Mensur Akgün
Münir Ertegün 1883-1944 yılları arasında yaşamış bir diplomatımız. 1908’de o zamanki adıyla Darülfünun-ı Şahane olan İstanbul Üniversitesi’nden mezun oluyor. İmparatorluk dönemi hariciyesinde hukuk danışmanı olarak göreve başlıyor. İşgal yıllarında Ankara’ya geçiyor. Onu Lozan müzakerelerinin yapan heyet içinde ve daha sonra da Cenevre, Bern, Paris ve Londra’da Türkiye’yi temsil ederken görüyoruz.
Bu yazıda anılmasının sebebiyse 1934 yılında Washington’a Büyükelçi olarak atanması, 10 yıl boyunca orada kalması. Görevi 1927-1934 yılları arasında Türkiye’yi ABD’nin başkentinde temsil eden Ahmet Muhtar’dan alıyor. Devraldığı bir başka şey de 1932’den bu yana Amerika’daki Türkiye büyükelçilerine ev sahipliği yapan Massachusetts Bulvarına bakan Sheridan Circle’daki Everett House.
Everett House, adından da belli olduğu gibi bir ev. Ama çok şaşalı ve büyük bir ev. İnşaatına 1909 yılında başlanmış ancak 1917 yılında bitmiş. Mimarı zamanında İstanbul’a da gelmiş, daha 1908 yılında şehrin planını yapmaya talip olmuş ve İstanbul’daki eski Amerikan Konsolosluk, daha önce de eski büyükelçilik olan binanın müştemilatının inşasına katkıda bulunmuş George Oakley Totten.
İnşa ettiren ise servetinin büyük bir kısmını şişe ve kapak işinden kazanan Ohiolu zengin bir iş insanı, Edward H. Ewerett. Haşmetli bir yapı istemesinin nedeni yeni ortaya çıkan Washington sosyetesini etkileme, muhtemelen de siyaset üstünde ağırlığını koyma çabası. Fakat evinin keyfini fazla sürememiş. Önce eşi, sonra da kendisi hastalanmış ve 1929’da ölmüş. 1929 krizinden etkilenen kızları da 1932 yılında binayı rezidans ve büyükelçilik olarak Türkiye’ye kiralamış.
Cumhuriyetin 10’uncu yıldönümünde Ankara belli ki hiçbir masraftan kaçınmadan yeni kiraladıkları binada görkemli bir resepsiyon verdirmiş. Diğer tüm alternatifler gözden geçirildikten sonra Nisan 1936’da da bina 405 bin dolar gibi bir rakama Türkiye Cumhuriyeti’nin tapulu malı olmuş. Bugün herhalde Alessandro Allori’nin binanın duvarlarını süsleyen tablolarından biri bile o fiyata satın alınamaz.
Benim tüm bunları yazmamın nedeniyse Washington Post’ta Çarşamba günü bir makaleye rastlamam, orada Münir Ertegün’ün oğullarından bahsedilmesi, onların Afrika kökenli Amerikalı müzisyenlerin dostu olarak tanıtılması. David Taylor’un Ahmet ve Nesuhi Ertegün kardeşler hakkında film projesi olan Ümran Safter’den yola çıkarak Everett House’u, savaş yıllarında orada gerçekleşen etkinlikleri anlatması.
Bir başka nedense Kültür Üniversitesi’nden küçük bir ekiple bizim bu binanın tarihinin, içinde yaşananların ve barındırdığı kültürel zenginliğin kitabını yapmış olmamız. Yazarları konularının uzmanı üç kişi, Skip Moskey, Caroline Mesrobian Hickman ve John Edward Hasse. Fikir yanılmıyorsam Carnegie’de gerçekleştirdiğimiz bir kitap sunuşunun ardından Büyükelçi Namık Tan’ın rezidansa davetinde ortaya çıktı.
