Kemal ÖZTÜRK
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçiminde, AK Parti ve Erdoğan’dan sonra, en çok konuşulan parti Saadet, en çok konuşulan parti lideri de Temel Karamollaoğlu olmuştu sanırım. Birçok yorumcu da Saadet’in muhafazakar yapısıyla AK Parti’ye alternatif olarak yükseldiğini, hatta Temel Bey’in kucaklayıcı tavrıyla bir çok kesimden oy alacağını söylemişti.
Ancak sonuçlar, bu görüşü savunan herkesi şoke etti. Aynı şekilde Saadet Partisi’ni de tabii. Yüzde 2 bile oy alamadı.
Saadet Partisi yenilginin üzerine bir analiz yaptı ve bu düşük oy almanın en önemli sebebi olarak kendi hatalarını değil de, başka sebepler buldu.
Oysa ki Saadet Partisi en ölümcül hatayı, CHP ile ittifak kurmakla yapmıştı. Muhafazakar ve milliyetçi taban, CHP ittifakından dolayı Saadet’e büyük tepki göstererek o vermedi. Parti yönetimi bu sebebi çok tartışmadı. Zira parti tabanına rağmen Oğuzhan Asiltürk ve Temel Karamollaoğlu baş başa verip, ittifak kararını almıştı ve bunun tartışılmasını doğal olarak istemediler. Böylece önemli bir sorun ıskalanmış oldu. Temel Bey de tıpkı diğer muhalefet parti liderleri gibi, ‘seçimi kaybettim, istifa etmem gerekir’ demedi.
YENİLGİDEN DERS ÇIKARMADILAR
Önceki gün, Ordu’dan İdris Naim Şahin aday gösterildiğinde, aklımdan şu cümle geçti: “Buradan Saadet çıkmaz.”
Sanırım birçok Saadet Partisi yöneticisi ve taraftarı Ordu’dan Şahin’in aday gösterilmesine tepki gösterdi. Ancak yine parti liderleri son anda verdikleri bir kararla bunu uyguladı.
Bu, şu demek: Saadet Partisi önceki seçimden gereken dersi çıkarmamış.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, rakiplerinin hepsini bir torbaya koyup, üzerine HDP ve PKK’yı ekleyerek adeta tokat delisi yapmak üzere. Son konuşmasında CHP, İYİ Parti, HDP ittifakına, “particik” diyerek Saadeti de ekledi.
Saadet Partililer buna kızıyor ve kendilerine hakaret edildiğini, ‘şeytanlaştırılmaya’ çalışıldığını söylüyor. Ben de onlara şaşıyorum. Rakibinizin eline ne koz verdiğinize bakmıyorsunuz da, bu kozu kullanmasına mı kızıyorsunuz?
İDRİS NAİM ŞAHİN’İ ADAY GÖSTEREN AKIL
24 Haziran seçimlerinin hezimetle sonuçlanmasına neden olan CHP ile ittifak algısından kurtulmak için ne yaptı mesela Saadet Partisi? Bırakın bu algıdan uzaklaşmak için çaba göstermeyi, hala zımni bir ittifak olduğunu hissettirecek politikalar izliyor.
Adıyaman gibi bazı şehirlerde, Saadet Partisi adaylarını CHP, İYİ Parti ya da HDP’nin destekleyeceğini açıkça ilan etmesinden rahatsız değiller, hatta mutlular. Erdoğan tabii ki sizi de ‘şeytanlaştırmak’ üzere olduğu ittifak içinde gösterir.
Daha bitmedi. Şimdi İdris Naim Şahin’i aday göstererek bir de üstüne tuz biber ektiler. Şahin hakkındaki kötü iddialar bir yana, kamuoyundaki algısını hiç hesaba katmadılar mı?.. Ordu içinde anketlerde Şahin önde çıkıyormuş. İyi de, tüm Türkiye’deki algısının neye mal olacağını neden düşünmüyorlar?
Eğer İdris Naim Şahin’in algısında sorun olmasaydı, son dakikaya kadar görüştüğü İYİ Parti ve CHP aday gösterirdi. Ama onlar bu tehlikeyi görüp, Saadet’in aday göstermesini istedi ve partinin “abileri” de bunu kabul etti.
Şimdi Erdoğan ve Bahçeli’nin ‘zillet ittifakı’ dediği ittifaktan kendini ayrıştırmadığı için, bir de İdris Naim Şahin yüzünden seçim boyunca hırpalanacak Saadet. Eminim sonra da kalkıp Erdoğan’a kızacaklar. Hiçbir zaman kendi hatalarını görmek gibi bir erdemi gösteremeyecekler anlaşılan.
SAADET, ERDOĞAN KARŞITLIĞI YÜZÜNDEN İKTİDAR OLAMIYOR
Saadet partisinin en büyük hatası bunlar değil.
Milli Gazete yazarlarından değerli Reşat Nuri Erol, ne zaman sistem, fikir, alternatif olma üzerine yazı yazsam ya köşesinden ya da mailden bana yazar ve “tek gerçek alternatif Adil Düzen” der. Doğrusu kavram olarak “Adil Düzen” fikrini önemserim ve alternatif haline getirilebileceğini söylerim (1 Mart 2018 tarihli yazım).
Lakin gelin görün ki, kimse Adil Düzen fikrini ve ütopyasını yer yüzünde uygulanabilir bir hale dönüştürmedi, içini doldurmadı.
Milli Görüş hareketinin temsilcisi olan Saadet Partisi, Adil Düzen kavramının içini doldurmayı bırakın, adını bile anmıyor neredeyse. Hem de adalet tartışmalarının zirve yaptığı bugünlerde.
Hadi onu kullanmadı, Saadet Partisi kendini o kadar çok AK Parti ve Erdoğan karşıtlığı üzerine konumlandırdı ki, bir tez olmaktan çıktı, antitez haline geldi.
Reklam kampanyaları, söylemler, politikalar hep ‘AK Parti ne kadar kötü’, ‘Erdoğan ne kadar kötü üzerine’ inşa edildi. Peki o ‘kötü’ de, sen nesin? Hangi tezin ile alternatifsin? İşte bu sorunun cevabı yok zihinlerde.
Antitez olan hiçbir parti, iktidar olamaz. Tez olması gerekir.
Erdoğan düşmanı olan herkesle ittifak yapacak, ‘düşmanınım düşmanı dostumdur’ tuzağına düşecek kadar öfkeli, kızgın ve aklıselimden uzak Saadet yönetimi.
Oysa ittifaklar yüzünden tüm şehirlerde üçüncü yol olarak alternatif olabilir, AK Parti içinde mutsuz muhafazakar seçmenin akacağı bir alternatif mecraya dönüşebilirdi.
Lakin biliyorum, orada ‘her şeyi bilen biri’ olduğu sürece değişen bir şey olmayacaktır.
Bu yüzden ‘buradan bir Saadet çıkmaz’ diyorum.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021