Melih ALTINOK
Hangisi daha Muhtemel: Mavi gözlü annenin kızının mavi gözlü olması mı yoksa mavi gözlü kızın annesinin mavi gözlü olması mı?
Sigara içmek akciğer kanseri riskini on, ölümcül kalp hastalığı riskini ise iki kat arttırıyorsa, akciğer kanserinden ölen tiryakilerin sayısı kalp hastalığı sonucu ölen tiryakilerden daha mı çok?
Bir işi iyi yaptıkları için insanları ödüllendirmek faydalı mı?
Dönme dolaba binmek mi yoksa bisiklet sürmek mi daha tehlikeli?
Bir psikoloji deneyi için, birine öldürücü şoklar vermeyi kabul eder miydiniz?
Ortalama bir sürücü müsünüz?
...
Gerildiniz değil mi? Tamam bitti sakin olun. Kenan Işık’ın mevzudan haberi bile yok, ödül bir milyon falan da değil. Hafif hafif vites küçültün lütfen. Cevaplarınızı da bir kenara bırakın.
“Niye çamura yatıyorsun, hepsini bildim, hatta Kutsal bilgi kaynağı Google’dan da doğruladım” mı diyorsunuz. O halde bu soruları “İrrasyonel” isimli kitabından aldığım Stuart Sutherland’ın size bir çift lafı var:
“Bu sorulara verdiğiniz yanıtlardan bazıları muhtemelen irrasyonel. Dahası tüm bu soruları yanıtladıysanız kesinlikle irrasyonelsiniz, çünkü kimisinde yanıt vermeye yetecek kadar bilgi yok. [İşte bu] mutlaka bir yargıya varma ihtiyacı da irrasyonelliğin en sık rastlanan nedenlerinden biri.”
Evet, Sutherland’a kulak verelim biraz.
Bize yalan söylediler...
Yo, ne kitabın sonunda insana “Hani akıl çağındaydık, nur topu gibi rasyonel bir hayatımız olacaktı” dedirten yazarımızın ne de benim derdim, bir agnostisizm (bilinmezcilik) güzellemesi yapmak.
Ama Oscar Wilde’a “Aptallıktan başka günah yoktur” dedirten ve bizleri aşırı gergin, sinirli ve kontrollü yapan rasyonalist paradigmanın yükünden pekâlâ sıyrılabileceğimizi hatırlamamız lazım.
Zira Aristoteles’in söylediği, batılıların ve “araftaki” halklara mensup biz Homerlerin “pek bi” çabuk kabul ettiği gibi, irrasyonel davranışlar bir istisna falan değil. Tam aksine rasyonel “davranışlar”, ancak bilgisayarlara ve yağları, suları bitmediği sürece mekanik aygıtlara özgü bir istisna.
Muhtemelen hatalarınız, suçlarınız “intihar etmeniz” için hafızanızın dehlizlerine postalandı ama tüm hayatınızı bir düşünün. Bugün geldiğiniz nokta yıllar önceki planlarınıza ne kadar uygun? Ve geldiğiniz yer hakikaten rasyonel tercihlerinizin, iradenizin kemiksiz bir sonucu mu? Neyi ne kadar kontrol edebildiniz?
Peki, hayat bizlere böyle bir sorumluluk yükleyecek kadar zalim değilken, bizlerin kendimize ve başkalarına karşı bu denli acımasız olmamızın anlamı var mı?
Bir olaya etkiyen sonsuz parametre varken, çok ama çok sınırlı olduğu halde “orantısız” güvendiğimiz algılarımızın rehberliğiyle vardığımız sonuçları bayrak haline getirmek komik değil mi? Dahası sadece irrasyonel tercihimiz sonucunda yücelttiğimiz bu sancağa omuz vermekten imtina edenleri yermek, onlara düşmanlık etmek, saldırmak zavallılıktan ya da acizlikten başka bir şey mi?
Çevremize, kendimize bakalım. Hangimiz “orantısız zekâmızla,” farkındalığımızla övünmüyoruz?
Belki aramızda, bu güzel Pazar sabahı bunları okumadan internete girenler vardı. Twitter’larını, facebook’larını açtılar. Ve muhtemelen de dostlarına sıcacık bir günaydın demek yerine, “irrasyonellik” sonucu saydıkları “farklılıklara” gözlerini diktiler. Öncesi, sonrası, gelişimi, nedenleri hakkında elbette fikir sahibi olamayacakları 140 karakterlik önermelere, belki de hiç tanımadıkları insanlara kitlenip, estiler, gürlediler, hatta kin kustular...
Sakin...
En azından bir dahaki seans öncesi, şu son sorumuza da tüm rasyonelliğinizle cevap verecek kadar bir mola istiyorum sizden. Sonra yine devam edeceğiz nasılsa.
Huxley’in “hemen kabul ederdim” dediği “Yüce bir güç, bir tür saate dönmem ve her sabah yataktan çıkmadan önce kurulmam şartıyla, daima doğru düşünmemi ve doğru davranmamı sağlayacak olsaydı...” sorusuna siz ne cevap verirdiniz?
Ben “hemen” insan kalmayı tercih ederdim; ona uğraşıyorum da son zamanlarda.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları





































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019