Melih ALTINOK
Pazar sabahı, MEMUR-SEN’in Ankara’da düzenlediği Anayasa paneline yetişmek için üç dört saatlik uykuyla yetinip 6:00’da uyandım. Apar topar Atatürk Havalimanı’na koştum.
Öyle ya, geç kalsam, ellerindeki programda adımı gören aralarında ta yurtdışından gelenlerin de olduğu katılımcılara ayıp olurdu değil mi?
Mümtaz’er Türköne, Mehmet Altan, Mahmut Övür ve Vedat Bilgin de etkinliğin düzenleneceği TOBB’a vaktinde gelmişlerdi.
Ama ne fayda! Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve Çalışma Bakanı Faruk Çelik toplantıyı “onurlandırdıklarından” panelin programının çöp tenekesini boylamasında bir sakınca yoktu. Bizler bekleyebilirdik. Salonu dolduran dinleyiciler zaten bekleyebilirlerdi.
İki saatlik gecikmeyle de olsa nihayet sıra bize geldi.
Tercümanımız Mehmet Altan oldu. “Daha zamanında bir panel düzenleyemiyoruz, yeni anayasayı nasıl yapacağız” diyerek söze başlayan Altan kısa konuştu. Çünkü vakit demokrasiydi ve programını, programa göre yapmıştı, uçağını kaçırmaması gerekiyordu. Mahmut Övür de kısa kesip gitti.
“Yüzyılın ilk anayasal meydan okuması” ve “yeni bir sayfa açıyoruz” gibi iddialı mottoların dört bir yanı süslediği salondaki konuşma sıram elbette en sondaydı. Programda olmasalar bile protokol gereği vekillerim sıramı alacak, büyükler meramlarını anlatacak, ülkenin çoğunluğunu oluşturan gençlerden biri olan bendeniz ise paşa paşa sondaki sıramı bekleyecektim.
Burada neyi eleştiriyorsam, ne yazıyorsam orada da söyledim elbette. Epey de alkış aldık. Ama korkarım ki, hem Mehmet Abi’nin hem de benim sözlerim, eskinin zihniyetine dair yapısal bir eleştiri olarak değil, panele renk getiren “samimi performanslar” olarak algılandı.
Zira bir yetkili ya da talepleri üzerine oylarımızla bizler için anayasa yapmaya memur ettiğimiz siyasetçilerin biri de çıkıp “hakikaten ya, dinleyicilerden özür dileriz” falan demeye gerek görmedi.
Hatta Bilgin, “Derdimiz siyasetin itibarı, siyasetçilerin köhnemiş protokol teamüllerinin bekası değil ki” şeklindeki tepkim üzerine düzeltse de, Mehmet Altan’ın eleştirel konuşmasının tarihinde idamlar olan, örselenmiş siyaset kurumuna haksızlık olduğunu bile söyledi.
Bekletilmiş olmamız kişisel bir problem değil elbette. Ankara’nın “eskiye” ait teamülleriyle yeni anayasa yapmanın ne kadar mümkün olabileceğine dair kaygılarımı derinleştiren bu tablonun yegâne sorumlusu da MEMUR-SEN değil kuşkusuz. Kaldı ki, panelin aralarında yanımıza gelip sürece son derce umut verici yenilikçi görüşlerini paylaşan sendikacıları dinledikçe bir şeylerin ciddi ciddi değişemeye başlayacağına dair inancım daha da arttı.
Ne var ki darbecilerin bile “darbeciliği abesle iştigal saydıkları” şerhini düşmeden konuşamadıkları bu bahar havasında her şey söylenenlerden ibaret değil. Eskinin zihniyeti yeniden üreten ya da yavaş yavaş yenilenmiş bir statüko yaratması kaçınılmaz pratiklerin kodlarını da tartışmaya açmamız gerekiyor.
Darbecilere ve yılarca onların zihniyetine amade olan devletin ideolojik aygıtı konumundaki siyasi partilere lanetler yağdıracaksın, “yeter söz milletindir” diyeceksin ama yola yine onların siyasi kültürünün pratikleriyle koyulacaksın.
Elbette bugün siyasi aktörleri gökten zembille inmedi, eskinin içinden geliyorlar. Tamam anladık, değişim de ha deyince olmuyor. Ama nereye kadar?
Yeni Türkiye’nin gençleri, yazarları, aydınları, sendikacıları, genç vekilleri bile bu kadar aklı başında, makul oldukça, teamülperver hareket ettikçe, çıkıntılık yapmadıkça reform süreci nasıl sıçrama yapacak?
Soyunduğumuz yeni anayasa nasıl “yeni” olacak? Sevgili Osman Can’ın dediği gibi, bugünün “araçlarıyla” hazırlanacak geleceğin Türkiye’sinin yeni anayasası “geçmişin gelecekteki rekonstrüksiyonu” olmayacak mı?
Dünün baş belası mirasını topyekûn reddetmek için, memurluğu işyerinde bırakan sendikacılar, eskinin köhnemişliğine gerektiğinde “terbiyesizlik” edebilen barut gibi gençler, “deli” akademisyenler, siyasi partilere akreditasyonu umursamayan gazeteciler lazım bize.
Daha kafamızdaki devrim manifestosunun “sayın bakanım, sayın başkanım” şeklindeki dibacesini değiştirmeye cesaret edemedikçe, ister Anayasa’nın girişini silelim, isterse ilk üç maddesini değiştirmeyi teklif dahi edelim, o anayasa yeni falan olmayacak dostlarım.
Her derde deva görülen ve güncel siyasete dair atılması gereken, kapıya dayanan reform adımlarının ötelenmesi için kullanılmaya başlanan “yeni” anayasa vaadinin başındaki sıfatın hakkını verebilmesi için cüret, biraz daha cüret.
***
NOT: Onlarca vatandaşımızın hayatını kaybettiği Van depremi sonrası içte ve dışta sergilenen dayanışma takdire şayandı. Tabii bir de Vanlı kardeşlerimizi terörist ilan eden, yardımları “lütuf” olarak değerlendiren atv programcısı Müge Anlı ve türevleri var. Hakaret davasından falan korktuğum için değil, kendisine sıfatı yakıştırsam, kafamdaki “kötülere” haksızlık yapmış olacağım için susuyorum. Ama bir bedeli olmalı değil mi?
Yazarlar
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019