Mehmet ALTAN
Mayıs ayı da kayboldu, bilemediğimiz bir yerlere gidiverdi. Basın tarihinin Silivri bölümüne döndüm, iki yıl öncenin çok ağır aksak akan Nisan, Mayıs aylarının peşine takıldım.
Günlük yazdığım sayfanın tepesine iri harflerle tarihi kaydetmişim: 22 Nisan 2017. Yanına da “Silivri-Cumartesi” notunu eklemişim. Onun yanına da bir kutu açmışım, içinde "212. gün” yazıyor. 212 sayısını kâğıdın kıyısındaki hesaplamadan çıkarmışım: Eylül 8, Ekim 31, Kasım 30, Aralık 31, Ocak 31, Şubat 28, Mart 31 ve Nisan 22… Toplam 212 gün ediyor.
Aynı sayfada günlük dışında iki not daha var, ilki 21 Nisan başlığını taşıyor; “Fırtına Sitte-i Sevirin Başlangıcı” yazmışım, 6 gün sürecekmiş. Sayfanın altında da gene bir minik not var, Almanya’da “Uzay Çöplüğü Konferansı” varmış, belli ki ilgimi çekmiş.
***
Günlük şöyle :
“Hava güneşli ama serin. Birkaç gündür cıvıl cıvıl kuş sesleri var. Her bahar gelen göçmen kuşlar bunlar.
Gökyüzü ile aramızdaki tel örgüler üzerinde geziniyorlar. Bir kaç gün önce redingot giymiş gibi duran bir saksağan avlunun tam ortasındaki mazgalın üzerinde hızlıca şöyle bir dolaşıp gitti.
Avlunun ortasındaki o tahliye mazgalının üstünde kötü koku ve böcek tehlikesine karşın serdiğimiz siyah bir çöp poşeti var, iki ucunda da yarısı doldurulmuş iki tane beşer litrelik su şişesi…
Onların yanına kuşlardan umudu epeydir kestiğimiz için bir köşeye kaldırılmış olan kuş yemlerinden bir tabak koydum. Bir de plastik su şişesinin dibinden imal ettiğimiz bir su kabı. Ama henüz umutlarımızı ve beklentilerimizi yeşerten bir sonuç alamadık. Ancak umudumuz taze ve gür olarak devam ediyor.
Bu sabah, iddianamedeki yedi ayrı uyduruk ‘suç deliline’ karşı çalışma yaptım.
İki yazı, bir televizyon konuşması, bir vakıf ziyaretindeki konferans, 9 kişiyle yıllarca önce yapılmış birkaç telefon görüşmesi, seyahatlerden kalmış üçte biri olmayan bir dolar; bunlar üç müebbetlik darbecilik suçlamasının ‘kanıtları’…
Sanki suçlamanın hedefi ben değilmişim gibi hayret dolu bir mesafelilik hissederek çalıştım, sonra da iddianameyi bir yana koydum.
Diyanet Vakfı Takvimi sayesinde ‘beton çiftçiliğim’ devam ediyor. Bu zamana kadar hiç duymadığım ‘fırtına’ adları duyuyorum, varlıklarından ilk kez haberdar oluyorum.
16 Nisan takviminde üç gün süreceği işaret edilen fırtınanın adı ‘Kuğu Fırtınası’ idi. Adına bayıldım.
21 Nisan’da altı gün süreceği belirtilenin adı ise Fırtına Sitte-i Severin. Demek ki takvimlerde yer alacak kadar eski ve köklü; böyle bir fırtına varmış.
Bu arada kitap yasağı biraz gevşedi. Özenli çevirileriyle Said Mahrane’in Paris’te FLN Militanıydı babam… 58 ya da 59 yılıydı ile Louis Gardel’in Cezayir Körfezi adlı kitablarını da bu sayede dikkat ve keyifle okudum.
Cezayir’deki olaylar da ne kadar çok bu coğrafyaya benziyor…
Babamın maddî güçlükleri aşmak için Fikret Obey takma adıyla çevirmek mecburiyetinde kaldığı Georges Simenon’un Oynayan Gölgeler isimli kitabının bu kez Çetin Altan çevirisi olarak Everest Yayınları tarafından yayımlanarak hapishaneye bana ulaşması da içimdeki duygu çıngıraklarını kuvvetlice çaldı.
Babamın bu çevirisi 10 Ocak ile 2 Mart 1971 tarihleri arasında Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilmişti.
1971 de çok belalı bir yıldı. Babam önce gözaltına alınacaktı, Anayasa’ya aykırı olarak Selimiye Kışlası’nda on beş gün manevî işkence görecek, sonra tutuklanıp Maltepe Askerî Cezaevi’ne götürülecek, salıverildikten kısa bir süre sonra da bir yazı bahane edilerek iki yıl boyunca Sağmalcılar Cezaevi’nde yatırılacaktı.
Türkiye kendi izine düşmüş talihsiz ve çaresiz bir çocuk gibi hep aynı yerlerde dolaşıyor.”
***
Yeni bir not için aradan bir hafta kayıp gitmiş…
Sayfanın üzerinde 29 Nisan 2017 yazıyor, yanında bu kez “219. Gün” notu. Altına çizgi çizip Silivri yazmışım.
“Bu sabah kuşlar şakıyor. Dikenli teller üzerinde kanatlarını çırpa çırpa şakımaları, bir yandan da gölgelerinin güneşin vurduğu duvara yansıması sabahın yeknesaklığını silmeye yönelik bir doğa hediyesi gibi.
Dün 28 Nisan Cuma günü iddianamenin 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ne tesliminin 15. günü idi. Kabul veya ret, ancak muhakkak bir karar verilmesi gerekiyordu. Ama ses soluk çıkmadı.
Bugün hafta sonu, sonucun ne olduğunu görmek için pazartesiyi beklemek gerekiyor.
Dün CHP heyeti burada idi, Fethiye Çetin’e hukuksal durumu anlattım.”
“Beton Çiftçisi” de 29 Nisan notlarında benimle berabermiş :
“26 Nisan Çarşamba - Fırtına Sitte-i Sevirin (Bitişi)
27 Nisan Perşembe - Arıların Oğul Verme Zamanı” diye yazmışım.
Son bir sayfaya daha rastladım. Kâğıdın üstünde “Nisan 2017 Belgesel Notları” ibaresi var.
“Roma’da otomobil yarışçısı, Venedik’te gondolcu, Sicilya’da dalgıç, Alplerde dağcı, Milano’da tasarımcı, Toscana’da şarapçı, Siena’da jokey olmayı düşleyerek zamanı eritmeye çalışıyordum.
Siena’da, Platza Del Campa’da Polio günü vardı, jokeyler o güne kadar hiç tanışmadıkları atlarla saniyelik bir yarışa katılıyor, yıldızlarının parlayıp parlamadığını sınıyorlardı.
Venedik Karnavalı Şubat’ta başlayıp bitmişti, 425 gondolcu yeniden nispeten daha sakin yaşamlarına geri dönmüştü.”
Hapishanedeki durgun yaşamın Nisan 2017 notları böyle bitiyordu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025