Kurtuluş TAYİZ
Derin devlete yönelik başlatılan operasyonlarda peş peşe tutuklama haberleri geliyor. Tutuklananlar arasında eski istihbarat müdürü Ali Fuat Yılmazer de bulunuyor. Yılmazer'in tutuklanmasının özel bir anlamı var. Türkiye'nin son 10 yılına damgasını vuran Ergenekon, Balyoz, KCK gibi büyük soruşturmaları planlayan, yürüten ekibin başında yer alıyordu Yılmazer. Son on yılda şekillenen Türkiye'yi biraz da onun başında bulunduğu ekibe borçluyuz. Yılmazer'in de içinde bulunduğu ekip askeri vesayetle mücadele adı altında Türkiye'yi içinden çıkılması zor bir kaosa sürükledi. Ülkeyi adeta polis devletine dönüştürdüler. Kurgu örgütler kurup, sahte delillerle onlarca kişiyi hapishanelere kapattılar. Yasadışı dinleme kasetleriyle kritik noktalardaki isimlerin hayatlarını takip altında tuttular. Şantaj kasetleri hazırladılar, montajlı dinleme ve görüntülerle onlarca insanın hayatını kararttılar. Emniyeti, yargıyı ele geçiren bu yapı medyayı, iş dünyasını, sivil toplum kuruluşlarını da kontrol etti. Malatya Zirve Yayınevi katliamı, Rahip Santoro cinayeti, Hrant Dink suikastı gibi karanlık olayları daha büyük soruşturmaları başlatmak için kullandılar. Oslo görüşmelerini sızdırarak Kürt meselesindeki çözüm arayışlarını sabote ettiler. Türkiye'yi kanlı bir çatışmanın içine sürükleyerek siyaset kurumunu denetim altına almaya çalıştılar.
2007'den sonra başlayan büyük soruşturmalar, devleti ele geçirme amacını taşıyordu. Bu yolda önemli mesafeler de katedildi. Ta ki sivil siyaset bu gidişata dur diyene kadar...
Sivil iradeye yönlendirme gücünü kaybettikleri anda darbe düğmesine bastılar. Başbakan ve ailesini, bakanları, kritik noktalardaki bürokratları, dev yatırımlara imza atan iş adamlarını 17-25 Aralık Yargı darbesiyle kriminalize ederek tutuklamak, siyaset dışına itmek istediler.
İstanbul Emniyet İstihbaratı, 17 Aralık darbesinin karargahı işlevini gördü. Harekete geçirdikleri savcı ve hakimlerle birlikte darbenin beyni görevini üstlendiler. Bu istihbarat müdürleri ve bu ekibe bağlı savcı ve hakimler, kendilerini Başbakan'a kelepçe vuracak kadar kudretli hissediyordu. Burada Başbakan'ın evini kamera ile 24 saat izleyerek dinleme altına alacak kadar kuvvetli bir ekipten söz ediyoruz. MİT Müsteşarı hakkında bile kolayca yakalama kararı çıkarabildiler. Eski Genelkurmay Başkanı'nı ve mesai arkadaşlarını cezaevine gönderen de bu ekipti. Siyasi iradenin 17 Aralık'tan önce İstanbul Emniyet'inin başına atadığı müdür bile bu ekibe teslim oldu korkudan. Meclis'e meydan okuyacak kadar kendini güçlü hisseden İstanbul Emniyet İstihbaratı'nın bu ekibi, şimdi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yargı karşısına çıkarılarak hesap soruluyor bu ekipten artık.
Türkiye'nin bu noktaya gelmesi oldukça önemli. Bu tutuklamalarla derin devlete büyük bir darbe indirildi. Emniyet ve Yargı içindeki cunta çökertildi. Uluslararası güç merkezleriyle birlikte Türkiye'yi vesayet altına alma girişimleri boşa çıkarıldı.
Derin devlete dokunmadan "yeni Türkiye"ye doğru yol alınamazdı; siyasi irade bunu başardı ve bir dönem böylece kapandı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019