Mehmet ALTAN
Bütün siyasetçilere, özellikle de hukuku defalarca bıçaklayarak öldüren bugünkü siyasal iktidarın tepesindekilere, ansiklopedilerdeki “hukuk” maddesini ezberletmemiz gerekiyor bence… Çünkü çok azı “hukuk”un ne olduğunu biliyor.
Belki de bütün parti binalarına, parlamentonun girişine bu basit “hukuk” tanımını asmalıyız.
Okullarda çocuklara “hukukun” ne olduğunu anlatmalıyız.
xxxxxxxx
Bizim siyasetçilerin ne olduğunu bilmediği, bilenlerin unuttuğu, hiçbir yöneticinin aldırmadığı “hukuk”un ansiklopedik tarifi şöyle:
“Hukuk, birey, toplum ve devletin hareketlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini; yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak çıkarılan, kamu gücüyle desteklenen, muhatabına genel olarak nasıl davranması yahut nasıl davranmaması gerektiğini gösteren ve bunun için ilgili bütün olasılıkları yürürlükte olan normlarla düzenleyen normatif bir bilimdir.
Ayrıca, toplumu düzen altına alan ve kişiler arası ilişkileri düzenleyen, ortak yaşamın huzur ve güven içinde akışını sağlayan, gerektiğinde adaleti yerine getiren, kamu gücü ile desteklenen ve devlet tarafından yaptırımlarla güvence altına alınan kurallar bütünüdür.
Hukuk, birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati gözetir.”
xxxxxxx
Hukuk, “ortak iyilik ve ortak menfaati” gözetiyor…
Tabii “hukuksuzluk” da ortak kötülüğü ve kuralsız çıkarcılığı getiriyor.
Yolsuzluk, hırsızlık, cinayet, mafyacılık, talancılık alıp yürüyor.
Sonuç ortada:
Küresel Organize Suç Endeksi’nde Türkiye, 193 ülke arasında 12. sırada.
“Organize suç endeksi”ndeki yerimiz zaten nasıl bir cehennemde yaşadığımızı gösteriyor.
xxxxxxx
“Birleşmiş Milletler Raporunda ise dehşet verici bir tespit var…
Rapor’da, ‘Türkiye’de devletin suç örgütleriyle arasına yeterince mesafe koymadığı’ belirtiliyor.
Ve şu ürpertici teşhis konuyor:
‘Türkiye’de mafyatik yapılar her zamankinden daha fazla devlet içerisinde yer alıyor.
Türk hükümeti, altın ve petrol ticareti, insan kaçakçılığı ve silah kaçakçılığı gibi belirli suçları sık sık kendi ikbali ve siyasi amaçları için kullanıyor.’”
xxxxxxxx
Ankara’da bugünlerde raporu köküne kadar doğrulayan ve çürümeyi belgeleyen gelişmeler yaşanıyor.
Ayhan Bora Kaplan davası etrafında yaşanan gelişmeleri, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Hanefi Avcı “Bu, mafyanın operasyonudur” diye yorumluyor:
“Mafyanın, organize suç örgütünün şu anda tüm davayı boşa çıkarmak, soruşturma yapanları, Emniyet’i sıkıntıya sokmak için yaptığı bir operasyon. A’dan Z’ye tüm veriler bunu gösteriyor.
Emniyet tarafından AK Parti’yi veya bazı bakanları suç örgütü yapacak derecede hiçbir veri yok.
Polisler, soruşma yapanların, hataları-yanlışları da var ama hükümete, bir takım bakanlara yönelik bir komplo hazırlığı olduğuna dair hiçbir emare yoktur. Bu tamamıyla bir örgüt operasyonudur.’”
xxxxxxxx
“Mafyanın devlete operasyon çekebildiği” bir ülkede Kobani davası da yargı tarafından boğulan hukukun cenazesine çakılan son çivi oldu.
Ortalıkta bir “yumuşama, normalleşme” lafları dolaşıyor ama yaşananların normalleşmeyle falan bir ilgisi yok.
Bir hukuk katliamı yaşıyor, gün günden daha fazla çürüyoruz.
Ancak hukuk katliamı halkın sefaletini daha da arttırıyor.
Çünkü kural belli:
Ne kadar hukuk, o kadar refah.
xxxxxxx
Hukuk olmayınca ülkenin nasıl sefalet içinde yüzdüğünü en güzel Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor anlattı.
“Bugün Demirtaş’a yapılan adaletsizlik, (Hazine ve Maliye Bakanı) Mehmet Şimşek’in Türk ekonomisinin güvenilir olduğu mesajını vermek için yaptığı temasların neden başarısız olduğunu gösteriyor.
Bu tür adımlar ve işlevsiz bir yargı sistemi, Türkiye’nin güvenilirliğini zayıflatmakta. Bunun bedeli, hiçbir şirketin, adaletin sürekli sorgulandığı bir ortama tam olarak güvenememesi.”
xxxxxxx
İntihar etmiş bir yargı sistemi, katledilen hukuk, hukukun toplumsal işlevinden habersiz ve her şeyi siyasal kurnazlık sanan ağır bir cehalet ve Al Capone’a parmak ısırtacak bir vurgun…
Ayhan Bora Kaplan Davası sonrası gelişmeler ve Kobani Davası kararları bunu gösteriyor.
xxxxxxx
Siyasal iktidarın hukuk düşmanlığı, insanların geleceğe olan güvenini tümüyle yok etti… “Hülyası kalmayan bir ülke” yarattı.
Şu anda “geleceksiz” bir toplum gibi yaşıyoruz. Bir beklentimiz, bir ümidimiz, bir kuralımız kalmadı. “Vur vuranın, kır kıranın” anlayışı hakim.
Mafyanın devlete operasyon çektiği, Ankara’nın göbeğinde rahatça cinayet işlenebildiği, muhalif siyasetçilerin belgesiz, kanıtsız hapse atıldığı bir ülkeden başka ne beklenebilir.
xxxxxxxx
Türkiye, geleceği, hülyası, hayali, umudu olan bir topluma dönüşmek istiyor ise bu siyasal sistemi iktidarı ve muhalefetiyle demokratik bir ameliyata tabi tutarak önünü açmalıdır.
Zaten 31 Mart’ta bu yolda ilk adımını attı… Zaman geçirmeden bu yolda koşmanın da siyasal yollarını bulmak gerekiyor.
Belki bu koşuya, bütün siyasetçilere “hukuk nedir ve neden Türkiye’de yok” diye sorarak başlayabiliriz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.11.2025
25.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025