Kadri GÜRSEL
Soru, “Erdoğan, Trump’a gidiyor: S-400’lerden kurtulmak için değilse neden?” şeklindeydi ve bu köşede 8 Kasım’da yayımlanan yazımın başlığıydı aynı zamanda.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 13 Kasım’da Trump’a gitti, lakin Beyaz Saray’daki görüşmeler dişe dokunur bir sonuç doğurmadı. Bu tespiti okuyunca, “Ne varmış bunda, Beyaz Saray’a yapılan her ziyaret somut sonuçlar doğurmak zorunda mıdır?” diye itiraz edenler olabilir. Hemen cevap vereyim: Evet, Türkiye-ABD ilişkileri tarihinin en ağır, en kapsamlı ve en yıkıcı krizlerini yaşadığı bir sırada Beyaz Saray’da ABD Başkanı’yla hasbihal edebilmek elbette güzeldir, hoştur da iltifat işitmek yetmez. ABD Başkanı’yla mevcut olumsuz şartlarda görüşüyorsanız mesainizin Türkiye için sonuç ya da sonuçlar üretmesi gerekir.
Bakınız, Türkiye’yle ABD arasında bir değil üç büyük kriz söz konusu: FETÖ krizi, S-400 krizi, Suriye bağlantılı YPG-PKK krizi… Bunlar dinamik ve sıcak krizler. Kısa sürede soğutulmadıkları takdirde yıkıcı sonuçlar doğurabilir ve yeni krizleri tetikleyebilirler. Misal, ‘Barış Pınarı Harekatı’ dolayısıyla ABD Kongresi’nde Türkiye aleyhinde harekete geçen çoklu yaptırım dinamikleri…
Krizlerin Erdoğan ve Trump’ın ahbaplığı vasıtasıyla yönetilmeleri ise imkansız çünkü bunlara etki eden harici değişkenler çok çeşitli ve çetrefil.
İşte bu ağır koşullarda Beyaz Saray’a giden bir cumhurbaşkanının orada Türkiye için gerçekten de ferahlatıcı bir haber yaratmış olarak dönmesi gerekirdi.
Peki, Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham’ın, 29 Ekim’de Temsilciler Meclisi’nde 11’e karşılık 405 oyla kabul edilerek Senato’ya havale edilen ‘Ermeni Soykırımı karar tasarısı’nı, Trump ve Erdoğan’la Beyaz Saray’da bir araya geldikten sonra bloke etmesi, bu neviden, ‘gerçekten de ferahlatıcı’ bir haber değil midir?
Bu ‘Ermeni tasarısı’ Senato’dan zaten geçmeyecekti. Tasarının kadük edilmesi Erdoğan’ın Washington ziyaretiyle senkronize edildi. Senatör Graham’ın yer aldığı siyasi koreografi, Erdoğan’ın Beyaz Saray ziyaretinin gerçek krizleri çözmekteki kifayetsizliğini dengelemek için bir efekt olarak kullanıldı.
Dolayısıyla Lindsey Graham efekti, “Erdoğan Trump’a S-400’lerden kurtulmak için değilse neden gitti?” sorusuna bir cevap oluşturmuyor.
Benzer soruları Amerikalılar da kendi açılarından soruyorlar. Misal, Erdoğan’ın Beyaz Saray ziyaretiyle aynı gün New York Times’da, Yayın Kurulu imzasıyla yayımlanan makalenin alt başlığında bu neviden bir soru vardı:
“ABD, Türk liderin Beyaz Saray ziyaretinden tam olarak ne elde etti?”
Gazetenin yayın kuruluna göre, Erdoğan’la görüşmenin Trump’ın dediği gibi ‘harika ve verimli’ geçtiğine dair -100 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşma yönündeki niyet beyanı dışında- bir kanıt yoktu. Erdoğan tarzındaki bir liderle Beyaz Saray’da görüşmenin ABD’ye ve dünyaya net ve somut dış politika kazançları sağlamasının şart olduğunu vurgulayan New York Times Yayın Kurulu, buna rağmen Erdoğan’ın Beyaz Saray davetini, ‘karşılığında herhangi bir şey vermeden aldığı’ kanaatindeydi.
New York Times’ın gözünde Beyaz Saray’a davet edilmek ‘başlı başına bir şey’di… Böyle görülmese, karşılığında Erdoğan’ın da ‘bir şey vermesi’ beklenmezdi.
Diğer taraftan Beyaz Saray’ın indinde de yabancı bir lideri ABD Başkanı’nın konutuna davet etmek, bu lidere ‘başlı başına bir şey vermek’le eşdeğer olmalı…
Washington Post’un ‘yönetimden üst düzey kaynaklara’ dayandırdığı haberinde, Trump’ın Erdoğan’la 6 Ekim’de yaptığı telefon görüşmesinde, Suriye’ye harekattan vazgeçmesi karşılığında S-400 krizi için geçici bir çözümün yanı sıra bir de Beyaz Saray daveti ilettiği yönünde bir bilgi yer aldı. Nihayetinde Trump, Erdoğan’ı Beyaz Saray’a 17 Ekim’de davet edebildi. Yardımcısı Mike Pence ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Erdoğan’ı Suriye’de ateşkese razı etmelerinin karşılığı olarak…
Velhasıl, Erdoğan’ın Beyaz Saray ziyareti, ‘Barış Pınarı Harekatı’nda ateşkese razı olması karşılığında Trump tarafından kendisine verilmiş ‘bir şey’di ve Türkiye Cumhurbaşkanı kendisini bunun karşılığını vermekle mükellef hissetmiyor olmalıydı. Siyasi jargonda Latince haliyle ‘quid pro quo’ (bir şey karşılığında bir şey) olarak geçen ilişki böyle kurulmuştu.
Türk-Amerikan ilişkileri tarihinin en ağır ve tehlikeli sonuçlar doğurması muhtemel krizinde iken ortak basın toplantısı sırasında Erdoğan’ın yüzünden neredeyse hiç eksilmeyen rehaveti bol tebessüm bu farkındalığın eseriydi.
İkili ilişkilerin çarpışma hattında yol aldığı bir sırada, ortada çözülmüş bir sorun ve elde edilmiş olumlu bir sonuç yok iken, Erdoğan’ı Beyaz Saray’da böylesine mütebessim ve rahat görmek, bu gezinin rekreasyon açısından hayli başarılı geçtiğinin işaretiydi.
Ciddi meselelerimizden biri olan S-400 krizinde ise,
Rus füze sistemleri ambalajından çıkarılmadığı müddetçe Trump yönetiminin Erdoğan’ı ikna etme umudunu koruyacağı anlaşılıyor. Zaten Erdoğan da ortak basın toplantısında bu sorunun ‘diyalogla çözülmesi gerektiğini’ söyleyerek kapısını müzakereye açık tuttuğunu ima etti.
Doğası gereği hiçbir sonuç vermeyen Beyaz Saray gezisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iyi gelmiş olabilir… Lakin Trump ve Erdoğan arasındaki kişisel muhabbetin, ABD’deki yerleşik düzenin her iki lidere duyduğu tepki nedeniyle, Türkiye’ye karşı zaten ortaya çıkmış bulunan yaptırım uygulama iştahını artırması, bu gezinin doğal sonuçlarından biri olmaya adaydır.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları

















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2020
5.03.2020
26.02.2020
20.02.2020
17.02.2020
4.02.2020
19.01.2020
9.01.2020
6.01.2020
3.01.2020