Hakan AKSAY
Seçim-toto devam ediyor.
Yoksa koalisyon-toto mu deseydik?
Sence kiminle kim olur?
AKP-CHP mi?
Ya da AKP-MHP mi?
Sakın AKP-HDP çıkmasın?
Belki de koalisyon kurulamaz ve erken seçime gidilir...
Görüşmede kim hangi kelimeleri kullanmış? Yüz hatları nasılmış? Ya vücut dili?..
Totodan ne sonuç çıkar? Kim hangi görüşte? Bahse giren var mı?..
Akıllı tahminler, tahminlerin altını dolduran gerekçeler ve dilekler, iyimserliğin ve kötümserliğin nedenleri...

* * *
Oysa “siyasi tablo”ya şöyle bir bakınca...
Sanki her şey berrak gibi...
AKP’nin çoğunluğu (Başbakan da dâhil) erken seçim değil koalisyon istiyor.
CHP’yle birlikte hükümet kurmaya da karşı değil.
CHP yönetimi de AKP ile koalisyona epeyce istekli görünüyor.
MHP “Ben yokum, ana muhalefet olacağım, AKP-CHP olsun”diyor. (Koskoca Devlet Bey’in sözlerinden kuşku mu duyalım yani?..)
HDP de AKP-CHP iktidarından yana.
Eee, tablo net değil mi?
Neredeyse hemen herkes AKP-CHP koalisyonuna evet diyecek gibi.
Ama burası Türkiye!
Söylenen sözlere kimse inanmaz ve güvenmez bu memlekette; cümlelerin arkasında mutlaka bir “hinlik” aranır; aramazsan saf sayılırsın...
Hem işin içinde hep başka bir şeyler vardır...
Başka bir yerlerden koskoca bir gölge düşer bütün siyasi denklemlerin üzerine...
* * *
Türkiye’de parlamenter sistem var.
Cumhurbaşkanlığı büyük ölçüde sembolik bir mevki.
Ama bizim Cumhurbaşkanımız Erdoğan “çok özel bir lider”...
Bu “özellik” öyle cumhurbaşkanlığı makamına falan sığacak gibi değil.
Başkan olmalı kendisi. Her şeyin ve herkesin başkanı.
Ve onun her dediğinin anında yapılacağı bir rejim kurulmalı. Haydi biz adına kibarca “başkanlık sistemi” diyelim...
Hükümet, parlamento, yargı, medya, ta kupon ihalelere kadar her şey Başkan’dan sorulmalı.
İşte böyle bir senaryo sahneye konmuştu...
Ve “zafer sarhoşu” Cumhurbaşkanımız, “parlamenter sistemi bekleme odasına almakta” pek bir acele etmişti.
Ama 7 Haziran bu senaryoyu yırtıp attı; Erdoğan’ın uzun yıllara dayanan yükselişine nokta koydu; dahası -Cumhurbaşkanı’nın oynadığı bahis ölçüsüz derecede güçlü olduğundan dolayı- seçim sonuçları onun çöküş sürecini başlatarak kendisini şimdilik“bekleme odasına” aldı.
* * *
7 Haziran öyle mi okunmalıydı, böyle mi okunmalıydı, derken...
Milletin canına okuyanlar kısa sürede toparlandılar.
Başlangıçta yüzde 60 olduğu sanılan “muhalif cephe”nin flu görmeye başlayan kısmı, Mehter Marşı temposuyla ileri geri giderek birden iktidarın koluna giriverdi.
CHP ve HDP de AKP’nin ilk raundu kazanmasını önleyebilecek hamleler yapamadı; dahası Baykal’la CHP, Doğan’la HDP Saray’a “haybeden” puanlar verdi.
Ve seçim kampanyasının siyasi açılışları yerine bol bol siyasi iftar yemekleriyle atağa kalktı “bekleme odasındaki” Cumhurbaşkanı.
AKP adına konuşmaya devam ediyor, CHP’ye laf atıyor, HDP’yi terörist sayıyor, koalisyonun ve azınlık hükümetinin çözüm olmayacağını söylüyor, takmış “tekrar seçim”e...
İlla ruleti bir daha döndürüp şansını denemek istiyor.
Elbette o arada işi şansa bırakmayacak bir sürü plan yapmaya çalışıyor.
Ama işte, ne olursa olsun, sonuçta “tekrar tekrar seçimler”in ne getireceği belli değil.
* * *

Şunu unutmamamız gerek:
Erdoğan’ın yanlış hesaplar yaparak 7 Haziran’a yönelik “başkanlık sistemi” hedefini belirlemesinden kaynaklanan hatasını mutlaka bir şekilde telafi etmesi gerekiyor.
Kendine göbekten bağlı AKP’nin tek başına iktidarda olması dışındaki tüm seçenekler onun için korkunç riskler taşıyor.
Deneyecek... Her şeyi... Tekrar tekrar... Sonuna kadar...
Seçim-toto, koalisyon-toto, her şeyin altından Erdoğan çıkıyor ve daha da çıkacak.
Demokrasinin, toplumsal barışın, ekonomik istikrarın sağlanması için Türkiye’nin Erdoğan’ı aşması zorunlu.
Belki bir hamlede olmaz, radikal adımlarla ve kısa sürede gerçekçi değil, ama sonuçta o aşılmadıkça kolay kolay ilerlenemeyecek.
Çünkü Erdoğan kazandıkça Türkiye kazanamayacak.
@AksayHakan
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Azerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı?
1.08.2025 - Bırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda
17.07.2025 - Zindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı
26.06.2025 - Rusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir
22.06.2025 - Putin’in İstanbul görüşmeleri önerisi ile İmamoğlu davasının ilgisi ne?
11.05.2025 - Savaşın 80. yıldönümünde herkes samimi bir cevap versin: Yetmedi mi?
10.05.2025 - Taksim Meydanı’yla konuştum dün
13.04.2025 - İyimserlik ve kötümserlik üzerine ya da altı ay sonra her şey bitecekse
29.03.2025 - CHP ve DEM operasyonları: Amaç Rusya usulü “sistem içi muhalefet” mi?
20.03.2025 - Trump’ın kafasındaki raflar: Çin, Avrupa, Ukrayna, Rusya, popülist sağ…
6.03.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Murat
Joystikle Washingtondan havaya ucurduklari insanlara sor bakalim, onlar da senin kadar heyecanlanmislar mi, tvitlemisler mi bu olayi?