Kerem ALTAN
Artık iyice yaklaştığının işaretlerini, her gün meydana gelen şüpheli patlamalarla, saldırılarla ve ölümlerle veren karanlık günlerin, bir köşeden üzerimize diktiği bakışlarındaki iştahlı kararlılığın ürkütücülüğü iyiden iyiye keskinleşiyor…
Bir yandan da, buraları da öyle ya da böyle, önlenemez sarsıntılar ve kopuşlar eşliğinde etkileyecek olan dünyadaki büyük değişim, milenyumla beraber hızlandırdığı fay hattındaki ilerleyişini, kaçınılmaz acıların ve vahşetin gölgesinde de olsa kendinden emin, devam ettiriyor…
Bu defa değişim her zamankinden daha derin, daha büyük ve daha gürültülü olacağa benziyor…
Çünkü, binlerce yıllık insanlık tarihinin bugüne kadarki en büyük dönemecinden geçiyoruz, dünya bütünleşiyor, düşünce fiziksel güçten daha fazla önem kazanıyor, yaratıcılık bütün mevzileri işgal ediyor; bu gelişime ayak uyduramayacaklarını görenlerin tepkisi de değişimin kendisi kadar sarsıcı oluyor…
Sezona hızlı giren 2015’in ilk günlerinde yaşananları yerelden genele doğru toparlarsam umarım derdimi daha anlaşılır hale getirebileceğim…
Türkiye yeni yıla, Dolmabahçe Sarayı’ndaki güvenlik güçlerine düzenlenen ve sanki kasıtlı bir “başarısızlık” umulan kafa karıştırıcı, tedirgin edici bir saldırıyla başladı…
Saldırı hiç şüphesiz çok şüpheliydi... Polislere yaklaşan ve DHKP-C üyesi olduğu söylenen zanlı iki el bombası ve bir silahla kalkıştığı eylemde, hem bombaların patlamaması hem de silahının tutukluk yapması nedeniyle “başarıya” ulaşamadı…
Bu eğer komedi filminden bir sahne olsaydı eminim yetenekli bir aktörle usta bir yönetmen izleyicileri kahkahaya boğardı…
Ama bu garip ve gerçek olayın içindeki komedi unsurları, tehlike işaretlerini görmeyi engellemiyor…
Sonra, yıl sonunda başlayan ve yeni yılda da devam eden Cizre’deki kaosa bir çocuk ölümü daha eklendi…
Cizre’de güvenlik güçleri, 14 yaşındaki Ümit’i kalbinden tek kurşunla vurarak öldürdü…
Beklendiği gibi, ölen çocukları meydanlarda yuhalatan bir Cumhurbaşkanı’nın ülkesinde, çocuk kalbine giren bu kurşun yine pek ses getirmedi… Çıkan tek tük sesleri tamamen susturmak için de, “Yeni Türkiye”nin vazgeçilmezleri arasındaki yerini zaman kaybetmeden en önden alan gizlilik kararıyla hayata kaldığı yerden devam edildi…
Ne olursa olsun, 14 yaşındaki Ümit’in sessizliğe mahkum edilen ölümü bir defa daha gösterdi ki, 2015 seçimlerinin ardından “Dananın kuyruğunun kopacağı” çözüm sürecinde, ancak buraya kadar ertelenebilen somut adımların atılmasının zamanı geliyor…
Özellikle haziran ayındaki seçimlerden sonra, tarihi bir sürecin, ucuz bir kurnazlığa ve açgözlülüğe heba edilip edilmeyeceği, bir şekilde bir cevap bulacak…
Çözüm sürecinde, dünyadaki hareketlenmenin rüzgarının da yabana atılmayacak kadar değerli gücünü arkasına alarak tarihinin belki de en kudretli ve haklı olarak da en talepkar dönemini yaşayan Kürtler şimdilik sabırla bekliyor…
Başından beri süreci tekeline almanın yarattığı imkanları, iç siyasette tehditkar bir koz olarak değerlendiren ve bunda şimdiye kadar da oldukça başarılı olan, bir yandan da makul şüphe yasaları ve iç güvenlik paketleri gibi çelişkili adımlarıyla süreçteki güvensizlikleri boyuna tetikleyen, samimiyetinin ve güvenilirliğinin üstüne bol bol makul şüpheler serpiştiren iktidar ve lideri belli ki artık insanları daha fazla oyalama imkanına sahip olamayacak…
Ak saray, ister Anayasa’yı değiştirme gücüne ulaşsın ister ulaşmasın seçimlerden sonra ülkenin doğusunda hareketlilik artacak…
Çok geçmeden, Doğu’daki sert ve ısrarlı kaos durumuna, Diyarbakır’da Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink’in sekiz polisle evinin basılarak gözaltına alınması eklendi…
Ülkenin, gittikçe yaklaşan talihsiz sonunu hazırlayanların, artık eskisinden de belirgin bir halde suratlarına, sözlerine vuran umursamazlıklarını çok açık bir şekilde gösteren bu gözaltı rezaletinin tam da Hollanda Dışişleri Bakanı’nın Davutoğlu ve Çavuşoğlu ile buluşacağı güne denk gelmesi, olayı daha da düşündürücü hale getirdi…
