Mahmut ÖVÜR
Kandil, 7 Haziran sonrası bölgesel güçlerin baskısıyla kendi fırsatçılığını birleştirip şiddeti yeniden başlatarak, AK Parti iktidarını yıkan güç olarak tarihe geçeceği hayaline kapıldı.
Ama hesaba katmadığı çok önemli birkaç nokta vardı: İlki, 15 Temmuz 2015'te başlatılan "halk savaşı"na halkın inanmamasıydı. İkincisi devlet eski devlet değildi ve iktidarda yüzde 50 oy almış güçlü bir parti vardı. Üçüncüsü, bütün algı operasyonlarına rağmen Kürt meselesinin çözümünde risk aldığı, ihanetle suçlandığı için Kürtlerin unutmadığı, unutmayacağı Cumhurbaşkanı Erdoğan gerçeği vardı ve onun döneminde böyle bir savaş tutmazdı.
Temmuzdan bu yana olup bitenleri hep birlikte izliyoruz. Şehirlerin yakılıp yıkılması için içeriden ve dışarıdan her türlü destek verildi. Başta HDP olmak üzere, AK Parti nefretiyle gözleri körleşen, aydınından paralelcisine herkes bu mücadeleyi hükümetin kaybetmesi için elinden geleni esirgemedi.
PKK ve şürekâsı tıpkı 2000'lerde darbe planları yapan, cumhuriyet mitingleri düzenleyen vesayetçi kesimler gibi yanlış hesap yaptılar ve yanlış hesap Sur'dan, Cizre'den, İdil'den döndü. Halk destek vermedi. İdil'in 26 bin olan şehir merkezi nüfusunun 23 bini ilçeyi terk etti. PKK, "halksız halk savaşı" veren bir yapıya dönüştü.
Bu gerçeği son bir kez daha, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın çağrısıyla gördük. Önceki gün Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu bütün KCK unsurları, yani Demokratik Toplum Kongresi, bölgeler partisi, kadın ve gençlik örgütleri bir araya gelip halkı Sur'a gitmeye çağırdı. Ne oldu dersiniz?
Kimse ilgi göstermedi. Ama buna rağmen hâlâ çağrılar devam ediyor. Zorla toplumun bir kesimi diğerine düşman yapılmak isteniyor. Peki, HDP ve bir kısım aydın daha ne kadarKürtlerin şiddete 'hayır' dediğini görmezden gelecek?
Bu konuda havanın değişmeye başladığını görmek için HDP, DTK gibi PKK'nın kapsama alanında olan yapıların içine bakmak yeterli. O yapılarda "ölmekten değil, ölürken hain ilan edilmekten korktuğu için konuşmak istemeyen" birçok siyasi aktör var.
HDP yönetiminde bile marjinal solu bir yana bırakırsak yüzde 70'lere varan bir rahatsızlık olduğunu herkes biliyor. Bu çatışmanın haksız olduğunu, yapılmaması gerektiğini HDP kulislerinde herkes konuşuyor. HDP yeniden siyaset kapısını aralamak ve halkla buluşmak istiyorsa yapması gereken çok açık: Adını koyarak PKK şiddetine karşı çıkmalı ve halkları düşmanlaştıran bu yolun yol olmadığını ilan etmeli.
Dünyada ve Türkiye'de 'istikrar çıpası'
Bu adımla, sadece ölümler değil, Türkiye'ye yönelik kuşatmalar da duracak. Başta yeni anayasa olmak üzere Türkiye'nin ertelenmiş tüm sorunları çözülme şansı yakalayacak. Çünkü Türkiye haklı olduğu için er geç bu kuşatmadan çıkacak. Bakın bunu, içeridekiler değil ama dışarıdakiler görüyor.
Uluslararası Kriz Grubu Başkanı Jean Marie Guehenno, The Guardian gazetesinde yayımlanan "Türkiye'yi Suriye'ye feda etmeyin" başlıklı yazısında Türkiye'nin pozisyonunu "Mevcut dünya düzeni ile şiddet dolu alternatif düzenin teşkil ettiği gergin fay hattı arasında bir istikrar çıpası" olarak yorumluyor.
Aynı şey Türkiye içinde AK Parti için geçerli. Bir Türkiye partisi olarak AK Parti, hem etnik milliyetçilikler arasında, hem de mezhepsel gerilim hattında bir "istikrar çıpası" rolü üstlenmiş durumda. Özellikle Kürt siyasi aktörlerinin geç kalmadan bu gerçeği görmelerinde yarar var.
Kendinizi kandırmayın, AK Parti dışında Kürt meselesini çözecek bir başka parti yok.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları

















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019