Kurtuluş TAYİZ
Türkiye Cumhuriyeti devleti, tarihsel bir süreçten geçmekte. Batı sistemi, Ortadoğu’da köklü bir harita değişikliğine hazırlanıyor. Daha doğrusu, bu değişiklik gün be gün hayata geçiriliyor. Devletin aldığı tedbirler ve hazırlıklar da söz konusu elbette. Fakat en büyük hazırlık bana göre iktidar partisinde süren ve fazla gündeme gelmeyen “köklü değişim” hamlesi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın adım adım yürüttüğü bu değişim süreci, ülkenin bekası için umut bağlayabileceğimiz en önemli milli çalışmanın başında geliyor.
Bazen en büyük hazırlık küçük görünen değişim adımlarıdır. Büyük askeri operasyonlar, gövde gösterileri, “asarız keseriz” edebiyatıyla bir ülkeyi dış ve iç saldırılara karşı korumak sanıldığı gibi mümkün olmayabilir.
Saddam’ın sonunu hatırlayacak olursak; ABD’ye karşı onun kadar meydan okuyan bir lider yoktu. Kaddafi de öyle; ABD’ye karşı radikal açıklamalarıyla meşhur bir isimdi. Ama her iki lider de işgal başladığında iki saat direnemedi. Başında oldukları devlet çoktan ayartılmış, ülkeleri değişik etnik gruplara ve mezheplere bölünmüş, altlarındaki toprak çoktan çekilmişti. ABD, Irak’taki savaşı 2003’te değil, 1990-2003 arasındaki dönemde kazandı.
Şüphesiz Türkiye ne Irak, ne Libya ne de Suriye’ye benziyor; devletimiz, büyük bir medeniyet geçmişine sahip olduğu için bugün hâlâ ayakta. Eğer Suriye gibi olmadıysak, bunun sebebi Batı’nın Türkiye’yi bölmek istememesinden değil, aksine, Türkiye Cumhuriyeti devletini bölme projesinin hâlâ adım adım yürürlükte olmasından ve hazırlıklarını henüz tamamlayamamasındandır.
Hesapta olmayan işler oldu elbet; FETÖ darbesi, PKK’nın iç savaş çıkarma planları tutmayınca işler uzadı. Fakat Batı sisteminin Türkiye’yi de kapsayacak yeni bir harita planı yürürlükte ve hâlâ tüm hesaplar buna göre yapılıyor.
Türkiye, devlet ve millet olarak bu saldırıların farkına varmış durumda. Devlet buna göre yeniden milli bir anlayışla tahkim ediliyor. Batı sisteminin devlet içinde kurduğu düzenek bozuluyor. Batı’nın taşeron örgütlerini bitirecek, tümden tasfiye edecek noktaya ulaşmış durumdayız.
Ancak Batı sisteminin saldırılarını boşa çıkaracak hazırlıkları tamamlamış sayılmayız. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başlattığı AK Parti’deki değişim hamlesi bu yüzden çok önemli. Bu değişim süreciyle ilgili Erdoğan’ın sarf ettiği “AK Parti Türkiye’dir” sözü son derece önemlidir.
Hiçbir şey 15 Temmuz’dan önceki gibi olamaz artık. Buna AK Parti de dahil. 15 Temmuz’da, Batı sisteminin ülkemizin bekasını hedef alan büyük planları deşifre oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu tehdidi gördü ve partisini bu tehdide göre yeniden yapılandırmak zorunda. AK Parti’deki bir gevşeklik, laçkalık, çatlak bütün ülkeye yansır. Millet AK Parti’ye olan güvenini yitirirse bütün ülke riske girer.
Cumhurbaşkanı öncülüğünde başlayan AK Parti’nin yenilenme ve değişim programında belirlenen şu kriterler son derece önemli:
- Devlet kurumlarıyla iş ilişkisi bulunan, belediyelerden iş alma eğilimi olan iş alanlarında çalışan ve siyaset mecrasını kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmaya çalışan kişilerin aday olmasına müsaade edilmeyecek.
- Belediye meclisi ve il genel meclisi üyesi olanlar da teşkilatlarda yönetim kurulu üyeliği sıfatını kullanamayacak. Bir kişiye iki görev vermemeye özen gösterilecek.
- Milletvekili, belediye başkanı, il ve ilçe başkanının birinci derece yakınları da parti yönetimlerinde görev alamayacak. Akraba ilişkisi olmayanların yönetimlerde olmasına özen gösterilecek.
- Hem muhtarlık hem de parti yönetim kurulu üyeliği yapanların, adaylığına izin verilmeyecek. Mümkün olduğunca muhtarlar yönetimlerde değerlendirilmeyecek.
- Yeni yönetim kadrolarında gençlerin önü açılacak, 18-25 yaş arasındaki gençlere de görev verilmesine özen gösterilecek.”
Bu değişim kriterleri başarıyla uygulanırsa AK Parti hem 2019’u kazanır ve hem de Türkiye’yi 2023’e sağ salim çıkararak “Güçlü Türkiye” yolunda büyük bir mesafe kaydeder. Siyaset baronlarından ve çıkar gruplarından kurtulan AK Parti, Türkiye’yi sağlam bir geleceğe taşır. Ülkenin bekasının bu değişime bağlı olduğu unutulmamalı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları

































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019