Gürbüz ÖZALTINLI
Kaldığımız yerden ilerleyelim…
“Tarih” denebilecek bir uzaklıktan konuşmadığımızın farkındayım. Ve henüz içinden geçerken, süreçlerin kırılma noktalarında mutabık kalmak kolay değil. Baktığınız yere göre değişen bir öznellik barındırıyor.
Ben son 12 yıllık dönemi üçe ayırıyorum. Fakat bu, hiç de Erdoğan’ın seçimlere göre yaptığı “çıraklık-kalfalık-ustalık” tasniflerine benzemiyor.
Birincisi; 2002 seçimleriyle başlayıp, 27 Nisan 2007’de verilen e-muhtıraya kadar olan“kararsız denge” durumu. İkincisi; Muhtıradan 27 Aralık 2008 Gazze savaşına kadar geçen yaklaşık 20 ay içinde yaşanan “değişim”. Üçüncüsü ise o günlerden günümüze uzanan ve şimdi en sert aşamasına tanık olduğumuz, “değişim koalisyonunun dağılma ve çatışma” süreci…
Kolayca anlaşılabileceği gibi bu bakış, değişimi, küresel güçlerle iç içe yürüyen bir dinamiğin ürünü olarak ele alıyor.
Kaybolan hayatlar ya da hazırlık ve denge
Hatırlayacaksınız, geçen yazıda 2003 Mart tezkeresi hüsranından sonra neo-con/İsrail ekseninin Türkiye’de ordu merkezli güç dağılımını değiştirmeye karar vermiş olduğunu öne sürmüştüm. Biz 2007 Nisan’ına kadar içeride bunun açık işaretlerini görmedik. Sahnede vesayet güçlerinin karanlık, bildik bayat oyunları tekrarlanıyor, hükümet bu derin yapıları tasfiyeye yönelik hiçbir açık hamle yapamıyordu. Bunu, koalisyonun toplum üzerinde siyasal meşruiyetini güçlendirme ve bürokraside mevzi kazanma süreci olarak değerlendirebiliriz. “kararsız denge durumu” olarak niteleyebileceğimiz bu dönemde yaşananları hatırlayalım.
9 Kasım 2005; Şemdinli’de umut kitabevinin bombalanması.
20 Nisan 2006; Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın HSYK kararı ile meslekten atılması.
5 Şubat 2006; Rahip Santoro cinayeti.
17 Mayıs 2006; Danıştay baskını.
19 Ocak 2007; Hrant Dink’in katledilmesi.
22 Mart 2007; Nokta dergisinde darbe günlüklerinin yayımlanması.
13 Nisan 2007; Nokta dergisine Askerî Mahkeme kararıyla yapılan baskın.
14 Nisan 2007; Ankara Cumhuriyet mitingi. Darbe günlüklerinden “kafayı darbeyle bozmuş” komutan sıfatıyla tanıdığımız Eruygur’un örgütlediği ve toplanan kalabalıklara balkondan bakıp heyecan ve büyük bir öngörüyle! “bu iş bitmiştir” dediği ünlü ADD eylemi… Ardından İstanbul Çağlayan ve İzmir Konak gelecektir.
18 Nisan 2007; Malatya Zirve yayınevi katliamı.
Fazla söze gerek var mı?
Ve geliyoruz 27 Nisan e-muhtırasına. Hani “diktatörlüklerden nefret eden demokrat” CHP’nin o zamanki lideri Deniz Baykal’ın bir hevesle “altına imzamızı atarız” dediği meşhur bildiriye…
Evet; “Ne mutlu Türk’üm diyene” anlayışına karşı çıkan herkesi düşman ilan eden, kendisine yasalarla verilen (darbe!) görevini yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını bildiren açıklamayla ordu “höt” demişti…
İşte bence bu denge dönemi burada kapandı.
