Mehmet Ocaktan
Osmanlı padişahlık sistemiyle yönetilen ama kurumsal derinliği olan ve güçlü olduğu dönemlerde çağdaşlarıyla karşılaştırıldığında da üstünlükleri olan büyük bir devlet. Dolayısıyla bugünkü Türkiye bütün eksikliklerine rağmen, Osmanlı gibi kadim bir devletin mirasına sahip.
Hemen belirtmek gerekiyor ki, Türkiye’nin bugünkü yeni sistem arayışlarını değerlendirirken Tanzimat’la birlikte Batı ekseninde başlayan yeni sistem oluşumunu dikkate almak zarureti bulunmaktadır. Mesela zaman zaman açılıp kapanmasına rağmen Meclis-i Mebusan’ın Tanzimat dönemindeki varlığı, aynı zamanda parlamenter sistemin ilk örneğini oluşturmaktadır.
Kısacası Türkiye Cumhuriyeti sıfırdan kurulmuş ve yeniden icat edilmiş bir ülke değildir. Kaldı ki zaten yeni bir icada da gerek yoktur, çünkü insanlığın ortak tecrübeleriyle oluşan demokratik sistem herkes için ortak bir modeldir. Bu çerçevede başkanlık sistemi de, parlamenter sistem de demokrasinin içinde vardır.
Hal böyleyken, bizim hangi saiklerle dünyada eşi benzeri bulunmayan böyle bir sistem arayışına girdiğimiz henüz bilinmemekle birlikte bu sistemin kimsenin derdine merhem olamayacağı en net haliyle ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Görüyoruz ki bizzat bu sistemi hazırlayanlar, hayata geçirenler de mutlu değiller. İlk günleri hatırlayalım; anayasa ve yönetim uzmanları “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adı verilen bu sistemin, Türkiye gibi önemli bir demokrasi tecrübesine sahip bir ülkede uygulanmasının mümkün olmadığı, eğer mutlaka değişecekse gerçek anlamda bir başkanlık sisteminin hazırlanması gerektiği yönünde ciddi uyarılar yapılmış ama bu eleştiriler dikkate alınmamıştı.
***
O günlerde deniyordu ki, “Yeni sistem gelecek koalisyonlar bitecek, Türk ekonomisi şaha kalkacak, herkes Türkiye’ye gıpta ile bakacak ve yabancı yatırımcılar gönül rahatlığı ile bize gelecek”, ama ne yazık ki öyle olmadı ekonominin hali ortada, yabancı yatırımcıların akını henüz başlamadı. En önemlisi de koalisyonları bile aratacak öyle bir ‘ittifak’ modeli ortaya çıktı ki, iktidar çevreleri bile “50+1 Türkiye’yi yorar” diyerek henüz bir yılını yeni doldurmuş bu sistemi eleştirmeye başladılar.
Bu eleştirileri değerlendiren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Bir yıl önce milletin onay verdiği şu andaki yönetim sistemini tekrar gündeme getirmek milleti yorar” ifadelerini kullandı ama aynı zamanda “İktidarı ve muhalefetiyle el ele vererek bir şey gerçekleştirilebilirse olabilir” diyerek bir bakıma değişime kapı aralamış oldu. Yani cumhurbaşkanı demek istiyor ki, muhalefet getirsin gereğini yapalım...
İşte 50+1’in bir yıllık hikayesi... İyi de şimdi kimsenin içine sinmeyen bu sistemi neden icat ettik ki... Galiba bu hikayenin özeti; kendim ettim kendim buldum...
Maalesef biz, demokrasinin hafızasında yeri olmayan, kimsenin hakkında hiçbir şey bilmediği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gibi afaki bir sistem icat ettik. Oysa demokratik dünyanın istikameti belliydi; ya Amerika’daki gibi kamil manada bir başkanlık sistemini, ya da eksiklikleri de olsa uygulayageldiğimiz parlamenter sistemi tercih edecektik. Parlamenter sistemden vazgeçtik, ama ABD’deki gibi güçlü bir ‘kuvvetler ayrılığı’ prensibine dayanan başkanlık sistemini değil, gücün tek elde toplandığı ‘kuvvetler birliği’ni içeren bir sistemi tercih ettik.
Ama kısa süre içindeki uygulamalar gösterdi ki, bu elbise bu bedene dar geliyor. Dünyanın sonuna kadar beklesek, bu sistemden demokrasi çıkmaz.
Şimdi yol yakınken ya yeniden parlamenter sisteme geri dönmek, ya da kuvvetler ayrılığının esas olduğu, gücün tek elde toplanmadığı adam gibi bir başkanlık sistemini tez elden inşa etmek gerekiyor. İktidar cenahından muhalefete kadar herkes biliyor ki öyle “yorulduk 40+1 yapalım”, olmadı biraz daha düşürelim gibi palyatif tedbirlerle bu sistem kaosundan kurtulamayız.
Yazarlar
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
4.08.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025