Mehmet ALTAN
Sefaletin dibine yuvarlanmamız, 5 yıl önce “Merkez Bankası Başkanını görevden aldık çünkü laf dinlemiyordu” cümlesiyle başladı.
Laf dinlemiyordu da ne yapıyordu?
Siyasal talimatların baskısına boyun eğmiyor ve “faizleri” indirmiyordu.
Görevden alınması ile Merkez Bankası devre dışı kaldı.
Ekonomi bilimi de saha dışına atıldı.
Ekonomide de cehennemin kapıları açıldı.
xxxxxxxx
Aynı dönemde TC MB’nın “faizleri ve kurları” düşük tutmak adına “128 milyar dolar” da ağır ağır buharlaşmaya başlamıştı.
Vikipedi şöyle yazıyor:
“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın faizleri düşük tutmak adına dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak önderliğinde 128 milyar dolar harcadığı iddiası ve bunun çerçevesinde gelişen tepki ve olaylardır.
Kasım 2020'de ABD'li yatırım bankası Goldman Sachs'ın tahminlerine göre merkez bankası Türkiye'de faizlerin düşük tutulması için 100 milyar dolardan fazla rezerv harcadı.
Kerim Rota'nın tahminlerine göre 128 milyar dolarlık TCMB döviz rezerv satışına Mart 2019'da yerel seçimler öncesi başlandı.”
Aradan onca yıl geçti ama hala “TCMB hangi kuruma hangi tarihte, ne miktarda ve fiyattan döviz satışı yaptı?” bilemiyoruz.
Ancak bilinen şu ki Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük sermaye transferlerinden biri gerçekleşti.
Merkez Bankası ortadan kalktı, ekonomi felç edildi ve bir zümre siyaset eliyle düzenlenen olağanüstü bir vurgun sonucu inanılmaz bir servete erişti.
xxxxxxx
23 Eylül 2021’de bu kez anayasa da yok sayılarak laik bir devlette “nas” devreye sokuldu ve enflasyon yükselirken bütün literatüre kafa atılarak faiz indirimine gidildi.
Ekonomi ve hukukun belinin kırılması sonucu işler çığırından çıktı.
“2021 yılı Aralık ayında TCMB tarafından doların yükselişinin kontrol altına alınması için alınan tedbirler yeterli gelmediği için Hazine tarafından ödemesi yapılan Kur Korumalı Mevduat isimli sistem getirildi.”
Kur korumalı mevduat neydi:
“KKM çerçevesinde gerçek kişiler, döviz mevduatlarını bozdurarak ya da mevcut TL mevduatlarını kullanarak varlıklarını vadeli KKM hesabına yatırmaları halinde TL mevduatlarını döviz alış kuru üzerinden dövize sabitleme, böylece kur artışı nedeniyle oluşabilecek zararlardan korunma olanağı elde etmektedir.”
Bu ne demek?
Parası olanlar, parası olmayanların vergilerinden büyük bir servet transferi daha yaptı demek.
xxxxxxx
Bu vahşi sermaye transferinin bugünkü maliyeti ne?
“2023’te Merkez Bankasınca KKM’ye yapılan net ödemenin belli olmasıyla bu tutar daha kesin şekilde hesaplanabilecek ancak görünen, 2022 ve 2023’te Hazine ve Merkez Bankası’nın toplamda 47.8 milyar dolar dolayında bir ödeme yaptığı ortaya çıkıyor.”
Önce “nas” denilerek anayasa ve iktisat bilimi katledildi… Arkasından Kur Korumalı Mevduat gibi bir vahşet yaratıldı…
Ve bu KKM sayesinde yaklaşık 48 milyar dolar birilerinin hesaplarına aktarıldı.
Kur Korumalı Mevduat “sisteminin” Türkiye halkına bedeli bu oldu.
Üstelik sadece şu anki bedel bu…
Hesap daha da netleşince bedel artacak.
Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir soygun da denebilir.
Bunların sonucu bugün Türkiye nüfusunun en zengin yüzde 1’i servetin yüzde 40’ına sahip.
xxxxxxx
Bu kadar soyguna dağ dayanmaz.
Para bitti.
Hukuk zaten ortadan kalkmıştı… Hukukun Üstünlüğü sıralamasında Türkiye 173 ülke arasında 148 sırada.
Basın Özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında ise 158 sırada.
Açlık sınırı, yoksulluk sınırı… İşsizlik, enflasyon….
Kısacası, dibe vurduk.
xxxxxxxx
Türkiye, siyasal iktidara verdiği güven oyunu yerel seçimlerde geri çekti.
Ağır bir tokat attı.
AKP, 2. Parti konumuna düştü.
Ve geçen gün Erdoğan, Özel görüşmesi ertesinde şöyle dedi:
“Ben de Özgür Bey'e ilk fırsatta böyle bir ziyaretin karşılığını yapacağımı söyledim ki Türkiye'nin, Türk siyasetinin buna ihtiyacı var.
İlk fırsatta bu ziyareti gerçekleştirerek Türkiye'de siyasetin yumuşama sürecini başlatalım istiyorum.
Bu adımı da atacağız.”
Bunları söylemesinden bir gün önce ise siyasal iktidar AYM Kararına rağmen
1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması engelledi.
Anayasa resmen ve alenen çiğnendi.
xxxxxxx
Şimdi siyasette “yumuşama” olacakmış.
Ne olacak yani? Siyaset yumuşayacak ama hukuksuzluk devam mı edecek?
Yumuşamadan kastınız ne? Karşılıklı “kabul günleri” yapmak mı?
“Yumuşamanın” tek bir formülü var:
“Hukuka dönmek, anayasaya uymak, yargının hukuku boğmasını HSK eliyle derhal engellemek…”
Bunlar yapılmadan “yumuşama” sadece laftan ibaret kalır.
xxxxxxx
Bu “yumuşama” laflarıyla siyaset kendi çıkarları doğrultusunda yeniden toplumu kandırmaya mı kalkışıyor?
Her şey olabilir.
Ama gerçekten hukuka uygun bir yapı oluşturulmadan hiçbir “algı operasyonu” işe yaramaz.
Hiç unutmayalım, ekonomi ve hukuk hançerlenerek Cumhuriyet tarihinin en büyük servet transferinden bir yaşandı.
Ülke çöktü, çürüdü.
Hukuk olmadan da durum düzelmeyecek.
xxxxxxx
“Siyasal yumuşama” mı istiyorsunuz? Gideceğiniz tek yer hukuktur.
Siyasal iktidar, hukuku uygulamaz da “mış” gibi yapar ise yumuşama laflarıyla oylamaya kalktığı toplumdan sert bir tokat daha yiyecek ilk seçimde.
Ekmek alamayan, baskıdan ve kibirden bıkan halkı artık palavralarla kandırmak mümkün değil.
Ya bu çürümenin önünü kesersiniz ya da ilk seçimde bedelini ödersiniz.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.11.2025
25.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025