Burada küçük bir anekdot anlatmama izin verin. Babam sağlam ataerkil bir adamdı. Otoritesinin üstüne titrerdi. Ağabeyim ve ben ona “siz” demeden konuşamaz, herhangi bir komutuna itiraz demiyorum cevap bile veremezdik. Ağabeyim (Kök) 18 yaşına gelmişti. Hayatında ne o güne kadar ne de daha sonraları bir kere bile bacak bacak üzerine atarak oturduğunu görmediğim Kök (çünkü kiloluydu ve rahat ettiği bir oturma biçimi değildi bu), bir akşam yemekten sonra babamın karşısına geçti ve kendini zorlaya zorlaya gözünün içine bakarak bacak bacak üzerine atıp oturdu. Babam, “indir bacağını” dedi. Kök hiç duymadı. Babam okkalı bir küfürle komutunu tekrarladı. Kök kımıldamıyor, babamın gözünün içine buz gibi bakıyordu. Babam bağırarak ayağa kalktı. Kök de sessizce kalktı koltuktan. Gözünden gözlüklerini çıkardı, bir adım attı babamın karşısında durdu. Hiçbir şey söylemeden sadece ona bakarak durdu. Bakıştılar. Babam döndü gitti…
Ben bu dramatik sahneyi unutamam. Sonra konuşmuştuk; annem sapsarı suratıma bakıp bayılacağımı düşünmüş.
O günden sonra sadece oturma biçimlerimiz değil her şey değişti. Aileye demokrasi gelmişti…
O yumruğu vuramayacaksan ayağa da kalkmayacaksın. Bitersin… 27 Nisan’da olduğu gibi…
Devlet değişiyor
Muhtıranın ardından Erdoğan da gözlüğü çıkartıp ayağa kalktı. 30 Nisan’da Anayasa Mahkemesi’nden ünlü 367 kararı çıktı. 1 Mayıs’ta hükümet erken seçim kararı aldı. 4 Mayıs’ta Büyükanıt’la Erdoğan Dolmabahçe’de buluştu… 135 dakika süren bu görüşmeden bolca “medya dedikodusu” ndan başka hiçbir ciddi bilgi sızmadı…
Araya 14 Mart’ta açılıp, 30 Temmuz’da karara bağlanan AKP’yi kapatma davası girdi. O zamanlardaki karamsarlığımızı hatırlıyorum. Olup bittikten sonra söylemesi kolay tabii ama, şimdi biraz naif buluyorum o günlerdeki heyecanımızı. Bütün dünyanın gözü önünde, yüzde 47 oya karşı elinde gazete kupürlerini sallayan bir Cumhuriyet Başsavcısı! Çok dengesiz değil mi?
Daha dava bitmeden 12 Haziran 2007’de Ümraniye’de bulunan el bombalarıyla Ergenekon soruşturması başladı.
İlk dönem sona ermiş, düğmeye basılmıştı.
Dönüşümün koşulları ve aktörleri
“Denge durumu” olarak nitelediğim dönemi şöyle özetleyebiliriz: İdeolojik meşruiyet ve sosyolojik destek alanlarında ibre muhafazakâr siyasetin lehine dönüyordu ve bunun taşıyıcılığını modern bir siyasal parti olarak AKP yapıyordu. Diğer tarafta, başta ordu ve yargı olmak üzere devletin merkezi kurumları, ellerinde bulundurdukları legal ve illegal olanaklarla şiddetli bir kavga yürütüyor, değişimi tehdit ediyorlardı.
Kısacası bu asimetrik dengenin bozulması için siyaset biliminde “iktidar” kavramının merkezine yerleştirilen “devlet” dediğimiz kurumsal gücün dönüştürülmesi yaşamsaldı.
Bu ise iki koşul gerektiriyordu: (1) Kamuoyu desteği, (2) hukuk mekanizmalarının etkin işletilmesi. Değişimin aktörleri, bu iki koşulun oluşması mücadelesinde, kendi tarihsel ve yapısal özelliklerinin belirlediği alanlara yerleştiler. AKP siyasi iradesiyle ve demokrat aydınlarla beraber topluma seslenme kapasitesiyle, ağırlıklı olarak kamuoyu desteği oluşturma işlevini üstlendi. Hukuk mekanizmalarının işletilmesi fonksiyonunda ise Cemaat’le uzlaştı ve ona alan açtı. Bürokratik kadrolaşmada güçler dengesi, çok anlaşılırtarihsel nedenlerle açık ara Cemaat lehineydi.
