Lale KEMAL
Dönemin başbakanı Erdoğan, cumhurbaşkanı seçildiğinde bu makamın, diğer seleflerinin kullan(a)madığı tüm yetkilerini sonuna kadar kullanacağını söylemişti.
Adeta, 1980 darbe cuntasının lideri emekli Orgeneral ve eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in, yetkilerini kullanma anlamında izinden gideceği gibi. Keza Erdoğan, başbakanlığı da fiilen yürütme kararlılığını, 10 Ağustos günü cumhurbaşkanı seçildikten sonra da ortaya koymuş ve anayasa ihlali yaptığı suçlamalarına rağmen artık bırakmak zorunda olduğu eski koltuğunda bir süre daha kalmıştı. Bu süre zarfında Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu başbakan olarak atadıktan sonra bu ismi parti kongresinde seçtirmişti.
Keza Erdoğan, 15 Ağustos tarihinde gazetelere yansıyan partili milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmasında da, “Çankaya’ya çıktığımda parti sahipsiz kalacak zannetmeyin. Çalışmalarınızı, disiplininizi, performansınızı izleyeceğim. Gözüm üzerinizde olacak” diye konuşuyordu.
Oysaki Anayasa’nın, Cumhurbaşkanı’nın görevlerini düzenleyen ilgili maddeleri, bu makama oturacak kişinin tarafsız kalmasını, partisi ile ilişiğinin kesilmesini öngörürken parlamenter sistemle yönetildiğimizden yürütme yetkisi yani ülkeyi yönetme yetkisi başbakan ve Bakanlar Kurulu’ndadır.
Erdoğan’ın gerek bu makama oturmadan gerekse oturduktan sonraki uygulamaları ve politikaları anayasal hükümlere aykırılık taşırken (kimi eski cumhurbaşkanlarının yetkilerini ihlal etmiş olmaları iyi örnek teşkil etmez) hayatın gerçekleri ile de örtüşmüyor. Zira, Erdoğan, cumhurbaşkanlığı makamının gerektirdiği kabuller, yabancı elçilerin güven mektuplarını sunmaları gibi işin rutinine girdikçe ister istemez günlük siyaset yapma faaliyetlerinden uzaklaşıyor her ne kadar kendisi bu gerçeğe ayak diretse de.
Erdoğan’ın, partisi üzerinde hakimiyetini sürdürme çabaları, iç ve dış politikaya yön verme arayışları, riskleri de barındırıyor.
Öncelikle dış politikayı, Türkiye’de, MİT mi, başbakan mı yoksa dışişleri bakanı mı yoksa hepsi birden mi çok başlı şekilde yürütüyor soruları artık iyice sorulur oldu.
Geçenlerde, Iraklı Kürt birlikleri peşmergelerin Türkiye üzerinden Kobane’ye geçişinin başladığını açıklayan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nu, ertesi gün, Davutoğlu’nun, “Daha geçişleri başlamadı” şeklindeki yalanlama niteliğindeki sözleri, hükümet içindeki kafa karışıklığını zaten belirgin hale getirdi.
Dış politikada çok sayıdaki aktörlere, cumhurbaşkanı da eklendi. Erdoğan, Suriye sorunu, Amerikan önderliğindeki koalisyonun IŞİD ile savaşı ve Kobane’de, bu terör örgütüne karşı Suriyeli Kürtlerin çatışmaları bağlamında verdiği demeçler ile dış politikadaki karmaşayı iyice içinden çıkılmaz hale getiriyor. Bu noktada sorun, iç ve dış meselelerde, yürütme erki varken Erdoğan’ın karar verici pozisyonu alması.
Taraf gazetesinde geçen hafta çıkan bir haberde de, Erdoğan’ın başbakanlığa yerleştirdiği bir köstebeğin, partinin tüm toplantılarına katılarak Cumhurbaşkanı’na konuşulan konuları rapor ettiği iddiaları hiç de hayra alamet değil, zaten yönetilebilirliği iyice sorun olan Türkiye’de.
Erdoğan ve Davutoğlu arasındaki güç savaşı sanki kızışacak gibi.
Diğer yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, HSYK’ya atadığı bazı yargı mensuplarının ilişiğini kesmiş olması gereken partisine çok yakın isimler olması, tarafsız kalmayacağını bir kez daha ortaya koyarken yargı üzerindeki yürütme hakimiyetinin geldiği noktanın endişe verici düzeye ulaştığını gösteriyor.
İktidarın, anayasa gereği sorumsuz bir cumhurbaşkanının talimatlarını ne ölçüde yerine getirerek, varlık nedenini riske atacağı önemli soru işareti. [email protected]
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016