Mehmet ALTAN
154 yabancı dergi ve gazeteyi izleyen Abdülhamid’in dış basına karşı geliştirdiği mükemmel bir sansür mekanizması vardı
Bir yandan basın tarihi yazma çabası içindeyken, diğer yandan da ikide bir, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu saptaması ile söylersek, “iki yazı ve yoruma” ağırlaştırılmış müebbet alıp duran bir sanıksanız, hikâye ettiğiniz dönem de Abdülhamid’in istibdat rejimi ise kendinizi Kafka’ya özenen postmodern bir yazarın yazdığı ürkütücü bir komedinin kahramanı gibi hissediyorsunuz…
Haftada bir yazılan basın tarihi yazıları için en ücra ve kuytu köşeleriyle Osmanlı ve Abdülhamid dönemlerinde eski tarih sahnesindesiniz, farklı zaman aralıklarıyla da bazen Silivri’de, bazen Çağlayan’da, bazen de İstanbul Bölge Mahkemesi için Kartal Maltepe’de, iç içe geçmiş çemberler gibi.
Basın tarihi yazarken, yaşadığın zulümler nedeniyle de basın tarihinin parçası hâline gelmek… Bir sahnede Abdülhamid dönemindeyim, bir sahnede 2018 Türkiye’sinde…
***
Dönemler arasındaki benzerliklerden biri de tepeden tırnağa bir dış basın nefreti.
İçerde Osmanlı matbuatı baskı ve sansürle iyice susturulmuş ama lanet olası dış basın yazmaya devam ediyor, asap bozuyordu.
Abdülhamid bir yandan dış basını yasaklıyor, hiç haz etmiyor, diğer yandan da kurt gibi bunların izini sürüyor, her gün okumayı asla ihmal etmiyordu.
Tarihçiler Yıldız Sarayı’na gelen gazete ve dergi sayısını 154 olarak belirtiyor. Bunlar başta önemliler olmak üzere Abdülhamid’e özet olarak arz ediliyordu.
***
154 yabancı dergi ve gazeteyi izleyen Abdülhamid’in dış basına karşı geliştirdiği mükemmel bir sansür mekanizması vardı.
Yabancı ülkelerde çıkan gazetelerin Türkiye’ye sokulması tabii ki yasaktı.
Bunlar “evrak-ı fesadiye”, bugünün değişiyle sorun çıkaran neşriyat sayılıyordu.
Ama tebaa için yasak olan yabancılar için yasak değildi, nasıl Vikipedi içerde yasak dışarda serbestse onun gibi bir durum.
Yabancıların kendi iletişim sistemi, kısacası postaneleri vardı. Yasaksız, baskısız, sansürsüz işliyordu. Yabancı gazeteler de bu kanaldan geliyordu.
Ayrıca buralarda sadece yabancılara ait kulüpler vardı. Oralarda da tabii ki yabancı basın rahatlıkla izleniyor, yorumlanıyor, konuşuluyordu.
Hafiyeler buralarda sotaya yatmışlar, haberlerin dışarıya sızmasına, özgürlüklerin tebaaya bulaşmasına barikat kuruyorlardı.
***
Yabancı gazete ve dergileri ancak İstanbul’daki yabancılar okuyabildikleri için bu gazeteleri Türklere vermemeleri yolunda sıkı tedbirler alınıyor, parmak ısırtan jurnaller yazılıyordu. Ama yabancılar hakkındaki bu jurnaller pek bir işe yaramıyordu.
Ama jurnal tebaadan biri için yazılmışsa onun yaşamı kararıyordu. Saraya verilen jurnaller üzerine sık sık baskınlar düzenleniyor ve evinde yabancı gazete ve sakıncalı kitap bulunanlar yakalanıp zindana veya sürgüne gönderiliyordu. Toplumsal kromozomlarımıza bakarsanız oralarda bunlar var.
***
Bu konularda farklı ve çeşitli kaynaklardan geniş ve kalıcı bir araştırma yapan Hıfzı Topuz şunları yazıyor:
“Abdülhamid zamanında Yıldız Sarayı’nda Mabeyn başkâtibi olan Tahsin Paşa Sultan’ın dış basına verdiği önemi şöyle belirtmektedir:
‘Sultan Hamid basına çok önem verirdi. Dış basını yakından izletir, bunların yayınlarına cevap verirdi. Yabancı gazeteler içinde en çok önem verdiği şunlardı: Times, Temps, Kölnische Zeitung, Tribuna ve Standart. Bu gazetelerin siyasal makale ve yorumları günü gününe Türkçeye çevrilir ve Padişah’a sunulurdu. Bunların içinde düzeltilmesi gereken yazılara Yabancı Basın Müdürü, Saray mütercimleri ve bazı ünlü yazarların aracılığı ile cevaplar hazırlatır ve bunları yayınlatırdı.’
Yabancı ülkelerdeki elçiler de ayrıca dış basında çıkan Türkiye ile ilgili yazıları telgrafla Saray’a bildiriyorlardı. Böyle bir telgraf alındığı zaman Saray bu gazetelerin Türkiye’ye girmemesi için özel tedbirler alıyordu. Bunun da çeşitli örneklerini görüyoruz:
- 1890 yılında Paris Illustré dergisinde İstanbul’da bir gizli anlaşmanın yapıldığını bildiren bir yazı çıktığı için derginin toplattırılmasına karar verilmiş ve Beyoğlu kitapçılarında yapılan araştırmalarda Paris Illustré’nin 36 sayısı ele geçirilmiştir. Bundan böyle yine bu çeşit zararlı gazeteleri getirecek olurlarsa kitapçı Vafyades, Gristo Doloti ve Avadis hakkında kovuşturma yapılacaktır.
- Sadrazam Cevat Paşa 28 Ekim 1891’de Saray’a yolladığı bir tezkere ile Paris’te çıkan Petit Journal gazetesinin yabancı postanelerle Türkiye’ye sokulup Beyoğlu’nda satıldığını belirtmekte ve bunu önlemesini istemektedir.
- Cevat Paşa 26 Şubat 1894 tarihli bir tezkere ile de 14 Şubat tarihli İspanyol
gazetelerinin Türkiye’ye sokulmamasını istemiştir. Bu gazetelerde Yozgat’ta Ermenilerle Türkler arasında çıkan olaylarla ilgili haberler olduğu öğrenilmiştir.
- 18 Aralık 1894’te yine Cevat Paşa’nın yazdığı bir tezkerede Black and White ve Illustrated London News dergilerinin yasak edilmesi istenmiştir. Bu dergilerde de o sıralarda Fransız Millet Meclisi’nde çıkan bir olayla ilgili yazı ve resimler ve özgürlük üzerine söylenmiş sözler vardır. Bunların Türkiye’ye sokulması sakıncalı görülmüştür.”
***
Özetle bugünü anlamak mı istiyorsunuz düne bakın, toplumun zihnine takılan kelepçenin ilk halkasını orada göreceksiniz.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025
11.07.2025
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025