Mehmet TIRAŞ
Bizde ülke gündeminin arkasından koşana aşk olsun denecek türde bir süreç yaşıyoruz..
Erdoğan sadece Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik çalışmalar yapmıyor, birde seçim sistemini daha antidemokratik bir yöntemi hayata geçirmek için;dar ve daraltılmış seçim sistemini çıkartmanın telaşı ve çabası içinde görüyoruz.
Ülke Gündemi Cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlenmişken, Anayasa Mahkemesinin 52.yıl dönümünde AYM Başkanı Haşim Kılıç’ın Devlet erkanına demokratik ülkelerde yargı bağımsızlığı konusunda manifesto düzeyinde konuşmaları tam bir bomba etkisi yarattı.
AYM’in twittwe ve Yutob yasağını kaldırması,HSY’nın bazı maddelerinin anayasa aykırı olarak iptal etmesi Başbakanı ve onun havuz medyasını çileden çıkarttı.
Haşim Kılıç’ın mahalle değiştirdiğini, paralel devlete hizmet etiği gibi akıl almayacak yaftalamalara maruz kalması beklenen bir şey olması da doğal bir hal alırken,muhalefetliğe soyundu, muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı gibi senaryolarda yazılıp konuşulmaya başlandı,havuz medyasının yurttan sesler korsuna da fazla mesaiyi yapması için iş çıkmış oldu.
Demokrasi,hukuk devleti,medya ve düşünce özgürlüğünden yana olanlardan,AYM başkanına toplumun her kesiminden çok büyük destek geldi.
Ülke içinde AYM Başkanına özgürlükler babında ülke içinde destek gelirken, demokratik ülkelerden ve medyasından da çok büyük destekler gelmeye başladı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün resmi davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Alman Cumhurbaşkanı Joachim Gauck diplomasi teamüllerine uygun olmayan benzerine az rastlanan,seçimle iş başına gelen değil de, darbeyle ülke yönetimine el koyan diktatörlere karşı yapılan konuşmaları hatırlatan bir konuşmaydı ve ülke gündemine de cuk diye oturdu.
Ne diyor Alman Cumhurbaşkanı; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptığı basın toplantısında; satır başlarıyla hatırlatalım hem de yenilir yutulur bir cinsten değil,Alman Cumhurbaşkanın konuşmaları demokrasiden nasibinin almamışlara saç başa yolduran türdendi:
“Hükümet twetter ve Yutobu niye yasaklar anlamış değilim”
“Türkiye’de fikir ve basın özgürlüğünün kısıtlandığını söyleyen Cumhurbaşkanı,bu gelişmeler beni korkutuyor”
ODTÜ’de konuşması ise tam bir ders niteliğinde,ODTÜ’lü öğrencilerine,Yerleşkenizin açık ve liberal görüşlerin yeri olduğunu duydum,diye seslenen Gauck,özetle MİT yasasından Gezi direnişine,medya özgürlüğü ve sosyal medyaya getirilen yasaklar ve Yargı bağımsızlığına kadar kapsamlı bir konuşma yaptığını yandaş medyanın dışında televizyon kanallarının birinci haberi olarak verirken;yandaş medya belki Alman Cumhurbaşkanını da paralele devletin Almanya temsilcisi olarak yorumlarlarsa şaşırmamalıyız.
Ne diyor Gauck:
“Anayasa Mahkemesi Başkanı neden bu kadar eleştirel konuştu?Hükümet,çok önemli bir seçim zaferiyle bu kadar büyük bir güce sahipken neden yargıya müdahale etmesi? Bu gerçekten demokrasiyi güçlendirecek mi?”
“Kuvvetler ayrılığına saygı,Almanya kuvvetler ayrımına saygı duymaktadır.Demokrasinin sağladığı kazanımı yaşama tecrübesinin etkisiyle herhangi bir yerde hukuk devletini ve bir çok ülkede denemiş olan kuvvetler ayrımını kısıtlama eğilimini gördüğüm zaman bunu özel bir kaygı duyarak izlerim.Hükümet kararları kendi lehine etkilemeye veya hoşnut olmayacağı kararlardan kaçınmaya çalışırsa yargı bağımsızlığı hala güvence altında olur mu diye soruyorum?Beni lütfen yanlış anlamayın.İfade ettiklerim içişlerinize müdahale değil,eşit düzeyde paylaşım arzusu.Söylediklerim totaliter bir devlette uzun yıllar edinmiş olduğum deneyimlerim sonucunda demokrasinin savunucusu bir vatandaşın duyduğu kaygılar.”
