Melih ALTINOK
Cuma günü bu sütunda muhalefete çizilen yeni seçim stratejisinden bahsetmiş ve seçim barajına odaklanıldığını söylemiştim. Hatta bu proje doğrultusunda, bazı yazarların işi tehdit boyutuna vardırdığını, “baraj düşmezse seçim sonrası ülke karışır” dediklerini aktarmıştım.
Henüz iki gün geçmeden ilk ciddi girişim geldi. Muharrem Sarıkaya, pazar günü Habertürk’teki köşesinde, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a barajın düşürülmesi yönündeki başvuruyu sordu.
Kılıç bu soruyu “Raportör arkadaşlar çalışmalarını tamamladı, raporda önemli tartışmalar var. Konu hassas olduğu için ‘bireysel’de değil de ‘genel kurul’da görüşüp 2-3 hafta içinde karara bağlayacağız” yanıtını verdi.
Ancak asıl tartışma oluşturan, Sarıkaya’nın Kılıç’a yönelttiği “Anayasa Mahkemesi kararları, Anayasa’nın ‘Seçim Kanunu’nda yapılacak değişiklikler bir yıl içinde yapılacak seçimde uygulanmaz’ hükmüne tabi mi?” sorusuna verdiği cevaptı:
“Hayır tabi değil, anında uygulanır. Hak ihlali kararı hemen ortadan kaldırılması içindir!”
Hadi, bu tür değişiklilerin bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmayacağı herkesçe bilinmesine karşın, Sarıkaya’nın ısrarını gazetecilik acarlığına verelim. Peki Kılıç’ın kesin bir dille “değişiklik 2015 seçimlerinde uygulanır” demesinin anlamı ne olabilirdi?
Öyle ya Kılıç’ın formasyonu iktisadi ve ticari bilimler olabilir ama Ankara’da hakimler var. Ve neredeyse tamamının görüşü değişikliğin 2015 seçimlerini etkilemeyeceği yönünde.
Ergun Özbudun’a kulak verelim: “AYM barajı kaldıramaz. AYM'nin ihlal tespit yetkisi var ama kanun iptal yetkisi yok. Seçim kanunu ortada olduğu sürece ihlal tespiti yapılsa bile bu, uygulamada sonuç doğurmaz. Seçim barajı kendiliğinden ortadan kalkmaz, seçim barajı ile ilgili meseleyi çözmesi gereken, Anayasa Mahkemesi değil, siyaset kurumu, yani Meclis'tir.”
Temsilde adalet değil istikrarda zafiyet
Tartışmanın büyümesi üzerine AYM dün bir açıklama yaptı. Mahkeme, AYM Başkanı Haşim Kılıç'ın açıklamalarının "çarpıtıldığını ve yanlış yorumlandığını” belirterek, “yorumlar gazeteciye aittir” dedi.
Resmî açıklamalarda, yalanlamalarda ve savunmalarda ne söylenirse söylensin kamuoyu olan bitenin farkında.
2014’teki seçimlere ayarlı Gezi ve 17-25 hukuk darbesi girişimlerinden sonuç alınamadı. Beş benzemezle seçim ittifakları da sonuç vermedi. Seçimleri doğrudan etkileyecek Çözüm Süreci’nin akıbetine yönelik 7-8 Ekim provokasyonları da boşa çıkartıldı. Ama muhalefet, 2015 seçimlerine demokratik ve meşru yollarla girilmemesi konusunda kararlı.
Sarılan yılansa yargı kararıyla 12 yıllık istikrarı bozmak. Bakın işte üç beş de olsa sağdan soldan oy kopartabilecek partiler kuruluyor. HDP’nin parti olarak seçime girmesi için yok artık diyeceğimiz kesimler fiili ittifak görüşmeleri yapıyor. Cemaat’e verdiği destekten ötürü gençlik örgütlenmesinin bile kazan kaldırdığı BBP’nin lideri de AYM’ye baraj düşürülsün diye başvuru yapıyor. Akıllarınca “faili belli olmayacak şekilde bir hukuk cinayeti” tasarlıyorlar.
Böylece, 2015 seçimleri sonrası mümkün olan en parçalı Meclis kurulsun isteniyor. Türkiye gibi koalisyonlarla yoksullaştırılmış, anti demokratikleştirilmiş bir ülkede, bu durumun temsilde adalet değil, istikrarda zafiyet doğuracağının bilinmesine rağmen ocağın altı harlanıyor.
Bence de… Hukukun, uluslararası lobilerin ya da sokağın meşruiyetin arkasından dolanmaya harcayacakları enerjiyi rakipleriyle demokratik bir yarışa kanalize etseler kazanmaları belki mümkün. Ama alışmışlar, yapamıyorlar. Zira o bölük pörçük iktidarları hiçbir zaman halk vermedi onlara. Hep yardımlarına, ordu, yargı, medya yetişti.
O eski hâlinden eser yok şimdi
Mevcut Meclisin temsil kabiliyeti çok yüksek olsa da herkes ideal olarak seçim barajının düşürülmesini savunuyor. Ancak bu ve benzeri değişiklikleri yapmaya muktedir yegane merci Meclis. Hatta parti kurdurtma, pragmatist fiili ittifaklar ve basının tetikçi olarak kullanılması da bu meşru amaç çerçevesinde tolere edilebilir.
Ancak seçime üç beş ay kalmışken, tıpkı 367 kararında olduğu gibi hukuk garabetlerinden medet umup yarışın kurallarını bozmaya çalışmak olacak iş değil. Kaldı ki “bir garip iktidar” için, kastetmekten çekinmedikleri istikrar da yalnızca hükümetin lehine bir durum değil. Tüm Türkiye halkının geleceğiyle oynadıklarını düşünmüyorlar bile.
Bu arada Destici’nin baraj düşürme başvurusunda Haşim Beyin oyunun renginin ne olacağını son bir yıldaki tutumundan tahmin etsek de, kesin bir şey söylemek mümkün değil. Çünkü aynı Kılıç, 1995 yılında aynı içerikteki bir başvuruyu reddederken “mahkeme kendini yasa koyucu yerine koyamaz” diyordu. Bununla da yetinmeyip, yalnızca partiler için değil, bağımsız adaylar için de yüzde on barajını şöyle savunuyordu:
“Siyasi partilerden aday olanlar için %10 oranında ülke barajı öngörülmüşken bağımsız adaylar için böyle bir baraj söz konusu değildir. Yeni Yasa ile bağımsız adaylar için de öngörülen %10’luk seçim çevresi barajı bir ölçüde siyasi partilerden aday olanlarla bağımsızlar arasında temsilde adalet doğrultusunda bir eşitlik sağlamaktadır.” (1.12.1995 tarihli, 1995/56 esas sayılı ve 1995/60 karar sayılı karşıoy gerekçesi.)
Evet, sıradaki komplo gelsin...
Yazarlar
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları





























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019