaya ve şoven milliyetçi çığlıklar atmaya başladılar.
Oysa aynı cephe, tıpkı Süleyman Şah Türbesi gibi sembolik olarak vatan toprağı olan Musul Başkonsolosluğu’nu zamanında boşaltmadığı için iktidarı az suçlamamıştı.
Ne diyelim…
AK Parti düşmanlığının ülke düşmanlığına, insan hayatını hiçe saymaya, hatta daha çok ölüm için yanıp tutuşmaya kadar varabildiğine ilk defa şahit olmuyoruz ki!
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları




































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015