Mahfi Egilmez
Aldous Huxley'in ünlü romanı Cesur Yeni Dünya ilk kez 1932 yılında yayınlandı. Gelecekte ortaya çıkacağı varsayılan totaliter bir devlet modeli altındaki baskıcı bir yaşamı karakterize eden roman, George Orwell’in 1984’ü ve Ray Bradbury’nin Fahrenheit 451’iyle birlikte distopya türünün en önemli örneklerinden birisi kabul ediliyor. Cesur Yeni Dünya'da insanlar test tüplerinde doğuyor ve uykularında hipnoz yöntemiyle eğitiliyorlar. Bilim ve teknolojinin kullanımıyla totaliter bir hükümet tarafından yönetilen toplumda bireysellik diye bir şey yok. Duyguların yerini ihtiyaçların aldığı toplumda insanlar birer makine gibi programlanıyor. Hastalık, endişe, hüzün ortadan kalktığı için ilk bakışta toplumsal huzur kusursuz olarak sağlanmış gibi görünüyor. Ne var ki duyguların, özgürlüklerin, bireyselliğin olmadığı bir dünya gerçekte çok kusurlu bir dünyadır. Bütün bunların var olduğu ama hastalıkların, endişelerin, hüznün olduğu dünya da kusursuz değil.
Bugün dünya Covid – 19 pandemisiyle birlikte geçmişte yaşanan birçok olaydan ve tehditten çok daha derin bir tehdit altında görünüyor. İnsanlar birbirinden uzak duruyor, eskisi gibi alışverişe çıkamıyor, tatile gidemiyor, restoranlarda yan yana, karşı karşıya oturup yemek yiyemiyor, dertleşemiyor, eğlenemiyor. Özetle birkaç ay öncesine göre çok daha ürkek, çekingen hatta korkak bir yaşam sürüyoruz hepimiz. Cesur Yeni Dünya beklenirken tam tersine Korkak Yeni Dünya ile karşı karşıya kaldık.
Bu yeni dünyada evden çalışanların sayısı artacak, ofislerde, banka şubelerinde bulunan personel sayısı düşecek öyle olunca ofis binalarına gereksinim azalacak. Sistemler bu yeni biçimlenmeye uygun olarak değişecek. Avukatlık, danışmanlık, muhasebecilik, mimarlık gibi serbest meslek işleri tümüyle olmasa bile büyük çoğunluğu itibarıyla uzaktan yapılacak. Uzaktan yapılamayacak serbest meslek işleri olarak doktorluk, diş hekimliği, veterinerlik gibi meslekler kalacak. Tarımsal üretim, sanayi üretimi, inşaat gibi işler bugünkü gibi yapılmaya devam edecek. Buna karşılık evden çalışma arttıkça taşımacılık gibi hizmetlerde düşüş olacak. Taşımacılığın eskisine göre artacağı belki de tek alan kargo ve kurye hizmetleri olacak. Çünkü ticaretin bugünkünden çok daha hızlı biçimde e-ticarete kayması bekleniyor. Bu yeni dünyada istihdamda da düşüşler yaşanacak. Örneğin 30 kişinin çalıştığı bir ofiste en az bir odacı, bir çaycı, birkaç hizmetliye ihtiyaç varken evden çalışmaya geçildiğinde bu kişilere ihtiyaç kalmayacak. Çoğu şirket bunlar dışındaki çalışan sayısını da yeniden gözden geçirecek. Evden çalışmaya geçilmesi insanların her gün evlerinden işyerine taşınması gereğini ortadan kaldıracağı için servis taşımacılığı yapan şirketler de azalacak ve küçülecek. Önceden 100 kişiye servis veren ve 10 garson çalıştıran bir restoran artık 40 kişiye servis verebileceği için 10 garson terine 4 garson çalıştırmaya dönecek ve öteki 6 garson işsiz kalacak. Ayrıca bu restoran 100 kişiye göre alım yaparken 40 kişiye göre alım yapmaya başlayınca ona mal satanların da satışları düşecek ve onlar da ister istemez küçülmeye gidecekler. Ortada bir restoran olsa sorun olmazdı ama bu restoran örneğini yüzlerce, binlerce restoran, kafe, büfe, otel, motel olarak düşününce işin boyutu değişiyor.
Küreselleşme dönemi olarak kabul edilebilecek son 25 yılda eskiye göre daha da artan bir hırsla önüne geleni tüketen, doğayı katleden insanoğlu, işsizliğin ve gelir dağılımı bozukluğunun hızla artacağı farklı bir ortama doğru ilerliyor. Bu yeni dünyada geleceğe ilişkin doğru tahminler belki de en önemli veriler olacak. Veri sağlığı, yansız değerlendirme, doğru seçimler yapabilmek en önemli meseleler haline gelecek. Bir devletin girişimcilere ve çalışanlara sunabileceği belki de en değerli hizmet sağlıklı veriler olacak. Doğru ve sağlıklı verilere sahip olan ülkelerin girişimcileri ve çalışanları geleceği doğru planlayacaklar. Bunu yapamayanlar bu korkak yeni dünyada mayın tarlasında gözü kapalı yürür gibi gidecekler.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2025
7.10.2025
7.10.2025
3.09.2025
2.09.2025
5.08.2025
1.08.2025
26.07.2025
9.06.2025
1.06.2025