Mehmet ALTAN
Cumartesi günü, bir önceki gün yaşanan yazılım sistemindeki küresel çalkantı çoktan unutulmuştu…
Adeta tek gündem ve tek konu vardı, Kıbrıs Çıkartmasının 50. Yılı…
İktidar ve muhalefet partileri KKTC’ye doluşmuşlar, hep bir ağızdan “milliyetçilik” türküsü çığırıyorlardı.
xxxxxxx
Örneğin CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Rauf Denktaş’ın Anıt Özel Defteri’ne “Sizin mirasınızı yaşatmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” diye yazıyordu.
Aklıma, yayınlanmadığı için Star Gazetesi baş yazarlığından ayrıldığım “Denktaşlaşmak” yazım geldi:
Türkiye ve KKTC’ya büyük avantajlar sağlayan ve Ak Parti iktidarının da en değerli ve önemli hamlelerinden birini yaparak desteklediği Annan Planı, Rauf Denktaş yüzünden saha dışına atıldı.
Ve KKTC, dünyaca tanınan AB üyesi bir konuma rahatlıkla yükselebilecekken, yediği çelme ile Korsan Ada kimliğinde takılı kaldı.
Bu vesileyle, bir önceki Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın ‘Kıbrıs sorunu yüzde 70 gayri menkul sorunudur’ dediğini de anımsatayım…
xxxxxxx
Aynı yazıda şöyle bir bölüm de vardı:
KKTC, insana değil de ‘Özel Harp Dairesi’ne bağlı bir anlayışa önem verdiği için bugün hukuksal kimliğini kimsenin tanımadığı, merhum Denktaş’ın torunu da dahil vatandaşlarının ezici bir kısmının Kıbrıs Cumhuriyet’i vatandaşı kimliğiyle AB üyeliğini tercih ettiği bir yer haline geldi.
Bu, yayınlanmayan yazının yazılma tarihi 2011 yılının başıydı.
xxxxxxx
Özgür Özel’in, KKTC gezisinde tekrarladığı “Türkiye’nin dışına çıktık mı Türkiye'nin partisiyiz” cümlesini de çok tehlikeli bulduğumu söylemeliyim.
“Türkiye’nin içinde ne partisisiniz” sorusunu hadi bir kenara bırakalım…
Ama şunu soralım:
“Türkiye’nin dışında Türkiye’nin partisi olmak” ne demek?
Cevap belli, “Türkiye’nin dışındayken, Türkiye’yle ilgili her türlü eleştiriye karşı çıkarım” demek… Muhalefet partisi, Türkiye’nin dışına çıkınca “iktidar partisinin” yaptığı her şeyi savunacak… İktidar partisinin uzantısı haline gelecek.
Bu da “vatanseverlik” olacak.
“Milliyetçilik” dendi mi böyle gözüne ışık tutulmuş bıldırcın gibi şaşkınlaşan muhalefet partisi dostlar başına.
xxxxxxx
“Milliyetçilik” gibi, “vatanseverlik” gibi kavramları mümkün olduğunca belirsiz tutmak, siyasetçilere kitleleri kandırmak için büyük bir imkân tanıyor.
“Milliyetçiyiz, vatanseveriz…”
Eeee, ne yapacağız? Yurtdışına çıkınca ülkemizde yapılan hukuksuzlukları sahipleneceğiz.
Bunun senin milletine, vatanına faydası ne?
Senin milletinin, vatanının “bekası” için, halkının huzuru ve refahı için, insanlarının barış ve güven içinde yaşaması için “hukuk” gerekir.
Gerçekten vatanını seviyorsan, dünyanın neresinde olursan ol “hukuku ve hakkı” savunursun.
Dünyanın hiçbir yerinde hukuksuzluğu savunmak seni “vatansever” yapmaz… Hukuksuz yönetimlerin suç ortağı yapar.
Ülkeyi savunmak, hukuku savunmaktır.
xxxxxxx
KKTC’ye gider gitmez hamasete saplanmak, muhalefetin çaresizliğini ve ürkekliğini gösteriyor.
Gerçeklerin değil, içi boş laflarla günü kurtarmanın peşinde olduklarını ortaya koyuyor.
Özgür Özel, KKTC’nin nasıl bir yer olduğunu bilerek mi böyle konuşuyor yoksa bu konuda hiçbir fikri yok mu?
Nasıl bir yerden söz ettiğimizi, tam 20 yıl önce Sabah Gazetesi’nde yazdığım bir yazıdan yapacağım alıntıyla anlatmaya çalışayım:
KKTC güvenlik açısından hep şaibeli oldu. Örneğin, 10 Mayıs 1992 yılında Ulusal Birlik Partisi Gazi Mağusa Milletvekili Ömer Demir'in VIP Salonu'na soktuğu üç yolcunun valizinde yedi kilo eroin bulunmuştu. Ömer Demir de tutuklanmıştı.
VIP salonunda eroinle yakalanan Gülsen İçöz gözaltında bulundurulduğu otelden sırra kadem basmıştı. İçöz ortalardan kaybolmadan önce verdiği ifadede, 'Eroini Meryem Hüseyin adlı bir kadından aldığını, malı almak için Meryem Hüseyin'in kaldığı otele milletvekili Ömer Demir'le birlikte gittiğini, eroinleri bagajlara saklamak için Demir'in kendisine yardımcı olduğunu ve akıl verdiğini' söylemişti.
Gülsen İçöz kaybolunca, başsavcı 'takipsizlik' istedi, mahkeme de buna uydu ve böylece Ömer Demir serbest kaldı. Kimse de bu dosyayı yeniden açmadı.
Kutlu Adalı'nın ölümü de Gülsen İçöz'ün kaçırılması kadar karanlık bir olay. O suikast de hala aydınlatılmayı beklemekte.
Kırk bine yakın silahlı gücün bulunduğu hap kadar bir adada bunların olması normal sayılabilir mi? Sayılamayacağı için biz KKTC'ye ‘Korsan Ada’ adını takmıştık.
“Türkiye’nin dışında Türkiye’nin partisi” olunca bunları savunacak mıyız?
xxxxxxx
KKTC’de bir gazeteci, Kutlu Adalı öldürüldü.
Sedat Peker, tam da bu korkunç olayın göbeğinde yer alan biri olarak dehşet verici itiraflarda bulundu.
Kan donduran itirafları dinledik ama ses çıkarmadık.
Bir cinayetin iç yüzünü öğrendiğimiz halde sesimizi çıkarmamak, bu cinayetin “sessiz” suç ortağı haline gelmek, bizi “Türkiye’nin partisi” mi yapıyor?
Cinayetlerin rahatça işlenmesine sessiz kalmanın, Türkiye’ye ve bu ülkede yaşayan insanlara nasıl bir faydası var?
xxxxxxx
Uyuşturucu kaçakçılığının, cinayetlerin, her türlü karanlık faaliyetin örtüsü “milliyetçilik” olamaz.
Bize dayatılan paradigmaların ezberlerini tekrarlamak yerine, “evrensel hukuk” parolasıyla demokratik cumhuriyeti samimiyetle hedeflemek gerçek vatanseverliktir.
Dünyanın neresinde olursanız olun, kim olursanız olun “vatanınızı ve dünyanızı” seviyorsanız hukuku savunmak zorundasınız.
Hukuka karşı çıkarak hiçbir toplumu savunamazsınız… Sadece hukuksuzluktan çıkar sağlayanların “göz yumanı” olursunuz.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025