Mücahit BİLİCİ
IŞİD örgütü Hilafet Devleti ilan etmiş. Hatta ilk otomobil plakası buna göre tanzim edilmiş (fena görünmüyor) ve belki yakında kendi sikkesi ve hutbesiyle de bu Müslümanbarbarların Hilafet Devleti’nin yeni izlerini göreceğiz. Peki, devlet hadi neyse de bu hilafetneyin nesidir?
Üç tane hilafet var.Üst üste yapışmış yahut kabuk bağlamış bu hilafetleri kat kat kaldıralım, bakalım hangisi bize daha tanıdık geliyor.
Birincisi, Usame bin Ladin ve El-Kaide gibi Müslüman teröristlerin ha kurduk, ha kuruyoruz, vallahi de kuracağız dediklerini medyadan okuduğumuz ve haklı olarak bir teokratik diktatörlük rejimi olarak algıladığımız hilafet. Bu hilafet tehdidini, İslamofobik Bush yönetimi bir süre kullandı ama test sürüşünden yeterince verim alamadı. Cihad’dan sonra en korkunç Müslüman icadı olarak piyasaya sürülecekti bu “global caliphate” tezi, ancak California’da bile tutmadı. Onun yerine Şeriat korkusu çıktı (Oklahoma’da bile). Şimdi IŞİD gibi örgütlerin eylemleriyle gündeme gelen bu birinci hilafet, eşkıyanın âleme hükümdar olmaklığına yahut olamaz dedirten bir Müslüman vahşetine işaret ediyor. Bu nevi hilafet, önünde dizilmiş kesik başlarla bize el sallıyor gazete sayfalarında. İronik bir şekilde bu kafasızlığın kesik baş ilgisi hilafetin bitmeyen bir lağvı olarak hâlâ sürüyor. Zira istibdad insanı başsız bırakan rejimdir.
İkinci hilafet ise, tarih kitapları ve dinî hafızamızda duran tarihsel hilafettir ki rahmet peygamberi Hz. Muhammed’in vefatıyla ortaya çıkmıştır. Sünni anlayışça altın çağını raşid halifeler (Ebubekir, Ömer, Osman, Ali) döneminde yaşayan bu hilafet daha sonra milliyetçi Emevilerle birlikte bir saltanata dönüşerek yozlaşmıştır. Bu tarihsel hilafet daha sonra Abbasiler, Memluklar ve Osmanlılar derken son halife II. Abdülmecid’e kadar uzanıyor. Bu hilafet yetkisi en son bir şahısta olmaktan çıkıyor ve Meclis’in şahs-ı manevisi olarakgörünmezleşip, dağılıyor (3 Mart 1924). Hilafetin bu resmî ve suri ilgasıyla adına ümmet denen politik beden “şahsi” bir baştan mahrum kalıyor. Uzaktaki Müslümanların bu kesintiye olan yakın ilgileri bir sembolik süreklilik arayışı olarak halen devam etmektedir (Hizbuttahrir’den El-Kaide’ye kadar).
Üçüncü hilafetise Qur’an’da insanı tanımlayan hilafettir. Zira insan arzın halifesidir. Korkunçluğunu birinci hilafet örneğinde gördüğümüz bir varlık olarak insan yaratılırken melekler endişe ve şaşkınlık içinde Allah’a sorarlar: “Yeryüzünde fesad yapacak, kan dökecek kimseleri mi yaratacaksın?” Çünkü insan kendi ipi kendi eline verilerek serbest bırakılmıştır (ta ki teklife muhatap hâle gelebilsin). Melekler ise doğaları gereği itaatkârdır, emirlere muhalefet edemez. İnsan ise öznedir. İnsan odur ki zorunda olmadığı bir şeyi yapandır. Hilafet, insanın başta kendi üzerindeki egemenliğidir. İnsanın özne olarak özgürlüğünün ontolojik temelini Allah’ın insana verdiği bu hilafette buluyoruz. İnsan kâinattaki diğer mevcutlara karşı da bir nevi çoban, bir duyarlı temsilci ve tamamıyla bağlantılı bir sorumlu içerici olarak yaratılmıştır. İşte üstü tarihsel şartlarla kabuk bağlayıp istibdadla havasız kalan hakiki hilafet budur.
İnsanın özgürlüğünün kısıtlandığı veya ortadan kaldırıldığı her yerde hilafet ortadan kalkar. Nazi Almanya’sı ile Sovyet Rusya’da lağvedilen şey insanın hilafetiydi. Hilafet siyasalın varlığı demektir. Siyasalı ortadan kaldıran bir mutlak istibdadda insanın hilafeti/ insaniyeti askıya alınmış olur. Totaliterizm bir tür kafasızlık özlemi değil midir?
1. Cumhurbaşkanlığı seçim yarışı hayırlı olsun.
2. Güney Kürdistan, bağımsızlık konusunda kaderin kendisine açtığı tarihî fırsatı iyi değerlendirip bağımsızlığını ilan etmeli. Özgürlük her zaman ve başta sadece bir cesaret meselesidir.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
22.07.2025
10.07.2025
1.07.2025
28.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025