Gürbüz ÖZALTINLI
Dört gündür İzmir’deyim. Bildiğiniz İzmir.
İnsanların; sizin kılığınıza, rakınıza bakıp tereddütsüz teklifsiz “kendilerinden” saydığı, en uzak konulardan tek sözcükte AKP nefretine sıçrandığı; arabalarda imzalar, kollarda dövmeler, dillerde“Onuncu Yıllar”la ulusalcılığın teyakkuza geçmiş başkenti...
Mebus Hanım’ın şehri.
“Türk Sorunu!”nun kalbi.
Nedir bu İzmir’in sırrı?
Masanın gizli filozofu Ömer, yıllar önce, “Cumhuriyet’in ideolojisi dediğimiz şey, aslında göçmenlerin varlık korkusundan başka bir şey değildir” dediğinde, bu tezi biraz fantastik bulduğumu hatırlıyorum. Koca bir tarihi “ontoloji”ye bu kadar abanarak açıklamak bizim masanın“yaratıcılığı” gibi gelmişti bana. Mebus Hanım dün kendisinin “Boşnak kökenli bir aileden geldiğini” söylediğinde Ömer’i düşündüm.
Türk ulusçuluğu aslında Anadolu’da doğmadı. Rumeli fikridir bu. İttihatçılığın kalbi Selanik’tir, Manastır’dır, Balkanlar’dır. Kurucu çekirdek oralarda doğdu, Balkan halklarının ayaklanmasıyla Anadolu’ya sığındı. Bu göçler Kafkaslar’dan gelenlerle buluştu.
Göçmen kurucular İslam kimliği aşılmadan bir ulus inşa etmenin olanaksızlığına inanıyorlardı. İçinden geldikleri Balkan tecrübesi ve Osmanlı’yı çökerten Batı dünyası, bu çekirdeği, etnisiteye dayalı modern“ulus-devlet” modeliyle tanıştırdı. Anadolu’da siyasal iktidarın yolu “Türk kimliği” oluşturmaktan geçiyordu. İşte bunu tasarlayanlar Balkan kırımını yaşamış elitlerdi. “Yurdundan kovulmuş bir azınlık”... Gidecek yeri kalmamış olmak... “Büyük korku”nun adı budur.
Korkunun bedeli
“Türklük bilinci” zayıf, Sultan’ın tebaa’sı Müslüman köylü nüfus. Ve birlikte yaşadığımız Anadolu’nun kadim halkları; Ermeniler, Rumlar, Kürtler, Lazlar, Çerkesler, Süryaniler... İşte, tehcir, mübadele, asimilasyon ve geleneği ezen otoriter laiklik bu tablonun trajik enstrümanları oldu. Birkaç yıl öncesine kadar her zaman devletin malı olan Milli Savunma Bakanlığı’nda oturan (hem de AKP hükümetinin üyesi) Vecdi Gönül’ün 10 Kasım 2008’de Atatürk’ü anarken söylediklerini hatırlayın:“Eğer Ege’de Rumlar devam etseydi ve Türkiye’nin pek çok yerinde Ermeniler devam etseydi, bugün acaba aynı milli devlet olabilir miydi?”
Kurucu kadro kendi ontolojik korkusunu devlet ideolojisine dönüştürdü. Çok etnisiteli, çok kültürlü, uzlaşmacı, barışçı bir uluslaşmanın olamayacağına inandı ve bizi buna inandırdı.
İzmir, büyük göçmen akıntısının merkezi olarak bu inancın en derin yerleştiği şehirdir.
Boşnak kökenli bu hanım “Biz Türkler meşru savunmadayız. Bunu siz yarattınız. Artık saldıracağız” diye bağırıyor. Ey tarih, bu kadar mı içimizdesin? Bu toprakların korkularına ödediği bedel yetmedi mi?
Korku sahte ırkçılık gerçek
Fakat benim görüşüm şudur: Bu gün “Türk kimliği”nin tehlikede olduğunu ilan edenler gerçek bir korkuyla bağırmıyorlar. Bu korku tarih dışıdır. Bugün bu ırkçılığın sözcüleri, alıştıkları iktidarı, haksızlık ve zulüm üstüne kurulan statüyü kaybettikleri için dikiliyorlar karşımıza. İşte asıl ahlaksızlık burada. Aynı hanım “Ülkemin Yugoslavya olmasını istemiyorum” diyor. Nasıl masum bir maske! Irkçılığın “hümanist” versiyonu! Namık Çınar televizyonda, “Sırp olmaya özeniyor”diyordu. Yanlış mı? Sırplar, kendileri dışındaki kimlikleri tanımadıkları için yaşanmadı mı o trajedi? Yugoslavya örneğine giden yol, Kürtlerin temel haklarını tanımaktan geçmiyor. Tam tersine, kendi etnik kimliğini üstün gören Sırp ırkçılığının bu coğrafyadaki versiyonundan geçiyor.
Kürtlere verilen ve verilecek haklar Türklerden alınıp da verilecek değil. Bunu hepimiz biliyoruz. Konuştuğumuz şey eşitliktir. Yok sayılan bir kimliğin tanınması ve barış içinde ortak bir yaşam oluşturmaktır. Türk çocukları da, Kürt çocukları da akıl dışı bir iktidar tutkusu için ölüyorlar. Osmanlı’nın çöküş korkularını, kendi iktidar aşkları yüzünden bugüne ithal etmeye kalkanlar bize bilerek ya da bilmeyerek daha çok kan vaat ediyorlar. Türkiye’de “Türk sorunu” yok, ırkçılık sorunu var.
Bu hanım ve onun yolunda yürüyenlere seslenmeliyiz: Balkanlar tarih oldu. Burası hepimizin ülkesi. Kılıçla ulus yaratılamayacağını öğrenmekten başka çaremiz yok. Kılıç; kan, yıkım ve ayrışma demektir.
CHP’ye gelince...
Bu parti; korkuların sırtına yüklediği tarih dışı ideolojilerin ırkçılığıyla yüzleşmek zorunda.
İzmir’in Diyarbakır’ı kucaklamasının önünde, aklın ve ahlakın kabul edebileceği bir tek engel yok.
Küçük seçim hesaplarını “akıl” ve “ahlak” saymıyorsak eğer.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023