Önce Rauf Denktaş’ın (torun) bina hakkında anlattıklarından etkilendik, sonra Namık Tan bize binanın Amerika’nın caz tarihi içindeki yerinden bahsedince binaya ilişkin düşüncemizi İstanbul’da projelendirip Mütevelli Heyeti Başkanı Bahar Akıngüç Günver’e aktardık ve onun desteğini alınca yola çıkıp, bence bugün de siyasi kullanım değeri olan bir projeye üniversite olarak imza attık. 2013 yılında yayınlandığında sanırım etkili de olduk.
Fakat asıl etkili olan bugün gibi o zaman da binanın kendisi, Washington mimari tarihindeki yeri ve misafir ettiği Ertegün ailesiydi. Özellikle de daha sonraki yıllarda kuracakları Atlantic Records ile caz müziği üstünde söz sahibi olacak Nesuhi ve Ahmet Ertegün kardeşlerin evleri Everett House’da düzenledikleri Jam Session’lardı.
Çünkü Washington Post’da David Taylor ve bizim hazırladığımız kitapta Smithsonian Enstitüsü’nden John Hasse’nin vurguladığı gibi bu caz seansları sadece caz seansları olarak kalmıyor, aynı zamanda şiddeti ciddi biçimde hissedilen ırk ayrımcılığının (segregation) sınırlarını da zorluyordu. Siyahlar ve beyazlar rezidansın benim de birkaç kez oturduğum yemek masasına oturup birlikte yemek yiyordu.
Ertegün kardeşlerin zamanın anlayışını sarsan bu tavrı babaları tarafından da destekleniyor, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği avangard bir kültürün, ırkçılık karşıtı bir anlayışın belki de farkında olmadan bayraktarlığını yapıyordu. Namık Tan büyükelçiliği sırasında düzenlediği caz konserleri serisiyle bu anlayışı Washington’a hatırlattı.
Serdar Kılıç’ın dönemi ilişkilerdeki gerilimler yüzünden bu tür hatırlatmalara bildiğim kadarıyla pek müsait değildi. Umarım Tokyo’dan Washington’a geçecek Murat Mercan hem binanın, hem de eski sakinlerinin bıraktığı mirastan yararlanarak Türkiye’nin bu şehirdeki algısının değişimine, Türkiye’nin kendi içindeki değişimle birlikte katkıda bulunur.
Bana öyle geliyor ki Türkiye’nin tüm taraflarla ilişkileri normalleştirmeye, pozitif gündemler yaratmaya, ikna kabiliyetini güçlendirmeye ihtiyacı var. Washington Post makalesinden görüldüğü gibi bina ve Ertegün kardeşler bize Amerika’da bu imkanı veriyor.
Ayrıca baba Ertegün’ün de Amerika-Türkiye ilişkilerinin gelişmesine ölümünden sonra bile katkıda bulunduğunu unutmamak gerek. Mehmet Münir Ertegün Kasım 1944’de Washington’daki görevi sırasında kalp krizinden ölünce önce Arlington Ulusal Mezarlığına defnedilir, 1946 yılında da zamanın en güçlü gemilerinden biriyle Sovyetler Birliği’nin toprak, üs ve abartılı Montrö taleplerini dengelemek için Nisan 1946’da Türkiye’ye gönderilir.
Missouri zıhlısının yanında iki destroyerle birlikte Münir Ertegün’ü yurduna getirmek gerekçesiyle gerçekleştiği bu ziyaret Amerika-Türkiye ilişkileri kadar dünya siyasetinin de dönüm noktasıdır, Soğuk Savaş’ın habercisidir. Münir bey cansız bedeniyle iki ülkeyi birbirine yakınlaştırmış, Amerika’nın bize olan bakışını değiştirmiştir.
İyi, huzurlu ve keyifli Pazar günü dilerken Ahmet Ertegün’ün hayatını Londra’da konserine gitmesiyle değiştiren Duke Ellington’dan bir parça dinlemenizi öneririm. Benim favorim Isfahan ama siz başka parçalarını da beğeniyor olabilirsiniz. İsterseniz Ertegün kardeşlerin Paris yıllarından bildikleri ve sevdikleri Erik Satie’yi de deneyebilirsiniz. Caz sayılmaz ama güzel…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024
27.11.2024
6.11.2024
20.10.2024