Gürbüz ÖZALTINLI
Türkiye’de seküler kesimler AKP’yi bir türlü yerli yerine oturtamadılar; onu anlamak istemediler; anlamadılar da…
İktidarın ellerinden kayıp gidiyor olmasının telaşı ve hazımsızlığıyla aşırı reaksiyonlar ürettiler.
Önce, İslami referansları büyük bir tehdit olarak algıladılar ve Türkiye’de modernliğin sonuna gelindiği; karanlık bir dönemin açılmakta olduğu söylemine sarıldılar. Ardından, reformculuğunu küçümsediler; gayrı meşru saldırılar karşısında sığındığı korunma politikalarına “yükselen faşizm” aşırılıklarıyla yüklendiler. Türkiye’deki siyasal hayatı 12 Eylül yıllarıyla kıyaslayanlar, o günleri tercih edilir bulduğunu söyleyenler oldu.
Bugün de bu mugalata devam ediyor. Demokratik hakların çiğnendiği, özgürlüklerin askıya alındığı, ağır bir baskı rejiminde yaşadığımız ve iktidarın gittikçe daha fazla “dincileştiği” argümanlarına, medya köşelerinde, dezenformasyon manşetlerinde, siyasi sözcülerin kürsü hamasetlerinde sıkça rastlıyoruz.
Üstelik bu hamasi kampanyada yalnız kalmadılar. Batı’nın etkin odaklarından destek buldular.
Batı dünyası Arap ayaklanmalarının gittiği yönden ürkmüştü. Ilımlı İslam ile işbirliğini öngören Orta Doğu stratejileri özellikle Mısır örneğinden sonra terk edilmiş ve İslami renk taşıyan siyasal yapılara belirgin mesafe konulmuştu. Erdoğan da bu ayrışmada Batı’nın tutumuna açıkça karşı çıkan lider olarak kara listeye alınmıştı.
AKP politikaları, bölgede güç arayan; dengeleri Türkiye lehine zorlayan politikalardı ve bu kimi küresel merkezleri rahatsız etti.
İçeride güç kaybına uğrayanlarla, bölgede Türkiye’yi tehdit görenlerin AKP yönetiminden kurtulmak için işbirliğine yönelmelerinin şaşırtıcı bir tarafı yoktu. İç ve dış kamuoyuna AKP iktidarını – ve özellikle Erdoğan’ı- “dinci diktatörlük” yönelimi içinde sunan propagandanın ardında yatan gerçek buydu.
YALNIZLIK ŞAŞIRTMASIN
Şimdi, İŞID Batı metropollerinin güvenliğini ölümcül biçimde tehdit ederken bu durum sürebilir mi? Bizim dar kafalı sekülerler aynı hızla “işte ıslık işte teşkilat” dezenformasyonlarına tam gaz devam ederlerken yine Batı’nın merkezlerini yanlarında bulabilecekler mi?
Paris’in sokakları İslam adına estirilen terörle kanarken, bir başka İslami siyasi kişilik olarak Erdoğan Batı rasyonalitesinde nereye oturacak? O hala “dinci diktatör” mü; yoksa meşru iktidarına ve ulusal çıkarlarına saygı bekleyen, mazlumları temsil kapasitesi yüksek, dikkate alınması gereken barışçı bir siyasetçi mi?
İçeride bağrışıp duran, Batı’ya “imdat” çağrıları çıkartan demode sekülerler için altın dönem kapanmış olabilir. “Artık yaşamak istemedikleri” bu ülkenin sokaklarından daha güvenilir olmayan Batı sokakları, onlara, kesif Erdoğan düşmanlığında yalnız kalacaklarının habercisidir belki de.
Suriye dağılıp giderken; Putin askerleriyle bölgeye girmiş, koalisyon güçleri sahada Türkiye’nin itiraz ettiği PYD dışında bir toplumsal zemine sahip değilken; üstelik Kasım seçimlerinde tartışılmaz bir ağırlık kazanan Erdoğan’a “IŞİD destekçisi, diktatör” ağızlarıyla yüklenmek ancak “cemaat’in can’lı bombalarının” aklıyla olabilecek bir iş gibi gözüküyor.
Türkiye’nin işinin kolay olduğunu söyleyemeyiz. Fakat Orta Doğu hesapları içinde bir köşeye atılabilecek; iktidarı üzerinde operasyonlar gerçekleştirilecek bir ülke de değil Türkiye. Suriye dağılırken, İŞID Batı’yı sarsarken önemi artan bir ülke.
Seküler muhaliflerin kendilerini fazla kaptırdıkları “diktatör” rüyasından uyanmalarında fayda var. Karşılarında, İslami dünyanın en demokratik ülkesinin en meşru yollardan yönetme yetkisi kazanmış iktidarı var.
Şimdi gerçeklere dönme zamanı.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023