Bugün herkes biliyor ki, Cemaat Türkiye’de güç dengelerinin değişmesinde muazzam bir operasyonel rol oynadı. Güvenlik sektörünün bütün taktik-teknik imkânlarından sınırsızca yararlandı. Yargının olağanüstü yaptırımlarla donatılmış meşru gücünü kullandı. Dahası; bu süreçler ilerlerken biz, sadece bir teknik yeteneğin değil, aynı zamanda bir politik perspektifin de varlığına tanık olduk. Kamuoyu oluşturmayı önemseyen, zamanlamayı dikkate alan, her adımda politik güçler dengesini hesaba katan stratejik bir akıl işletildi. Kısacası süreç, “politika dışı” bir “hayır işleri” ağının düşünme ve tecrübe kapasitesi bakımından oldukça şaşırtıcı “inceliklerle” yürüyordu.
Kuşkusuz ki; devlet cihazı içinden işletilen bu tasfiye ve yerleşme operasyonunun en güçlü tarafı, sahip olduğu olağanüstü meşruiyet şemsiyesi idi. Eski rejimin ordu, yargı gibi temel vesayet kurumları büyük otorite kaybına uğramışlar, kirli, eli kanlı suç örgütleriyle iç içe geçmişlerdi. İlk bölümde sadece en önemlilerine yer verebildiğim olaylar listesini hatırlarsak, bu tasfiye operasyonunun nasıl güçlü bir meşruiyete sahip olduğunu anlarız.
Kelimenin en dolu anlamıyla “ölüm kalım” mücadelesinde, hükümetin hiçbir hazırlığının olmadığı bürokrasi sektöründeki operasyonun sınırlarını denetlemesi hem mümkün değildi, hem de böyle bir niyet taşıması beklenemezdi. Boğazındaki eli söküp atmaya çalışırken bütün siyasi iradesini tasfiye sürecinin arkasına yığmasını açıklayabilmek için hepimizin tabiattan tanıdığı basit bilgiye başvurmak yeter: “hayatta kalmak güdüsü”…
Özetle, değişimin koalisyonerleri arasında bürokrasi ve siyaset üzerine oluşan fiili iş bölümü, tarihsel bir mecburiyetin ürünü olarak değerlendirilebilir.
Ancak şimdi yaşadığımız tecrübelerden sonra “mecburiyet” açıklamasını genişleten tartışmalara ihtiyacımız olduğu da açıkça gözüküyor. Çıkartılması gereken daha zengin sonuçlar var ve bu noktaya ileride yeniden döneceğim.
Cemaat’e yakından bakmak
Sözün burasında bir parantez açıp, hem dönüşümün hem de bu günkü çatışmanın“özgün” aktörü üzerinde biraz durmak gerekir.
Cemaat, toplumsal işlevini İslami ve milli değerlerin yaygınlaştırılması, “ahlaklı bir toplum inşası” üzerinden tanımlamış bir yapı. İlan edilmiş fonksiyonun kendisine yarattığı korumanın farkında. Aşırı uzlaşmacı. Batı modernliğiyle kavgalı değil; tersine ideolojik koordinatlarını modernlikle Müslümanlığın kesiştiği alanda tanımlıyor. Dini referanslı ahlak dilinin dışına taşmıyor; politik alana yabancı duran bir görüntü vermeye özellikle itina gösteriyor. Seküler aydınlarla ortak alanlar yaratmanın meşrulaştırıcı etkisinin farkında ve olağanüstü esneyebiliyor (Abant platformu ve Taraf gazetesi).
