Mehmet ALTAN
Aslında 15 gün sonra tam bir yıl olmuş olacak…
Ama ben bir yılın dolmasını bekleyemedim…
Geçen sene 28 Şubat’ta 51 Nobel’li aydın bir açık mektup yayınladı.(https://t24.com.tr/k24/yazi/nobellilerden-cumhurbaskani-erdogana-mektup,1627)
O mektup yayınlandığında Silivri’deydim…
Halbuki…
Mektup yayınlandığı sırada 26 Ağır Ceza Mahkemesi’nin “ağırlaştırılmış müebbet” verdiği dosyanın en son halini Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu çoktan incelemiş ve “gözaltına bile alınamayacağıma” karar vermişti. Beni gözaltına alanlar, tutuklayanlar, hapiste yatıranlar, mahkûm edenler Anayasa’yı üç kez ihlal etmişti.
26. ve 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dört üyesi bu karara rağmen Anayasa’nın 153. Maddesini açıkça ihlal ederek beni içerde tutmaya devam etti.
Dört buçuk ay da Anayasa’ya aykırı biçimde hapiste kaldım…
Neyse, şimdi konumuz o değil.
***
Çok çeşitli dallarda Nobel almış altın beyinli insanların mektubunu yok sayma ve üzerini örtme çabasını bir yıl sonra kekremsi bir tat ile anımsıyorum…
Mektubu imzalayanlar arasında başta 2017 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Kazuo Ishiguro olmak üzere sekiz Nobel Edebiyat Ödülü sahibi, 11 Nobel Fizik Ödülü sahibi, 14 Nobel Kimya Ödülü sahibi, 13 Nobel Tıp Ödülü sahibi ve beş Nobel Ekonomi Ödülü sahibi bulunuyordu.
Ishiguro’nun yanı sıra, Tek Bacaklı Yolcu ve Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım gibi romanlarıyla tanınan Romanya doğumlu Alman yazar Herta Müller, Michael Haneke tarafından beyazperdeye aktarılarak Cannes’da Jüri Büyük Ödülü’nü alan Piyanist romanının yazarı Avusturyalı Elfriede Jelinek, İkinci El Zaman, Kadın Yok Savaşın Yüzünde ve Çinko Çocuklar kitaplarıyla Türkçede de okurla buluşan Belaruslu gazeteci yazar Svetlana Aleksiyeviç, Latin Amerika’nın yetiştirdiği en büyük romancı ve denemeciler arasında gösterilen Perulu Mario Vargas Llosa ve iki kere Man Booker Ödülü’ne de değer görülen Güney Afrikalı yazar J. M. Coetzee de mektuba imza attı.
Ayrıca, Amerikalı saygın ekonomist Joseph Stiglitz, dünyanın yaşayan en önemli kimyagerlerinden biri olarak görülen Elias J. Corey, fotosentezle ilgili önemli keşiflerde bulunan kimyager Robert Huber ve Harmurt Michel, genetik alanında çığır açıcı çalışmalara imza atan biyolog Andrew Fire ve bilinen en ince, hafif ve sağlam malzeme olan grafenin mucidi fizikçi Andre Geim de mektubun imzacılarındandı.
Türkiye’deki bir avuç insan dışındakiler bu gelişmeyi görmezden geldi.
Çok hazin bulmuştum bu biçâre körlüğü. O nedenle birinci yılında basın tarihi çerçevesinde bu konuya geri döndüm.
***
Türkiye’nin 51 Nobel’i olsaydı…
Ama yoktu.
Neden yoktu, çünkü evrensellikten uzaklaşmanın marifet sayıldığı ve bu akıl dışı garipliklerin ödüllendirildiği bir toplum yaratıcılıkların önünü açamıyordu.
Şark kurnazlığıyla kendi çıkarına uymayan çok önemli gelişmeleri bile yok saymakla kalmayıp dünyadan kopuk bir mezra fukaralığına kendini mahkûm ediyordu.
Onca zamandır yazmaya çalıştığım basın tarihi de bunu köküne kadar ispatlıyordu…
Mesela istisnasız tüm dünya basınının büyük bir ilgi gösterdiği bu tarihsel olayı, beyinsel garibanlık örneği sergileyen biri Nobelli insanları “Nobel’cikler” diye aşağılamaya kalkışıyordu.
Böyle bir ülkenin iki Nobel’i olması bile büyük başarı diye düşünmüştüm..
Silivri’den bakıldığında çok hazin görünen böylesi acıklı tabloları şimdi daha fazla hatırlıyorum…
51 Nobel’linin bir araya gelip bir açık mektup yazmalarının değerinin bilincini kendi kişisel tarihim açısından not düşmek istediğim için, yaşamda pek az nasip olacak bir kıvancı birinci yılında anımsamak ve anımsatmak istedim…
***
Nobel’li 51 dünya vatandaşının mektubunun bir bölümü şöyleydi:
“İfade özgürlüğü alanında dünyanın önde gelen otoritelerine göre, ülkenizde, yazarlar ve düşünürler sadece evrensel bir hak olan ifade özgürlüğü hakkını kullandıkları için, haksız bir şekilde tutuklanıyor ve mahkûm ediliyorlar.
