Mahmut ÖVÜR
Diyarbakır'da hava bulutlu ve yağışlı... Siyasi hava da pek farklı değil. Bir açıyor, bir kapıyor. Bütün gözler bugün kutlanacak olan Newroz Bayramı'nda Abdullah Öcalan'ın yapacağı konuşmaya çevrilmiş durumda.
Diyarbakır'da sokak temkinli... Bu yüzden seçim sürecindeki bütün tartışmalara, açıklamalara daha dikkatli yaklaşıyor. Bazen kaygılanıp eleştiriyor ama umudunu da kesmiyor.
Bir anlamda toplum, 100 yıllık geçmişi olan bir sorunda gelgitler yaşanmasını doğal karşılıyor ve bugünden yarına radikal bir adım beklemiyor.
Ama şu çok açık, bölgede son iki yıla damgasını vuran çözüm sürecinin sürüyor olması bile insanların umutlanmasına yetiyor. İstanbul'dan yola çıkıp, Diyarbakır'a ulaşan Barış Treni'ni sevgiyle karşılamalarının nedeni de bu.
Diyarbakır'da sokağın nabzı böyle, siyasetin nabzı ise biraz daha sert ve farklı... Bölgede seçimin iki büyük bir de küçük aktörü var: AK Parti, HDP ve Hüdapar.
Newroz nedeniyle birkaç gündür Diyarbakır'a dışarıdan büyük bir akın var. Uçaklarda ve otellerde yer yok. İç ve dış basın, özel temsilciler bir yana, daha çok da "eski tüfek" solcuların Newroz'a ve Kürt siyasetine yoğun ilgisi gözlerden kaçmıyor. Bu da siyaset kulislerini olduğundan daha hareketli kılıyor.
Nereye gitseniz, çözüm süreci, Kürtlerin statü meselesi, hükümet- İmralı- Kandil ilişkileri tartışılıyor ama söz dönüp dolaşıp HDP'nin parti olarak seçime girme kararına geliyor. Asıl soru da şu: HDP barajı geçecek mi? Bölgenin cevabı ve beklentisi çok net: Evet.
Ancak başka hesaplar da yapılıyor. AK Parti bölgenin tamamında HDP'den daha çok oy alıyor ve bu avantajının farkında. Silahlı mücadelenin devreden çıkması ve HDP'nin parti olarak seçime girmesiyle bu avantajın daha da artacağı bekleniyor. Şu örnek bile bunu gösteriyor: Diyarbakır'da HDP'nin 6, AK Parti'nin 5 milletvekili var. Önümüzdeki seçimlerde HDP'liler "7 garanti 8 bile olabilir", AK Partililer ise "4 garanti 5 de olabilir" diyor ama şu tablo bambaşka bir beklentiyi ortaya koyuyor: AK Parti'ye başvuran aday adayı sayısı 210, HDP'ye ise 106. Bu da HDP'nin barajı geçmeme olasılığına dayanıyor.
Kısaca siyasi sıçrama yapmak için parti olarak seçime girme kararı alan HDP, bu riski önlemek için varını yoğunu ortaya koyarak seçime hazırlanıyor. Güçlü bir hedefi var ama zemin de bir o kadar kaygan ve bu yüzden kafalar çok karışık. Kafaları karıştıran da sadece baraj meselesi değil. HDP'nin siyasi duruşu da bunda etkili.
HDP veya PKK çevresi, bölgede daha milliyetçi kendi deyimleriyle Kürdistani bir "baskı" altında ve kadroları da ağırlıkla böyle bir "duruş" sergiliyor. Siyaset dillerine sivil değil daha "savaşçı" bir söylem hâkim.
Bölge dışında ise daha "Türkiyeli" bir siyaset izleniyor. HDP bu soru işaretleriyle seçime gidiyor. Görünen o ki, bu seçimi de bu ikili kimliğiyle götürmeye çalışacak.
Bunun için de seçim çevrelerini "sarıkırmızı- yeşil" diye üçe ayırmışlar. Bölgede güçlü oldukları Diyarbakır gibi garanti yerler "yeşil" olarak niteleniyor ve buralarda alabilecekleri oyu aldıkları söyleniyor.
Sarılar ise Erzurum gibi mevcut oylarını artırma potansiyeli olan iller. Ama en önem verdikleri ise "kırmız" olarak niteledikleri Gaziantep, Manisa, Konya, İstanbul, İzmir ve Ankara gibi iller. Yüzde 10 barajını geçmek için bu illere yüklenip, hem CHP'den hem de şehir merkezlerinde yaşayan Kürtlerden oy alma hesabı yapılıyor.
Bu hesapların sandığa nasıl yansıyacağı bilinmez ama sandığın siyasete bir çeki düzen vereceği çok açık.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- İnce’nin şansı var mı?
6.08.2020 - En hakiki sahte siyasetçiler çağı
28.05.2019 - Yattaki sır isim: Abdullah Gül
6.05.2019 - Beşiktaş Kulübü’nde İmamoğlu kavgası
3.05.2019 - İmamoğlu’na o locayı kim ayarladı?
2.05.2019 - “AB’de HDP’ye siyaset hakkı vermezler”
28.04.2019 - Gel de şüphelenme
21.04.2019 - YSK İstanbul seçiminin yenilenmesine karar verirse
19.04.2019 - Kurul başkanları o kadar insanı nasıl buldu?
18.04.2019 - CHP yönetimi neden susuyor?
13.04.2019
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Hrac Madooglu
Gecmisteki acilarla yuzlesilmedi henuz bu ulkede, Sayin yazar. Acilar onun icin diri; yaralar kapanmadigi icin. Acilar tartisilmaya baslandi, yuzlesilmedi acilarla. Tartismaya baslamak da elbette bu ulke icin ve hukumet icin cok onemli bir adim ama daha cok gidilecek yok, yapilacak daha cok sey var yuzlesmeyi gerceklestirmek icin. Bu arada yaralari desen, acilari diri tutan sozler ve eylemler de var. Basbakanin Aleviler hakkinda sarf ettigi sozler, Ermenilere taziye mesaji verirken, inkara devam icin daha cok para harcanmasi, Turkiyenin belli basli egitim kurumlarinda 1915i inkar etmek, gercekleri carptirmak icin TTK tarafindan duzenlenen konferansar, yurt disinda lobilere daha buyuk miktarda para dagitmak, vs.