Mehmet ALTAN
Milletin tokat yiyen bir ferdi iken, devlet sopasıyla herkesi dövmeğe kalkan biri haline gelmek; Türkiye’nin özetidir.
Geçen haftaki “Cezasızlık ülkesinin kayıpları” başlıklı yazımın son dört cümlesi şöyleydi:
“Toplum unutuyor ve hesap soramıyor.
Bu da suç işlemek isteyenlere geniş bir alan açıyor.
Basını da ister istemez bir suç ortağı durumuna getiriyor.
1999 yılını mercek altına almaya tabii ki haftaya devam edeceğiz.”
***
1999 yılını dip köşe tararken, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Raporu’na rastladım… Raporun 190. sayfasında, İfade Özgürlüğü kısmında uzun bir mola verdim. Bölümün başında kısa bir giriş cümlesi vardı:
“1999 yılında daha önceki yıllarda olduğu gibi gazeteci, yazar, insan hakları savunucuları, sanatçılar, siyasi parti temsilcileri ve hükümet dışı kuruluşlara yönelik baskı ve yargılamaların önemli bir kısmı görüşlerini açıklamalarından kaynaklandı.”
Ardından “baskı ve yargılamaların” hedefi olan kişiler sıralanıyor, dava konuları özetleniyordu. İsimleri okumaya başladım:
İsmail Beşikçi, Ahmet Kaya, Muzaffer İlhan Erdost, Abdülmelik Fırat, Abdurrahman Dilipak, Mehmet Kutlular, Hasan Hüseyin Ceylan, Hasan Celal Güzel, Hasan Mezarcı, İtalyan Gazeteci Dino Frisullo, Oral Çalışlar…
Ve hemen ardından gelen isim Recep Tayyip Erdoğan….
***
Recep Tayyip Erdoğan’ın “baskı ve yargılama” özetini okumaya başladım:
“İstanbul Büyükşehir Belediye Eski Başkanı Recep Tayip Erdoğan 1997 yılında Siirt’te yaptığı konuşma nedeniyle TCY’nin 312. maddesi uyarınca aldığı 10 ay hapis cezasını çekmek üzere 26 Mart günü cezaevine girdi.
Erdoğan İnfaz Yasası uyarınca 120 gün kaldığı Kırklareli’nin Pınarhisar ilçesindeki cezaevinden 25 Temmuz günü tahliye edildi.
Erdoğan’a verilen hapis cezası 23 Eylül 1998 tarihinde Yargıtay tarafından onaylanmıştı.”
***
Recep Tayyip Erdoğan 23 yıl önce, 45 yaşında belediye başkanlığından alınmış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yasalarını çiğnemekten mahkûm olmuştu.
Ve 26 Mart 1999’da cezasını çekmek için hapishaneye giriyordu. Sanal ansiklopedi bu mahkûmiyet dönemini şöyle anlatıyor:
“6 Aralık 1997'de Siirt'te düzenlenen bir açıkhava toplantısı sırasında topluluğa yaptığı konuşmada, Ziya Gökalp’in 1912 yılında Balkan Savaşı’ndaki Türk askerler için yazdığı ‘Asker Duası’ adlı şiirinin sonradan değiştirilmiş bir sürümünden bir dörtlük okudu.
Okuduğu dörtlüğün bu şekliyle Gökalp’e ait olduğunu iddia eden Erdoğan, konuyla ilgili olarak ‘konuşmamın bütünü incelendiğinde millî birlik ve beraberlik mesajı verildiği görülür’ demişti.
Daha sonraları Erdoğan’ın okuduğu sürümün, Türk Standartları Enstitüsü’nün 1994’te çıkarttığı Türk ve Türklük kitabında bulunduğu ortaya çıktı, ancak kim tarafından değiştirildiği anlaşılamadı.”
***
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Recep Tayyip Erdoğan’ın başına gelenlerin hukuksal sürecini sanal ansiklopediden izlemeye devam edelim:
“Konuşmayla ilgili olarak bir inceleme başlatıldı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Erdoğan’ın konuşmasının yer aldığı görüntüleri inceledikten sonra, Refah Partisi’nin kapatılması istemiyle açılan davayı görüşen Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na iletti.
Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı, Erdoğan hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 312/2 maddesine göre ‘halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek’ suçlamasıyla hazırladığı iddianamesini 12 Şubat 1998’de tamamladı.
21 Nisan 1998’de sonuçlanan dava, Erdoğan’ın iddianamede bahsedilen suçu işlemesiyle sonuçlandı ve Erdoğan’a bir yıl hapis ile 860 bin TL ağır para cezası verildi.
Daha sonra kendisini duruşmadaki hali ve tavrı göz önüne alınarak cezası 10 ay hapis ve 176 milyon 666 bin 666 TL para cezasına çevrildi.
3 Haziran’da açıklanan gerekçeli karara göre Erdoğan, ‘Siirt'te yaptığı konuşmayla dindar ve dindar olmayan diye bölünen kesimler arasındaki gerginliği canlı tutmayı amaçlamakta’ydı.
‘Bunları inanç birliği maksadıyla söyledim’ şeklindeki ifadesinin inandırıcı bulunmadığı belirtilirken, ‘benim referansım İslam’dır' diyerek topluluğu inanan ve inanmayan olarak ayırdığı belirtildi.
‘Cezanın ertelenmesine yer olmadığı’ ibaresinin de yer aldığı kararın bir aykırı oya karşılık oy çokluğuyla alındığı ve Yargıtay'a başvurulabileceği kaydedildi.
Mahkemenin aldığı karar 23 Eylül’de Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından, bire karşı dört oyla onaylandı.
Kararın ardından siyasi yasak getirilen Erdoğan, herhangi bir partiyle birlikte veya bağımsız olarak herhangi bir seçime katılamayacaktı.
25 Eylül’de Yargıtay tarafından açıklanan gerekçeli kararda Erdoğan’ın söylemlerinin ‘savaş çağrısı’ niteliği taşıdığı belirtilmekteydi.
Ceza infaz yasası gereği hapis cezası 4 ay 10 güne inerken, çeşitli ertelemeler sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini bırakarak 26 Mart 1999 günü Kırklareli’nin Pınarhisar ilçesindeki Pınarhisar Cezaevi’ne girdi.
24 Temmuz 1999’da ceza süresini tamamlayarak cezaevinden tahliye edildi.”
***
Recep Tayyip Erdoğan, bugün 68 yaşında ve Cumhurbaşkanı…
Bakın geçtiğimiz Pazar günü neler söyledi:
“Akıl ve vicdan sahibi hiç kimsenin inkâr edemeyeceği bir gerçektir ki; dünyada her kim bu kardeşinize saldırıyorsa aslında Türkiye'ye saldırıyor demektir.
Dünyada her kim AK Parti’yi ve Cumhur İttifakı’nı kötülüyorsa aslında Türkiye’yi hedef alıyor demektir.”
1999 yılında ifade özgürlüğü mağduru, 45 yaşındaki belediye başkanı Erdoğan, 68 yaşında cumhurbaşkanı olarak “devlet benim” demeye getiriyor.
XIV. Louis’yi hatırlatan bir ruh haline bürünmüş gözüküyor.
***
Basın tarihi, Türkiye’nin otopsisi için mükemmel bir imkân veriyor…
1999’dan 2022’ye Recep Tayyip Erdoğan kendi başına mükemmel bir örnek…
Burada siyasetçi Türkiye’yi demokratik bir ülke haline getirmek peşinde koşmuyor, devleti ele geçirmeye uğraşıyor…
Bir daha da gitmek istemiyor…
***
Milletin tokat yiyen bir ferdi iken, devlet sopasıyla herkesi dövmeğe kalkan biri haline gelmek; Türkiye’nin özetidir.
1999 yılındaki manşetlerden bugünkülere süreci izleyince daha da somut görüleceği gibi basın tarihinin de bitmeyen macerasıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları













































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.11.2025
25.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025