Gürbüz ÖZALTINLI
Hükümetin reform politikalarını destekleyen kimi aydınlarda, Erdoğan eleştirisine karşı yüksek bir hassasiyet göze çarpıyor. Bir kısmı, Başbakan’ın açıklamaları kendi demokrasi anlayışlarıyla bağdaşmadığında susuyorlar. Bazılarının tutumu ise daha sert. Bu açıklamaları kabul edilebilir kılacak argümanlar üretmeye soyunuyorlar. Daha da ötesi, her fırsatta, eski düzen güçlerinin stratejilerini “AKP iyi Erdoğan kötü” söylemiyle revize ettiklerini, Erdoğan’ı tasfiye etmeyi başarırlarsa ülkede faşizmin önünün açılacağını öne sürüyorlar.
Evet, vesayet cephesinin böyle bir akıl yenilenmesine gittiğini söyleyebiliriz.
Çok güçlü gördükleri Erdoğan’ı hırpalarlarsa muhafazakâr blokun çatlayabileceğini ve kendileri için umutsuz gözüken geleceğe dair bazı zeminler kazanabileceklerini düşünüyor olabilirler. Üstelik bu politika, “daha Batı’cı bir muhafazakâr iktidar” arzulayabilecek uluslararası güçlerin bu aşamada desteğini de arkasında bulabilir. Gezi’ye baktığınızda, sadece ağaç, kent, hayat tarzı duyarlılıklarıyla sokaklara çıkan sırt çantalı gençleri görebilen naiflikte değilseniz eğer, zaten bu “anti-Erdoğan” kampanyanın zengin oyuncu kadrosunu fark etmiş olmalısınız.
Buraya kadar tamam.
Fakat doğrusu ben Erdoğan’ın kabul edilemez çıkışları, başta Gezi’deki vahim tutumu karşısında, sadece eski düzen güçlerinin tuzaklarına odaklanan, bize Başbakanı eleştirmeyi değil kollamayı öneren seslenişi çok sorunlu buluyorum.
Neden?.. Anlatayım.
Öncelikle muhafazakârların sosyolojik ve siyasal gücünü sadece Erdoğan’ın liderlik başarısına bağlayan, Erdoğan’sız bir topluluğun ve onun siyasi partisinin yıkılıp gideceğini varsayan tespiti aşırı abartılı buluyorum. Eski düzen güçlerinin Erdoğan’ı muhafazakârlardan ayırıp başlı başına hedefe koymaları onların çaresizliğiyle ilgilidir, yoksa bu yolun onlara başarıyı garanti etmesiyle değil. Daha ileri giderek şunu da söyleyebilirim. Eğer eski düzen oyuncuları ya da küresel Erdoğan muhalifleri sorunun Erdoğan’ın varlığından ibaret olduğunu düşünüyor olsalardı, öyle sanıyorum ki onu tasfiye edecek bir yöntem bulurlardı.
Erdoğan’ın mimarı olduğu politikaların muhafazakâr güçlerin izleyebileceği tek mümkün hat olduğunu ilan etmek, reformları başarabilecek tek liderin O olduğunu ileri sürmek, tam da Karl Popper’in bilim dışının ölçütü olarak savunduğu formülle “yanlışlanamayacak” bir tezdir. Bu güne bakıp,” başka türlü olamaz” diyenler hiçbir zaman kanıtlayamayacakları bir varsayım uğruna bizden çok ağır bir talepte bulunuyorlar: “Eleştirmeyin.”
Evet bu çok ağır bir talep. Üstelik kendi önermeleriyle çelişiyor. Çünkü biz, tek mümkün politikanın bu politika olup olmadığını ancak o politikaların yanlış bulduğumuz yönlerini eleştirdiğimizde anlarız. Eleştirilerimiz toplumda karşılık bulursa, siyasetin mimarları da tek mümkün yol zannettikleri yönlerine yeni ayarlar verme ihtiyacı duyacaklardır. Zaten biraz yakından bakılırsa siyasi süreçlerin hep öyle ilerlediği görülür. Eleştiriler ve tartışmalar her an “mümkün olanı” yeniden biçimlendirir. Bu her zaman görünür yön sapmaları biçiminde gerçekleşmez. Ama sürekli alttan alta biriken bir “mümkün kılma” etkisi oluşur. Eleştiri ve tartışma dışı bir “mümkün olmak” hali yoktur. Sustuğunuz zaman “mümkün olana” susarak etki yaparsınız. Susmak, “mümkün olana” devam et demektir. “Yeni bir mümkün olma halinden” feragat etmek demektir.
“Erdoğan’sız olmaz” baskısıyla tartışmaları kapatmaya çalışmak, muhafazakâr dünyayı fazla hafife almak değil midir? Daha da öteye, bizzat Erdoğan’ın, kendi savunduklarının yankılarını, etkilerini pekâlâ tartan, gerekli manevraları yapabilen kapasitesini küçümsemek anlamına da gelmez mi?
İnandırıcı, gerçek eleştirilere ihtiyacımız var.
Yıkmak için değil. Düzeltmek için.
Farkındayım bu yazı, “eleştiri”ye dair soyut argümanlar üzerine kurulu.
Sıkılmış olabilirsiniz. Önümüzdeki günlerde “Gezi”ye ve “Öğrenci evleri”ne girebilirsem, filmin heyecanlı yerine gelmiş oluruz.
Herkese yeniden merhaba. Fakat aramızda kalsın, okumak ve gezmek yazmaktan çok daha iyi geliyor insana…
http://serbestiyet.com/erdogan-da-elestirilir-cok-da-iyi-olur/
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023