Hilâl KAPLAN
Mültecilerin vatandaşlığa kabulü meselesini soğukkanlılıkla ele almak zorundayız. Bu hususta karşıt taraftaki tartışma, soğukkanlılığı kaybetmemiz için elinden geleni ardına koymuyor. Faşizm ile gündelik faşizm arasında seyreden, mültecilere kötü bir öz atfeden, tüm şerleri mültecilerle özdeşleştiren insanlık dışı bir yaklaşım bu. Bu anlamda Sözcü faşizmin, Hürriyet ise bunun daha sinsi ve dolaylı bir formu olan sıradan faşizmin söylemlerini sayfalarına taşıyor.
Örneğin Sözcü, önce Suriyeli öğrencilerin sınavsız kabul edildiği, hepsine 400 lira burs bağlandığı veya kira yardımı yapıldığı gibi yalanları sıralıyor. Ardından, vatandaş olan herkesin ödemek zorunda olduğu taşıt vergisi, SGK primi ve dükkân harcı gibi ödemelerden Suriyelilerin muaf tutulduğundan dert yanıp, yine de vatandaş olmalarına karşı çıkıyor.
Hürriyet ise, plajda eğlenirken bile ülkelerinin ismini haykırarak teselli bulan 50 kadar Suriyeli genci "300 Suriyeli" başlığıyla "300 Spartalı"ya benzeterek hedefe koyuyor. Mazluma sadece 'ağlayan' rolünü reva gören egemen bakışa bu rahatsız edici geliyor ama Suriyelilerin de insan olduğu, bizim gibi gülebildikleri, eğlenmeye hakları olduğu unutulmamalı.
Bir Hürriyet yazarı da, bomba yaparken infilak eden iki Suriyeli üzerinden koca bir popülasyonu mahkûm ediyor. Ertesi gün de pişkinlikle okuyucuyu faşizme karşı uyaran yazı yazabiliyor. Aynı kişinin bomba taşıyan ve canlı bomba cenazesine giden HDP'lileri tam bir yıl boyunca yayınlarına çıkarıp köşesine taşıyarak parlattığını hatırlayınca 'taşlaryerine oturuyor.'
Doğrusu Türkiye, güvenlik gerekçesiyle Suriyelilere herhangi bir vatandaşlık veya benzeri hakkı tanımakta oldukça ayak sürüdü. Çok büyük kısmına oturma ve çalışma izni verilmesini bırakın, yeterliliğini kanıtlayanlara dahi basın kartı bile verilmedi. Pragmatik bir gözle bakılırsa Türkiye, Suriyeli mültecilerin şimdiye kadar çoğunlukla 'yük'ünü çekti ama onlardan elde edebileceği 'verimi' alamadı.
Hâlbuki içlerinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bahsettiği gibi gerçekten mesleğinin ehli, ülke ekonomisine, sanatına, bilimine katkı sunabilecek kişiler vardı. Örneğin 'KalifiyeSuriyeliler'den birisi olan ve Suriye'deki ailesinin güvenliği için kendisine "Abu Ammar" denmesini isteyen Suriyeli bir bilim adamı yaşadıklarını şöyle anlatıyordu:
"İki yıldır İstanbul'dayım, şu evin kirasını bile ödeyemiyorum. Hayatım, saygınlığım yok oldu. Doktoram var ama çalışmama izin verilmiyor. İstanbul'da bir üniversitede benim yazdığım kitap okutuluyor, ama orada ders veremiyorum. Geçinebilmek için tasarımlar yapıp Türklere veriyorum. Onlar da kendi isimleriyle kullanıyorlar. 270 konutluk bir projenin çizimlerini yaptım. Ama bir Türk mimarın kazanacağının yüzde 1'ini bile alamadım. Mide kanseri oldum. Sigortam olmadığı için tedavi göremiyorum. ABD'deki arkadaşlarım basit bir ameliyatla kurtulabileceğimi söyleyince iltica başvurusunda bulundum ve kabul edildim."
Bu bilim adamı şu anda Michigan'da yaşıyor. Aktör Edward Norton, onun için yardım toplanması adına bir kampanya başlattı. Başkan Obama da kampanyaya katkıda bulundu ve bu bilim adamı için bir 'hoş geldiniz' mesajı yayımladı.
Bu örneklerin çoğalmaması, yüksek eğitimli Suriyelilerin yurtdışına göçmemesi içinTürkiye, bazı girişimlerde bulunuyor ve vatandaşlık sürecinin başlatılması da bunun en önemli aşamasını oluşturuyor. Onlar içinde yeterlilik gösterip güvenlik kriterlerini karşılayanlara önce 'Turkuvaz kart' verilip, gözlem sürecinden sonra vatandaşlığa almak isabetli bir strateji.
Ayrıca vatandaşlığa kabül şartlarımızın içinde "yeteri kadar Türkçe konuşabilme,Türkiye'de kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin geçimini sağlayacak gelire veya mesleğe sahip olma, millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama" gibi şartların arandığını hatırlamakta fayda var.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019