Metin Münir
Milattan önce Beşinci Yüzyıl’da, Atina şehir devletinde, insanlık için, tekerleğin icadı kadar önemli bir siyasi bir düzen bulundu.
Bu düzenin adı “demokratia” yani “halk yönetimi” idi ve o güne kadar uygulanmayan bir anlayış getirdi.
Bu, tarihçi Herodot'un (MÖ 484-425) sözleriyle, “erdemlerin en mükemmeli olan kanun karşısında eşitlik” idi.
Bu eşitlik; ezenler, yani o güne kadar halkı sömüren asillerle, ezilenleri, yani orta ve alt sınıfı, aynı çizgiye getirdi.
Atina demokrasisinde üç ana kurum vardı: Meclis, hükümet, mahkemeler.
Her vatandaş meclisin üyesiydi ve bütün toplantılara katılıp oy verebilirdi.
O çağlarda Atina ve ona bağlı olan çevrede 100 bin civarında “vatandaş, ” yani annesi ve babası Atinalı olan insan yaşıyordu. Onların yanında 10 bin civarında yabancı ve 150 bin civarında köle vardı.
Oy hakkına sadece sayıları 40 bin olan, 18 yaşını doldurmuş erkek vatandaşlar sahipti. Yılda 40 defa toplanan meclise her vatandaş katılabilirdi ama kimileri askerde, kimileri işinde gücünde olduğu için katılım 5,000 civarında kalıyordu.
Ekklesia adı verilen meclis; savaş, dış politika konusunda kararlar alıyor, yasa yapıyor veya değiştiriyor, yöneticileri ödüllendiriyor veya cezalandırıyordu.
Atina’da on değişik boy vardı. Her boydan bir yıllığına seçilen 50 kişi şehir devletinin günlük işlerini görüyordu.
Suistimale meydan vermemek için bu kişiler kura ile seçiliyorlardı. Rahata ve rüşvete alışmamaları için görev süreleri bir yıl ile kısıtlıydı.
Atina’da polis yoktu ama mahkemeler vardı ve Aristo’ya göre mahkemeler Yunan demokrasisinin en güçlü unsurunu meydana getiriyordu.
Mahkemeler de yönetim gibi demokratikti. Her gün belli bir havuzdan kura ile 30 yaşından büyük 500 erkek vatandaş, jüri görevi görmek üzere seçilirdi. Kimin haklı kimin haksız olduğunu bu jüriler tayin ederdi.
Mükemmel gibi görünen bu düzenin büyük bir kusuru vardı.
Bir yazarın anlatımı ile “Atinalılar o günler için çok radikal bir deney olan demokratik kurumlarını korumak için birçok yasa geçirdiler ve kurumlar oluşturdular. Ama bir tek tehlikeye karşı önlem almayı ihmal ettiler. Bu tehlike kendileri idi.”
Çoğunluğun aşırılıklarını denetleyecek herhangi bir mekanizma olmadığı için, çoğunluk mecliste tiranlar ve oligarklar gibi keyfi ve yanlış davranmaya başlayınca frenlenemedi.
Demagogların kışkırtmasıyla yanlış kararlar alındı, büyük haksızlıklar yapıldı. Feylesoflar, büyük generaller ve amiraller haksız yere idama veya sürgüne mahkum edildi. Askere katliam yaptırıldı. Girilmemesi gereken savaşlara girildi.
“En büyük sorun, çoğunluğun gücünü denetleyecek kurumsal bir yapının var olmaması idi,” diye yazdı bir tarihçi. “Halk, kendisinin kendisi için düşmanları kadar tehlikeli olduğunu anlamadı.”
Bugünkü Türkiye’de olduğu gibi, Atina’da demokrasi salt bir oy meselesine indirgenmişti. Çoğunluğu peşine takabilen istediğini yapabiliyordu.
Atina demokrasisi, iki yüz yıl kadar sürdü.
Kurumlar değil kişiler demokrasisi olduğu için battı.
Demagoglar ve diktatörler geri döndüler.
Altın bir çağ sona erdi ve Atina şehir devleti tarihten silindi.
*
Modern Batı demokrasilerinde çoğunluğun ve yürütmenin gücünü aşırılıklardan koruyan kurumlar var.
Ama demokrasi için en büyük tehlikenin çoğunluklar olduğu gerçeği değişmedi.
Çoğunluklar her yerde, her zaman ortalamanın altında eğitim ve gelire sahiptirler. Parayla satın alınabilirler. Yalana kolay kanarlar. Rahat maniple edilebilirler.
Bu nedenlerle, yanlış karar verme eğilimleri yüksektir.
Bu yanlış kararlar demokrasinin sonunu getirir.
Demokrasi her şeye karşı kendini koruyabilir ama çoğunluğa ve onun aldığı yıkıcı kararlara karşı kendini koruyamaz.
Bu gerçek, demokrasinin ilk defa uygulandığı eski Atina şehir devletinden bu yana hiç değişmedi.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2021
1.02.2021
24.01.2021
18.06.2020
4.06.2020
29.02.2020
27.02.2020
25.02.2020
13.02.2020
30.01.2020