Bu durumun Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarına ve vatandaşlarının onur ve refahına verdiği zarara dikkatinizi çekmek isteriz.
Dönemin Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muižnieks tarafından kaleme alınan Türkiye’de İfade Özgürlüğü Memorandumu (2017) şu konuda uyarıda bulunmuştu:
‘Yargı kurumunun, gazeteciler, milletvekilleri, akademisyenler ve sıradan vatandaşların da dâhil olduğu toplumun geniş bir kesimine yönelik gitgide artan tacizleri ve hükümetin çoğulculuğu yok eden ve otosansürü çoğaltan eylemleri sebebiyle, Türkiye’deki demokratik tartışma zemini endişe verici bir biçimde daralmıştır. Her ne kadar bu kötüye gidiş, oldukça zor bir bağlamın sonucu olarak ortaya çıkmış olsa da, ne darbe girişimi, ne de Türkiye’nin karşı karşıya olduğu diğer terör tehditleri basın özgürlüğünü ve hukukun üstünlüğünü bu denli yok sayan tedbirlere gerekçe oluşturabilir. Yetkililer, ceza mevzuatını ve uygulamasını gözden geçirmek, yargı bağımsızlığını yeniden tesis etmek ve ifade özgürlüğünü koruma yönünde yeniden kararlı bir tavır göstermek suretiyle acilen bu gidişatı değiştirmelidir.’
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri’nin endişesinin en açık örneği, gazeteci-yazar Ahmet Altan, ekonomi profesörü ve deneme yazarı kardeşi Mehmet Altan ile önde gelen bir gazeteci olan Nazlı Ilıcak’ın 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşanan gözaltı dalgasının bir parçası olarak tutuklanmalarıdır.
Bu yazarlar cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ile suçlandılar. Savcılar ilk önce onları bir televizyon tartışma programında darbe destekçilerine ‘sübliminal mesajlar’ vermekle suçlamak istediler. Ancak bunun kamuoyunda alay konusu olması üzerine suçlamayı ‘darbeyi çağrıştıran söylemlerde bulunmak’ ile değiştirdiler. Hattâ, Türkiye’nin resmî Anadolu Ajansı davayı ‘Darbe Çağrışımı Davası’ diye adlandırdı.
… Bu yazarların tümü meslekî kariyerleri boyunca her türlü darbe ve militarizme karşı tutum almışlardır, ancak buna rağmen silahlı bir terör örgütüne ve darbe girişimine yardım etmekle suçlanmışlardır.
Avrupa İnsan Hakları Komiseri, Altan kardeşlerin tutuklanmasını ve yargılanmasını daha geniş bir çerçevede, Türkiye’de hükümete yönelik muhalif tavır alan ya da eleştiride bulunanlara karşı uygulanan baskının bir parçası olarak görmüştür.
Bunun gibi tutuklamaların ve yargılamaların insan haklarını ihlal ettiği ve hukuk devletini zayıflattığı görüşünü dile getirmiştir.
Birleşmiş Milletler İfade Özgürlüğü Özel Raportörü David Kaye de bu görüşe katılıp, davaları ‘göstermelik yargılamalar’ olarak nitelemiştir.
Türkiye’nin Anayasa Mahkemesi de bu eleştiriye bizzat katılmıştır. Geçtiğimiz 11 Ocak’ta verdiği kararda, tutukluluk nedeniyle Mehmet Altan ve bir diğer gazeteci, Şahin Alpay’ın haklarının ihlal edildiğine ve tahliye edilmeleri gerektiğine hükmetmiştir. Ancak, birinci derece mahkemeler, üst mahkeme hüviyetindeki Anayasa Mahkemesi’nin kararını uygulamayı reddetmiş, bunun sonucunda da yargı, açıkça anayasayı ihlal etme suçunu işlemiştir. Bu gayrimeşru karar hükümet sözcüsü tarafından da desteklenmiştir.”
***
Yargı bağımsızlığı…
İfade özgürlüğü…
Keşke Türkiye bu ilkelerin yanında olabilse…
Ve dünyadaki Nobel’liler Türkiye’yi alkışlasa…
İnsanlar mağdur edilip yaşamları karartılmak istendiği için çağın en değerlileri çığlık atmak mecburiyetinde kalmasa…
***
Geçen 28 Şubat’ta 51 Nobel’li insan bir çığlık attı.
Siyaseten kör ve sağır olanlar duymazdan geldi…
Ama dünya bunu olması gereken şekilde duydu..
Ben Silivri’de Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun kararına rağmen zorla içerde tutuluyor ve 52 Nobel’linin bildirisi karşısındaki hazin gariplikleri üzülerek izliyordum.
Bu olayın etrafındaki tavırlar ve tutumlar da basın tarihinin bir parçası oldu.
Zaman geçtikçe hak ettiği şekilde değerlendirilecek olanlar.
Buna çok eminim.
Tarihin ve zamanın tartısı hiç şaşmaz çünkü….
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025
11.07.2025
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025