Üstelik bana kalırsa bu gözaltı, bir yandan da kuvvetli bir biçimde “Yeni Türkiye” basınına da bir mesajdı…
Zaten Geerdink’in de yaşadığı korkuyu ve şaşkınlığı bir kenara bırakıp, “Ben şanslıyım, asıl şanssız Türk ve Kürt gazeteciler” demesi de zamanlamasıyla, hedefiyle, hedef kitlesiyle, olayın binbir mesaj kaygısıyla yüklü olduğu sonucuna varmanın çok da yersiz olmayacağını gösteriyor…
Kıvılcımlar biraz fazla ve biraz hızlı mı artıyor acaba diye düşünürken, bir devletin onu devlet yapan özelliklerini yitirmesinin, içinin boşaltılmasının, artık işlemez hale gelmesinin ve sadece algılar üzerinden koskoca bir toplumu yönetmeye çalışmasının küçük düşürücü skandallarını ve örneklerini bir defa daha gözler önüne seren bir olay daha yaşandı…
Yine İstanbul’da bu defa Sultanahmet’te garip mi garip bir saldırı daha gerçekleşti. Günlerce saldırının kimin tarafından yapıldığı yüce devletimiz tarafından anlaşılamadı. İnsanlar kanıtsız biçimde gazetelerde hedef gösterildi, yine DHKP-C eylemi önce hevesle üstlendi fakat ardından “Pardon, biz yapmamışız” dedi. Olayın sonunda ise saldırgan Rus uyruklu çıktı ama hala kim için, ne için böyle bir eylem yaptığı çözülemedi…
Ne olursa olsun, son zamanların yine şüpheli mi şüpheli bir kıvılcımı daha, büyüyeceği ve büyüteceği ateşe doğru sessiz sedasız sıçradı…
Karanlık günlerin zararsız zannedilen kıvılcımlarının arasına bir yenisi bu defa CHP liderine ayakkabı fırlatılmasıyla karıştı…
Daha önce Meclis’te yumruklu saldırıya uğrayan, “sehven” ifadeye çağırılarak gözdağı verilen ülkenin ana muhalefet liderine düzenlenen bu yeni saldırı da acı çorbaya tuzunu kattı…
Ve son olarak, dünyayı ayağa kaldıran Charlie Hebdo katliamı ile Paris’te yaşanan dehşet…
Çok şey konuşuldu, çok şey yazıldı çizildi fakat öncelikle şunu söylemeliyim;
İnsanlığın hiçbir zaman sonu gelmeyecek ilerleyişinin dalgalarına karışanlarla, yakasına yapışanlar arasında yaşanan bu sancılı ve kanlı kopuş sürecinin, doğru ve imrenilecek tarafında yer almaya direnen topraklarda yaşayıp gitmenin hüznü ve ağrısı inanın çekilecek dert değil…
Çıkan gazeteleri, yapılan konuşmaları, “ama”sız verilemeyen tepkileri gördükçe, ülkemin yönetici kadrosunun ve beslemelerinin bizleri insanoğlunun o kutsal yolculuğundan iyice uzaklaştırmaya ne kadar da hevesli oldukları anlaşılıyor…
İnsanoğlu, tarihinin en keskin dönemeçlerinden birini geçmek zorunda…
Geçecek de…
Hayatta kalma dürtüsünün belirlediği gelişme zorunluluğunun getirdiği değişimi her zaman olduğu gibi kabullenmek zorunda…
Kabullenecek de…
Kabullenmeden evvel de her zaman olduğu gibi insanlık bazı türdaşlarının kanlı kaprisinin yarattığı acılara katlanmak zorunda kalacak…
Bu gelişim ve bu gelişime direnenlerin yarattığı ölümlerin, katliam hikayelerinin, Ortadoğu’yu da aşıp 11 Eylül etkisinde Batı’ya sıçraması, çağ dönümlerinde genellikle yaşanan huzursuzluğun bu sefer de kamçısını sert bir şekilde şaklattığını gösteriyor…
Fakat; etkileşimin, katılımın, empatinin, hoşgörünün, anlayışın, dinlemenin, saygı duymanın, zaman zaman umursamamanın, özgürlüğün, mizahın, ilerlemenin, medeniyetin ve teknolojinin izinden ayrılmamanın, insanoğlunu o keskin dönemeci geride bırakabilmesinin sırrı olduğunu görüp bunun gücüne gönüllüce boyun eğenleri ya da bu güce hevesle kollarını açanları; korkularından ve bencilliklerinden kurtulamayarak, kötülüklerinin bedelini insanoğluna ödetmeye kalkanlar yavaşlatsa da durduramayacak…
Mizahtan korkanların çaresiz vahşetleri bunu durdurmaya yetmez…
Kahkahadan, kadından, hayattan korkanların güçleri yetmez buna…
Özgürlükten var gücüyle kaçanların korkuları bu değişimi engelleyemez…
Twitter’dan ödü patlayanların, teknolojiyi tehlikeli bulanların aklı biçare kalır bu depremin karşısında…
Çünkü bu yaşananlar…
Nasıl diyorlardı;
“Ay resmen evrim”…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.01.2015
7.01.2015
30.12.2014
24.12.2014
16.12.2014
28.11.2014
18.11.2014
11.11.2014
4.11.2014
21.10.2014