Mehmet ALTAN

Mehmet ALTAN
Mehmet ALTAN
Tüm Yazıları
Alev rengi hüznüyle sonbahar…
25.09.2025
241
Olağanüstü karanlık bir dönemin olağanüstü şahidi olan ve hukuksal zulme karşı yüksek ve özverili bir çaba harcayan P24’e çok teşekkür ediyorum. Basın Tarihi ve Silivri Notları o döneme tanıklığımı oluşturdu. P24 Blog kapanıyor. Ama Basın Tarihi devam edecek

P24’te haftalık ilk “Basın Tarihi” yazım 2 Ağustos 2016 tarihinde yayımlanmış. Her hafta düzenli bir yazı yayımlamışım. Ancak bu gayret altı hafta kadar sürebilmiş. Ali Suavi’nin yaşam öyküsünü anlattığım “Saray Gazetecileri ve Saray Muhalifleri” başlıklı yazımın yayınlandığı tarih 6 Eylül 2016.

10 Eylül’de ise gözaltına alınıp, 22 Eylül’de tutuklanmışım.

Basın tarihi yazayım derken kendim de basına karşı hiç değişmeyen zulümler tarihinin bir parçası olmuşum.

Hapiste kaldığım 21 ay boyunca P24’ün eşsiz bir dayanışma ruhu ve çok sıcak bir dostlukla yayınladığı savunma, hapishane notları ve eski Eylül yazıları gibi bazı istisnalar dışında “Basın Tarihi” köşesi boş, beyaz ve sessiz kalmış.

***

Tahliye olduktan hemen sonra 1 Ağustos 2018’te kaldığım yerden Basın Tarihi yazılarıma, Ali Suavi’nin garip ve trajik macerasına, daha kırkına bile gelmeden yaşamını çılgınca yitirdiği 20 Mayıs 1878 yılına geri dönerek devam etmişim.

“Yüksek Güvenlikli Hapishane Notları” başlığıyla kitaplaştırmak istediğim Silivri Notlarını da Basın Tarihi ile saç örgüsü haline getirerek yazmışım.

***

Şimdi, Basın Tarihi şimdi 2013 yıllarında geziniyor.

Çözüm Süreci ile bugün yaşananların ne kadar benzeştiğini görmemize yarayan bir çaba içinde.

Ve Türkiye’nin nasıl kendi izine düşerek kaybolmuş bir ülke olduğunu da en iyi anlatan belge basın tarihi galiba.

Türkiye’de zaman durmuş gibi…

***

Türkiye’de zaman dursa da hayat devam ediyor, Eylül’ler gelip geçiyor.

P24 Arşivini tararken, “2016 eylülünden beri özgürlüğünden mahrum olan Mehmet Altan her eylülde bir ‘hoş geldin sonbahar’ yazısı yazardı.

Bu yazı 2013’ten…” spotuna rastladım.

Güller ve hanımelleri ile donanmış bahçeler, hepsinin birbirine benzediği açık mutfak pencerelerinden ortalığa yayılan kızartma kokuları, günün kararmaya başlamasına rağmen eve girmemekte direnen inatçı çocukların sesleri.

Yaz gerilerde kalmaya başladı.”

***

Son Eylül yazısını ise geçen yıl yazmışım:

“Fransız şarkılarının büyük söz yazarı Guy Béart 2015 yılında öldü.

Anma töreninde Saint-Germain-des-Prés’in ilham perisi Juliette Gréco o ünlü siyah giysileri içinde, kendisine yazdığı bir kült şarkıyı okudu.

‘İl n’y a plus  d’apres…’

Şarkı, Paris’te varoluşçuluğun dört başı mamur bir şekilde yaşandığı Saint Germain des Pres’de ‘sonrası olmayan bir an’ı anlatıyor…

Sadece bir an…

‘Sadece bir hayat’ da diyebiliriz biz… Sadece bir hayat… Milyarlarca insanın içinde aktığı bir zamanda geçirdiğimiz sadece bir hayat…

Güzel Eylülleri, insanlığın korkunç suçları ve acıları olan bir hayat.

Juliette Greco da Eylül 2020’de öldü.

***

Palamut, lüfer, üzüm, bağbozumu…

‘Alev rengi hüznüyle sonbahar…’

Öncesi yok, sonrası yok…

Dünü yok, yarını yok…”

***

Bunlar, neredeyse on yıla yaklaşan Basın Tarihi hikâyesinin benim için önemli olan anıları…

Şimdi gene Eylül’deyiz…

Ve bu buradaki son yazı.

Çünkü 5 Eylül sabahı vefakâr ve kadim dostumuz Mehtap Gürbüz’den “P24 Ailesi” adına bir elektronik mesaj aldım:

“Bu satırları yazmak bizim için gerçekten çok zor.

Uzun zamandır katkılarınızla Türkiye’nin hatırı sayılır gazetecilik mecralarından biri haline getirdiğiniz P24 Blog’un, Eylül ayı sonunda kapanacağını üzülerek bildirmek zorundayız.”

Olağanüstü karanlık bir dönemin olağanüstü şahidi olan ve hukuksal zulme karşı yüksek ve özverili bir çaba harcayan P24’e çok teşekkür ediyorum.

Basın Tarihi ve Silivri Notları o döneme tanıklığımı oluşturdu.

***

P24 Blog kapanıyor.

Ama Basın Tarihi devam edecek.

Nerede mi?

O da minik bir sürpriz olsun.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar