Gürbüz ÖZALTINLI
Keşke din ve ahlak dersleri, ebeveyn öğütleri temiz bir dünya kurmamıza yetseydi. Keşke paçalardan akan ikiyüzlü riya dili, yapış yapış hayatımızı kuşatıp boğmasaydı bizi. Söze“yetim hakkı” diye başlayan siyasetçi “eyvah yoksa bu da mı” çengelini takmasaydı aklımıza… “Vatan, millet, vazife” diye bağıran üniformalılarımızı işitince, aklımıza gelen ilk soru “bu darbeyi savuşturabilecek miyiz” olmasaydı.
Keşke müteahhitlerimiz “ yetmiş de yetmez yüz, yüz de yetmez iki yüz kat ver; daha daha fazla ver” fil iştahıyla, şehirlerimizi de hayatlarımızı da karartmasaydı. Büyük güç olma yolunda batının devlerine kafa tutarken; küçük oğullarımızdan,“üniversite ve imam hatip okulu açma sevdalısı” banka müdürlerimizden emin olabilseydik.
Keşke, dershane kavgası patlamasa da bütün olan biteni öğreneceğimizden kuşku duymasaydık. “Sivil toplum” kavramının devlet dışı yapıları tanımlamak için icat edildiğini bilmeyenlere gülerken, “paralel devletin”- devletin en kural tanımaz, en denetlenemez, en karanlık derinliklerinin- “sivil toplum” diye yutturulması şakası başımıza gelmeseydi. Siyasetin seçimlerle, meclisle, siyasi partiler ve sivil toplumla yürütüldüğü bir “rüya” ülkesinde yaşıyor olsaydık.
Fakat iyi haber şu: Medyamız sağlam… “Dürüst, tarafsız, vicdanlı” bir kaleye sahibiz. Yazar, çizer, fikir erbabımız fethedilemiyor. Ben onlardan duydum… Küçük bir mucize mi, büyük bir şaka mı bilemiyorum.
Ben de bu günlerde herkes gibi önüme geleni okuyorum. Bazı tasnifler yaptım.
Bir küme Başbakan’ın yeminli organik aydınlarından oluşuyor. Bunlar, bırakın eleştirmeyi; Başbakan’ı uyarmayı bile hadlerini aşmak olarak görüyorlar. Hükümete kurulan tuzağı öyle bir dil içinden anlatıyorlar ki, yolsuzluk ihtimalini düşünmemizi dahi istemedikleri kanısı yaratıyorlar. Başbakan’ın üslubuna ayarlılar.
Diğer küme yolsuzluğun üstüne gidilmesi, siyasetin temizlenmesini savunuyor.
Onlar; Başbakan’ın, adı karışan Bakan’ları görevden almamış olmasını, alelacele çıkartılan yönetmelikleri, yolsuzluk iddiaları üzerine kuşku belirtmekten ısrarla kaçınan tutumunu eleştiriyor. Fakat aynı zamanda onlar, yolsuzlukların, demokrasi dışı müdahalenin aracı olarak kullanılmasının tehlikesinin farkındalar. Büyük oyunu göstermeye çalışıyorlar. Yolsuzlukların örtülmesi için değil, siyasetin yeraltından dizayn edilmesine izin verilmemesi için yapıyorlar bunu. Tam tersine yolsuzlukların üzerine gidilmesi çağrısı yapıyorlar hükümete ve Başbakan’a.
Çünkü biliyorlar ki, üzerine titrenen meşru siyasetin aşil topuğudur yolsuzluklar. Ve temizlenmezse sadece hükümet değil bütün siyasi alan çöker. Açık bir darbe olması gerekmez. Yeni bir 28 Şubat, Türkiye’yi Kürt’üyle Türk’üyle darmadağın etmeye yeter. Bunu görmek için de siyasi deha olmak gerekmez zaten. İç içe geçmiş iki basit ölçütümüz var elimizde: 1) Demokratik bir anayasa oluşturulması 2) Kürt sorununda barışçı çözüm… Mevcut siyasi alternatiflere bakalım. Hangisinin böyle bir niyeti ve projesi var? “Dağa çıkarız” diyen Bahçeli taifesinin mi? Yoksa bir ayağı Silivri’de, diğer ayağı fikirsiz, ilkesiz adaylarda, mevzi kazanmaya çalışan; üye olmak için Ergenekon’un yerini soran; kimin operasyonu olduğu hâlâ bilinmeyen kasetle getirilmiş, düşük profilli bir genel müdürün mü? Kimbilir; belki de anayasa ve Kürt barışını “Hizmet”ten bekleyen uzaylılar da vardır aramızda.
Geleyim son kümeye. Onlar aramızda en “demokrat”, en “tarafsız”, en “temizlik sevdalısı”, olanlar. O nedenle yolsuzluklardan nefret ediyorlar. Başka hiçbir şeyden nefret etmediler adaletsizlikten nefret ettikleri kadar.
“Hükümete tuzak kurulmuş olabilir ama yolsuzluk önemlidir” vurgusu yapanları kastetmiyorum. Onları ayıralım.
Benim kastettiğim “komplo”, “tuzak” sözlerini duyunca yerinden zıplayanlar. “Uluslararası” der demez sözü ağzınıza tıkayanlar. Yolsuzluk operasyonunun hukuki boyutunda yapılması gerekenleri konuşurken aslan kesilip, “bir de siyasi sonuçları var, acayip kokular geliyor” denilince elleri ceplerinde gökyüzüne bakıp ıslık çalanlar.
Ortalık gazete yazarından, televizyon programcısından geçilmiyor.
“Haber”ler ve yorumlar üstümüze boca ediliyor.
Sizce hangi kümelerin sesi daha yüksek çıkıyor?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023