“ Bir demokrat olarak, kendi ülkem olmasa da ne zaman hukuk devletinin tehlike altında olduğunu görsem o zaman sesimim yükseltirim.Sesim insanlar içindir;onurları,özgürlükleri ve fiziksel dokunulmazlıkları içindir.
Guauck,AKP’nin yaptığı demokratik adımları da teslim ediyor,askeri vesayeti etkisiz hale getirmesinden, Kürtlerle kurduğu diyalog ,barış süreci ve Ermeniler için taziye mesajı ve tabuların yıkılmasına kadar değiniyor.
“MİT’le ilgili son zamanlarda bir çok kişinin demokrasiye tehdit oluşturduğu şeklinde algıladığı bir yönetim üslubundan ötürü hayal kırıklığını da,duyuyoruz”
“İtiraf ediyorum bu gelişmeler beni korkutuyor.Özellikle de fikir ve basın özgürlüğü kısıtlandığı için.İnternet ve sosyal iletişim ağlarına erişimin kısıtlandığını;eleştirel ağlarına erişimin kısıtlandığını,eleştirel bakış açısına sahip gazetecilerin işten çıkarıldığını hatta yargılandığını,gazetelere yayın yasağının getirildiğini ve yayıncıların hukuki baskı altına alındıkları zamanı yaşıyoruz.Oysaki kapsamlı şekilde bilgilendirilmek özgür ve demokratik toplumun iki ana şartıdır.Ancak bu sayede çarpık gelişmeler aydınlatılabilir ve hükümetin eylemleri kontrol edilebilir.”
“Protesto uyarıcı bir sinyaldir.Vatandaşların kendilerini birer emir kulu olarak algılamamaları ülke refahına hizmet eder.”
“Demokrasi ötekine saygı gerektirir.Kimsenin hayat tarzına zorla müdahale edilemez.Kimsenin dinin kamusal alana da uygulanmasını ve uygulanmasına engel olunmaz.Almanya da bu saygıyı öğrenmek zorunda.Demokrasinin diyaloga ihtiyacı vardır.Kamuoyunda kullanılan dilin zehirlenmesi ve düşman imajının yaratılması toplumsal alana zarar verir.”
Paralel devlet diye tutturanların,tek adamlığa ve otoriter bir sisteme özenenlerin dışında,Alman Cumhurbaşkanının bu tespitlerine ve önerilerinin altına kim imza atmaz?
Görüldüğü gibi Alman Cumhurbaşkanının 1 Mayıs’ın kutlanmasının Taksimde yasaklanmasının arifesinde, önceden hazırlanmış bir konuşma metniyle Türkiye kamuoyunun önüne çıkması ve verdiği özgürlükçü mesajları, kimsenin sandıktan çıktım bu da kim oluyor,diye burun kıvırma lüksü yoktur.
Gauck’in konuşmalarından çıkartılacak ve alınacak çok ders var;Erdoğan’ın AB’liğinden uzaklaşmasının nedeni şimdi daha iyi anlaşılmıyor mu?
Eğer Türkiye Bir AB üyesi olmuş olsaydı,Bütçeyi Bürüksel onaylayacak ve denetleyecekti; yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun önünü keserek ve yargıya darbe yaparak,yargıyı yürütmeye bağlayarak yolsuzluk ve rüşvetin üstünün kapatılmasına kim cesaret edebilirdi?
Gauck’ın konuşmalarının altını kalın ve kırmızı kalemle çizmemiz gerekiyor ”İnsan Hakları” artık bu çağda hiçbir ülkenin içişleri sorunu değildir.
Küresel bir çağda temel hak ve özgürlükleri boğanların,ülkede huzur sağlamaları ve huzurlu olmaları imkansızdır.
Gauck’ın, konuşmaları bir demokrasi dersi niteliğinde resital değil mi?
Not:Dostum Mehmet Altan’ın T24 sitesinde “İkinci Cumhuriyet :Mecburi İstikamet” başlığında dört yazı dizisi halinde yayınlanacak, ilki 29 Nisan 2014 tarihinde yayınlandı..Evrensel hukuktan ve özgürlüklerden yana olanların yaşanan ve yaşatılan süreci okumaları açısından hararetle öneririm.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
23.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025