Fakat bu özelliklerin hiçbirisi gerçek içeriğe ait değil; bunlar, yapının kendisini toplumsal olarak var etmek, etkisini genişletmek ve korumaya almak için seçtiği yöntemsel ilkeler. Onu modern siyasi partilerden ayıran özellik “politika dışı” lık değil; tam da bu yöntemsel ilkeler. Modern siyaset şemasında yeterince tanınmayan; nereye yerleştirileceği kuşkulu ikili bir karakter. Bir yanda inanç ve çıkar üzerinden aidiyetlerle oluşan sivil toplumsal gövde; öte yandan kendini bu sivil ağın içine gömen, bütün varlığıyla iktidar oyunlarına odaklanmış “som politik” bir derin çekirdek…
Bu merkezi çekirdek, devlet cihazının nasıl bir iktidar barındırdığının ziyadesiyle farkında. İş hayatı, medya ve eğitim sektöründe küresel kurumsallaşmayla devşirilen büyük güç, istihbarat teknikleriyle ve duruma göre sağlanan siyasal ortaklıklarla devlete taşınıyor. Yargı, güvenlik, istihbarat gibi bürokrasinin kritik sektörlerinde yıllara yayılan sabırlı ve dikkatli bir yerleşme, tırmanma çalışması yürütülüyor. İktidar stratejisi, modern partilerde olduğu gibi toplum odaklı değil; devlet odaklı. Seçim mekanizmaları ve topluma açık çalışma alanları bu devlet odaklı stratejide lojistik değer taşıyor.
Bunlar Cemaat’in yapısal özellikleri. Onun bir cephesini aydınlatabilir ancak. Çünkü o, zamansız ve uzamsız, boşlukta var olan bir yapı değil. Bir tarihi ve içine yerleştiği küresel çatışmalar dünyası var. Bu tarih ve ilişkiler hala büyük ölçüde aydınlatılmayı bekliyor. Zira, göz önünde, şeffaf bir yapıdan söz etmiyoruz. Oldukça gölgeli. Fakat tamamen bilgisiz de değiliz. Hem Gülen’in kişisel macerasının tarihi biliniyor, hem de kimi küresel güçlerin tutumlarıyla paralellik taşıyan açık politik hamlelere tanık oluyoruz.
Bu paralellikler elbette şaşırtıcı değil. Küresel güçlerin bugünün dünyasında yürüttüğü kıran kırana güç kavgasında, Cemaat gibi sosyal, ticari, dini örüntülerle genişleyen ve gelişmiş konspiratif yöntemlerle devlet cihazlarına sızmayı temel yöntem olarak kullanan bir “politik cihaz” ın kendi başına varlık bulabileceğini; küresel-bölgesel iddiaları olan odakların kendileriyle işbirliği dayatması yapmaksızın böyle bir yapının önünü açabileceklerini; ya da ona ilişmeden eylemlerine kayıtsız kalabileceklerini düşünenler varsa onlara sözüm yok. Fakat ben onlardan değilim.
Bu söylediklerim ilişkileri “kriminal” bir açıdan gördüğüm anlamına gelmez. Söylemek istediğim şey; bugünün çatışmalı küresel süreçlerinde rol alan odakların tamamen bağımsız davranamayacakları, koşullara ve bünyelerine uygun işbirliklerine mecbur olduklarıdır. İktidar arzusu, küresel güç hiyerarşilerine boyun eğmeyi zorunlu kılabilir. Yola çıkılan noktayla varılan yer çok farklı olabilir. Dünya zannettiğimiz kadar tekin bir yer değildir!
Parantezi kapatayım…
Sözün başına dönersem; Türkiye’nin değişim sancıları yaşadığı 2000’lerin başında üç aktörün yolu kesişti.(1) Beyaz Saray’ın “kalbi kırık” neo-con’ları,(2) 1999’da Pennsylvania’ya yerleşen, büyük güçlerle çatışmamayı çoktan keşfetmiş, Batı’yla barışık, “Pers alerjili” bir din adamı ve (3) tarih boyunca devletin yanına yaklaştırılmamış muhafazakâr taşranın yükselen acemi siyasi temsilcisi…
Söylemiştim; ben İsrail Gazze’ye “dökme kurşun harekatı”yla bomba yağdırmaya başladığında bu yol arkadaşlığının da sona erdiğine inanıyorum.
Fakat yine sözü uzattık ve oralara gelemedik…
Kısa bir mola rica ediyorum.
İnat edip sıkılmayanlarla haftaya devam ederiz umarım…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023