Gürbüz ÖZALTINLI
Can Dündar, “özgür gazetecilik” adına konuşulmayı, yüceltilmeyi hak eden bir isim değil. Yaptığı “haber” de, toplumun bilgilenme hakkı uğruna göze alınmış bir riski, övülmeye değer bir entelektüel cesareti göstermiyordu.
Haber; 1) TIR operasyonu sürecinin çok önemli noktalarını perdeleyen manipülatif bir girişimdi. Bilgi vermek değil, kamuoyu oluşturmak niyeti açıkça sırıtıyordu. Haberin hiçbir yerinde TIR’larda olduğu söylenen silahların İŞID’a gönderildiğini doğrulayan bir işaret ya da kanıt yoktu. Fakat Can Dündar haberi “işte İŞID’a giden silahlar” diye duyurdu. Gazete de bu iddiaya dayandı. 2) Kelimenin tam anlamıyla bayattı. 15 ay önce ortaya çıkmış bilgiler, seçimlere 10 gün kala bazı belgelere dayanarak yeniden pişirilmiş, sansasyonel üfürmelerle sunulmuştu.
MİT tırlarının durdurulması operasyonu hükümetle mücadele eden güçlerin 17-25 Aralık girişimini izleyen en büyük hamlesiydi. Bu meydan okuma, aynı zamanda hükümeti tasfiye etmek isteyenlerin onu “düşman” olarak kodladıklarının kanıtıydı. Ortada, kazanmak için yapılacakların sınırının olmadığı; her kozun sahaya sürüldüğü ve kaybedenin artık varlığını ve meşruiyetini korumasının imkânsızlaşacağı ölümüne bir savaş vardı.
Bu savaşın merkezinde duran operasyonel odağın Cemaat olduğunu biliyoruz. Küresel işbirlikleri hakkında da fikir sahibi olabilmemiz için derin istihbaratlara ihtiyacımız olmadığı açık. Gülenci yapının, kendine özgü sosyal örüntüler içine gömülen, bürokrasinin kritik katlarına sızma stratejisi izleyen, istihbarat örgütü niteliğinde bir organizasyon olduğu artık meçhul değil. Ancak, bu örgütün başka bir yeteneği olduğunu da teslim etmek gerekir. O da, özellikle entelektüel kesimler içinde ve medya dünyasında ittifaklar kurmakta gösterdiği başarıdır. Tabi bu işbirliklerini, Cemaatin başarısı mı, yoksa iktidardan kurtulmak için her türlü güçle ortak çalışmayı sindirebilen muhalif aydınların ilkesizliği olarak mı yorumlamak gerektiği de meşru bir sorudur. Ancak sonuç, Cumhuriyet’in yayın politikasında da kendisini açığa vuran devirmeci işbirliğidir…
Bütün bunlar benim gözümde ne kadar berrak gerçeklerse, iktidarın da bu devirmeci girişimlere karşı mücadele ederken“düşman” kodlarına başvurması; hukuku araçsallaştırması; meşruiyetini demokratik değerler üzerine kurmak yerine baskı politikalarına abanması, o kadar yanlış tutumlardır.
Hiçbir hukuki inandırıcılık taşımayan suç tasniflerine dayanarak, yasal nedenleri oluşmaksızın verilen tutukluluk kararları, siyasal mücadelede kural tanımazlığın göstergesidir. Yargı mekanizmasının siyasal iradenin denetimine girdiğini ve güvenilmezliğini ortaya koyar. Askeri vesayete karşı sürdürülen mücadele, arkasında büyük skandallar bırakan bir hukuk fiyaskosuna dönüşmüşken şimdi hukukun bu tür zorlamalara maruz kalması aklın da vicdanın da kabul edeceği iş değildir.
TAHİR ELÇİ TRAJEDİSİ
Benzer uygulama Tahir Elçi’nin de başına gelmişti. PKK üzerine yaptığı değerlendirme nedeniyle hakkında yakalama kararı çıkartılmıştı. Düşünce ve ifade özgürlüğüne kabul edilemez bir müdahaleydi bu soruşturma. Ve yine o tanıdık “düşman”kodlamasıyla yakından ilişkiliydi kanımca.
PKK’nın demokratik hukuk ilkeleriyle ilişkisi olmadığı açık. Fakat devlet ve ona hükmeden iktidar hukukla bağlıdır. PKK’ya kendi dayattığı kavramlarla yaklaşmayan her düşünceyi “düşmana hizmet” olarak niteleyip temel haklara saldıramaz. Saldırmayı seçtiği oranda kendisi de karşısındaki örgüte benzemeye başlar ve demokratik meşruiyetini yitirir.
Artık ne yazık ki, bu anti-demokratik müdahalenin muhatabı insan aramızda değil. Çok üzücü; ürpertici bir cinayetin kurbanı oldu. Ne olduğunu da henüz bilmiyoruz.
Fakat gördüğümüz bir şey var: Kandan rant çıkartma şehveti… Bu; okurken, dinlerken utandıran, tiksindiren bir alışkanlığa dönüştü bu ülkede.
Ben artık sadece olay olduğu anda hasmına “katil” diye parmak sallayanlardan değil, onlara itiraz etmeyenlerden de utanıyorum…
Ölüm korkunç evet… Cinayetler alçakça.
Ama bunlardan siyasi rant devşirme iştahı asla daha masum değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023