İlker DEMİR
24 Kasım'da en önemli neden Atatürk sevgisi mi?
Kimse kimsenin kimi seveceğine, nasıl ve neden seveceğine karışamaz, ama 12 Eylül diktasının 24 Kasım seçimine güçlü bir veri.
Veri tek başına değil tabi, otoriteyi sağlamak için sevgiyi, sevginin dayanağını kullanmak ve sırtını bir otoritere yaslamak da var.
Cuntanın yaslandığı tarihi adım neydi?
Cumhuriyet'in ilanından sonra 1 Kasım 1928'de "Yeni Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında Kanun" ile harf değişikliğine alınan ileri karar.
Türkler kendi dilini Latin harfleriyle okuyup yazmak istemiştir.
Bir halkın kendi anadilini, eğitimini nasıl, hangi harflerle olacağına karar vermesi ana sütü gibi hakkıdır.
Dil uzmanları Türkçe konuşmayı yazıda Arap harfleri tam ifade edemediğini söylemektedir.
Atatürk ve arkadaşlarının dilde harf değişimi dilciler tarafından devrim olarak nitelendirilmektedir.
O güne değin geçerli olandan bıçak gibi geçiş telafisi mümkün bazı arızalarla olmuştur ancak dildeki değişim, gelişim ve eğitim gibi temel haklar sadece Türk halkıyla sınırlı kalmış, bütün halklara teslim edilmemiştir.
Bu ayrı bir analiz konusu.
Bu harf değişiminde Atatürk'ün rolü kuşkusuz çok etkilidir; harfin kabulü ve yaygınlaşması için kara tahta başında yeni harflerle yazılar yazmış yazdırmıştır.
Ve onun bu çabalarına atfen, taltif için dönemin bakanlar kurulu, 11.11.1928 günü yaptığı toplantıda Atatürk'e Millet Mektepleri Başöğretmenliği ünvanını vermiş, Atatürk bunu 24 Kasım'da kabul etmiştir."
Bir başöğretmenlik verilecekse o dönemin dil uzmanları, emektar öğretmenler, eğitimciler var değil mi?
Öğretmen formasyonu olmayan Atatürk'e neden bu ünvan verilmiştir?
Atatürk kendisine verilmesini mi istemiştir, Atatürk'e yağ yakmak mı, Atatürk sevgisiyle harf yaygınlaşsın mı istenmiştir?
O ya da bu, ya da başka bir neden, o gün o yapılmıştır.
Çünkü o gün içinde yaşanan düzen tek adam önderliğinde otoriter bir rejimdir.
Önemli olan o günü eleştirirken eleştirilenleri bugüne taşımamaktır.
O günü eleştiremeyenlerin bugüne tek adam rejimi diye karşı çıkması tutarsızlıktır.
Keza 24 Kasım'la Atatürk'ün adını katan dikta başkanı Kenan Evren, 1981'de öğretmenler günü ilan edip kendi diktasını öğretmenlere desteklettirmek ya da en azından Atatürk sevenlerin muhalifliğini nötrlemek, öğretmenleri dünya öğretmenler birliğinden ayırmak ve otoritesini olağanlaştırmaya katkı olsun diye ilan etmiştir, ama buna demokratım diyenin yıllardır alkış tutması at gözlüklü bir sevgiden ve demokrasi körü olmaktan öte değildir.
Tam bir tutarsızlık.
Söze gelince yurttaş rejimi, katılımcı, doğrudan demokrasi ama pratikte lider kültü.
Sağ ezelden beri damardan böyle ama solda da egemen bu halk karşıtı anlayış.
Rap rap.
Bu at gözlüklülük, bu tür pratiklerle tek adam rejiminin yollarını döşediğinin farkında değil.
Niyetiniz değilse, ki beyanınız öyle, öyleyse, kavramların altını iyi ve doğru doldurun lütfen.
Ya da demokratik tutum, onurlu insan olmayı bu kadar yormayın ha!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.06.2025
16.05.2025
3.05.2025
2.04.2025
23.03.2025
14.03.2025
7.03.2025
1.03.2025
18.02.2025
29.01.2025