Kerem ALTAN
‘Özgürlük, cezaevinde olmamaktır’
Bir yandaş…
Freedom House’un raporuna kadar ne güzel idare ediyorlardı…
Ülkede basın özgürlüğü varmış gibi yaparak, “tabanın” dağılmaması için her gün tv’lerden ve gazetelerden beyinlerini yıkamak zorunda oldukları “yüzde”nin, “Ülkede her şey çok güzel, her şey yolunda ve tabii ki herkes bize düşman” sanrısını el birliğiyle beslemeye devam ediyorlardı.
“Basın özgürlüğü olmasa sen bunları yazabilir miydin?” sorusundan başlayıp en sıkıştıkları noktada, 28 Şubat dönemini hatırlatarak zevahiri kurtardıkları yanılgısına düşüyorlardı. Her zamanki gibi…
“Basın özgürlüğü olmasa sen bunları yazabilir miydin?” sorusundaki “orantısız zeka” ne kadar tanıdık değil mi?
“Ben diktatör olsam sen bunları söyleyebilir miydin?” sorusundaki küstahlığın ve kibrin kokusu burada da buram buram tütüyor.
En “eğlenceli” savunmaları ise cezaevlerindeki gazetecilerin sayısıyla ilgili “düzeltmeleri”.
Söylediklerine göre cezaevinde gazetecilikten yatan birisi yokmuş.
Buyurun… 06 Mayıs 2014 Salı- Star gazetesi: “Freedom House’un önyargılı raporunun ardından 44 kişilik ‘tutuklu gazeteci’ listesi yayınlandı. Bunlardan 18’inin hüküm giydiği, 11’inin yargılandığı, 14’ünün tahliye edildiği belirtildi. Bu gazeteciler terör örgütüne üye olmak, banka soymak ve casuslukla suçlanıyor…”
Dolayısıyla, “O zaman konuyu kapatabiliriz” coşkusundalar.
Gazeteciler, “gazetecilik dışı” suçlamalarla hapse atıldılarsa demek ki “basın özgürlüğü olmadığını” söylemek “önyargı”... “Basın özgürlüğünün olmadığını” söyleyebilmek için gazetecilerin “gazetecilikten” hapse atılması gerekiyor onlara göre.
Gazetecilikten hapse atılan yok, hapse atılan gazeteciler de gazetecilikten içeriye konmamış, daha ne nankörler, bu da özgürlük değilse, özgürlük ne?
Medya mensupları Başbakan’ın bir kaş kaldırmasıyla işlerinden olsalar da, Başbakan tarafından meydanlarda hedef gösterilseler de, Başbakan tarafından kameralar önünde uyarılsalar da, Başbakan bir telefonla kendilerine ne yapıp ne yapmayacaklarını söylese de, Başbakan’ın avukatı, “Davalar işe yaradı, basının dili değişti” diye böbürlense de, cezaevinde olmadıkları için gazeteciler pek tabii ki özgürler.
“Değiller” diyen Freedom House gibi önyargılıdır.
Kısacası, bu arkadaşların “basın özgürlüğünden” anladıkları gazetecilerin hayatlarını cezaevlerinde geçirmemeleri.
“Dışarıdalar ya, daha ne olsun, alın size özgürlük”, Basın özgürlüğü, gazetecilerin haberleri yazamaması değil, hapse girmemesidir, bu kadar açık bir şeyi anlayamıyor musunuz?” demek istiyorlar.
Böylece de Freedom House’un raporunu çürütmüş oluyorlar.
İşler öyle bir noktaya geldi ki, Başbakanlarını koruyabilmek için artık kendilerini mantığın da, zekanın da sınırlarının dışına atmaları gerekiyor.
İşte o zaman da ortaya yukarıdaki gibi göz yaşartan bir görüntü çıkıyor.
Çünkü gazeteciler Başbakan yüzünden işinden oluyor ya da Başbakan meydanlarda gazetecileri “linç ettiriyor” gibi kanıtlı örneklere verebilecek hiçbir cevapları yok. Bir gazete patronunun bir haber nedeniyle kızdırdığı Başbakan’a telefonda gözyaşı dökmesi ve buna benzer diğer “acıklı” hikayeler karşısında söyleyebilecekleri pek bir şey olmadığı gibi.
Tabii bu “kahrolsun gerçekler” tavrını sadece basın özgürlüğü konusunda göstermiyorlar.
Biliyorsunuz, “Doğru söyleyeni Türkiye’den kovarlar”…
Almanya Cumhurbaşkanı lafını söyledi ve gitti ama bunlar hala hem “yüzde”ye renk vermemek için, hem de acı gerçeklerin yarattığı öfke nedeniyle işin peşini bırakamadılar.
Oturup ders gibi açıklamalardan bir şeyler öğrenmeyi denemek yerine bu defa da “Siz önce kendinize bakın” çocukluğunda haberler ve açıklamalar yapmaya devam ediyorlar.
Buyurun… 07 Mayıs Çarşamba- Akşam gazetesi: “Ülkesinde yaşanan ırkçı cinayetleri unutup Ankara’da ‘demokrasi dersi’ vermeye kalkan Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’a tepkiler sürerken, bir tepki de TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün’den geldi. Ankara’da bulunan Almanya Federal Cumhuriyeti Aşağı Saksonya Eyalet Meclis Başkanı Bernd Busemann ve bir grup parlamenteri kabul eden Üstün, heyetin önüne Almanya’da yaşanan hak ihlallerine ilişkin Almanca üç ayrı rapor koydu. Alman heyet raporlar karşısında söyleyecek söz bulamadı. Üstün, ‘Bu olaylardan bir tanesi Türkiye’de yaşansa dünyayı ayağa kaldırırsınız’ diye tepki gösterdi.”
“Bu olaylardan bir tanesi Türkiye’de yaşansa dünyayı ayağa kaldırırsınız” cümlesini kurabilmek için demin bahsettiğim gibi aklınızı ve mantığınızı terk etmiş olmanız gerekir.
Çünkü, “Zirve Yayınevi Katliamı”nın sanıkları daha yeni salıverilmişken bu sözlerin Meclis’in İnsan Hakları Komisyonu Başkanı tarafından dile getirilmesi utanmazlıktan çok akılsızlıkla ilgili bana kalırsa.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı’nın, insanların boğazını kesip öldürenleri davul zurnayla salıverilmesini görmezden gelmesini başka türlü açıklamak zor ne yazık ki.
Ya da haberin yayınlandığı gazete her zamanki çarpıtmalarından birini yaptı, bilemiyorum. Bildiğim, şu ana kadar Üstün’den konu ile ilgili bir yalanlama gelmemiş olması.
Sen insanların gırtlaklarını kesenleri salıver sonra da Almanları “hak ihlalleriyle” suçla.
Bunu yapanı İnsan Hakları Komisyonu’na başkan seçiyorsan...
“Basın özgür değil” diyene de, “Hapishanede gazeteci yok, daha ne özgürlüğü?” diye sorarsın tabii.
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.01.2015
7.01.2015
30.12.2014
24.12.2014
16.12.2014
28.11.2014
18.11.2014
11.11.2014
4.11.2014
21.10.2014