Murat BELGE
Bir kitap okuyorum, adı "İstanbul Sohbetleri", yazan da Midhat Sertoğlu; Murat Sertoğlu’nun kardeşi. Adının da akla getirebileceği gibi "nostaljik" bir kitap. Çok zaman hoştur böyle kitaplar okumak; bu da öyle. Artık olmayan bir hayat tarzını, insan tiplerini, adetleri tatlı tatlı anlatıyor. Aslında büsbütün bilmediğimiz şeyler değil, ama keyifle okunuyor. Ayrıntılar zengin ve anlamlı.
Bunu okurken ilginç denecek bir konuya geldik. "İlginç", aynı zamanda kitabın genel karakterinden sanki biraz farklı. Midhat Sertoğlu Topkapı Sarayı’nda bulduğu (ya da Topkapı Sarayı ile ilgili bir arşivden) birtakım kayıtlara rastlamış. Burada bazı hekimlere ödenen paranın bilgisi varmış. Önemli olan bu değil. Yavuz Sultan Selim zamanından olduğu anlaşılan belgede gösterilen doktorlardan birinin adının "Hekime Karı" olarak yazılmış olması! Hekime Karı topu topu iki akça (muhtemelen "yevmiye") alıyormuş ki bu onun üstünde adları yazılı erkek doktorların aldığından epey düşük. Ama Midhat Sertoğlu bu "rayiç" farkıyla ilgilenmiyor. Onu ilgilendiren, bu kadar eski bir tarihte sarayda maaşlı bir kadın doktor olması.
Yazının başlığının "sendrom" olmasının nedeni de bu. Türkiye’nin "Batılılaşma" serüveninde sürekli karşımıza çıkan bir kalıp bu: "Biz birçok şeyi Batı’dan önce yapmıştık" deme ihtiyacı. Her zaman söylerim: Bir toplumun yapageldiği bazı şeyleri yapmaktan vazgeçip yapmadığı bazı şeyleri yapmaya çalışması o toplum için can sıkıcı bir durumdur. Hayatın bir yanı muhafazakârdır ve insanlar hayatın bildikleri şekilde devam etmesinden huzur duyarlar. Ama böyle bir karar vermelerinin de herhalde bir zorlayıcı nedeni olmalıdır. Dünya tarihinin bir aşamasında yalnız Osmanlı toplumunun değil, bütün dünyanın "Batılılaşma" gereğini duymasının de böyle bir nedeni olsa gerek.
Ama, bunu yaptıran neden ne kadar "akla yakın" olursa olsun, bunu yapmak da sıkıcı bir şey. Ya da en azından yapmak zorunda kalanların en azından bir kısmının yapmaktan mutlu olmadıkları bir şey. Böyle olunca, olaya karşı çeşitli öznel, duygusal tepkiler oluşuyor. Bunlardan biri, epey yaygın görülen bir tepki biçimini psikolojide "sevgi-nefret ilişkisi" olarak sınıflandırıyoruz. Bu sürecin sonunda varmayı umduğun hedefi istiyorsun, yani seviyorsun, ama bunu başarmak için girdiğin davranış biçiminden hoşnut değilsin. Türkiye’de bu karmaşaya bağlanacak davranış boldur. Aynı adam, "Biz adam olmayız" diye söze başlayıp "Bizim gibisi var mı?" diye bitirebilir.
Sevgi-nefret ilişkisi" diyorum ya, bu, yukarıda söylediğim gibi, "varmayı umduğun hedefi" istiyorsan geçerli. Ama toplumda herkesin böyle düşünmesi, o hedefi gerekli bulması da söz konusu değil. Olayı o düzeyde benimsemeyenlerin çevrelerinde olup bitenlerden duyacağı rahatsızlık elbette daha fazla.
Bu arada, gene sık rastlanan bir tepki, "taklit edilen"e duyulan düşmanlık. "Kim oluyor da onu taklit etmek zorunda kalıyorum" tepkisi. "O adamsa ben de adamım". Okuduğum kitaptaki tepki biçimi, bence buraya giriyor. Sertoğlu, "Biz Batı’dan önce profesyonel doktor yetiştirdik" demek istiyor. Sayılar, tarihler veriyor. İngiltere’de hangi tarihte kızlar Oxford’a, Cambridge’e öğrenci olabilmişler, İlk doktor ne zaman çıkmış vb.
Midhat Sertoğlu, karıştırdığı yazılı malzeme arasında böyle bir "Hekime Karı" kaydıyla karşılaşınca önce şaşırıyor, sonra seviniyor. Şaşırıyor, çünkü böyle bir şey beklemiyor. Niçin beklemiyor? Yaşadığımız toplumda "kadın-erkek eşitliği", kadınların meslek sahibi olması gibi fenomenlere alışık değiliz. 1518’de bulduğu bu "Hekime Karı"dan sonra kaç tane kadın doktor gösterebiliriz tarihte? Bu, söz konusu toplumda sürekliliği olan bir pratik haline gelmiş mi?
Bunu bulmuş olmanın verdiği sevinçle sayı verip Batı ile karşılaştırma yapıyor. Bu bir tane "Hekime Karı"nın kim olduğunu, neyin nesi olduğunu araştırmak gereğini de duymuyor. Büyük bir ihtimalle bir şey bulunmaz ama bulunduğunda kadının herhangi bir ciddi anlamda "hekim" falan olmadığı ortaya çıkabilir. Kim bilir belki Harem’de hastalananları asıl doktora haber veren kişidir.
Sertoğlu’nun sevinci ve bunu bizim herkesten önce "keşfettiğimiz" bir şey olarak öne sürme telaşı tekil bir olay değil.
Örneğin Tayyip Erdoğan’ın Amerika’yı "Müslüman" denizcilere keşfettirme merakıyla aynı. Benim kanımca Kolomb’dan çok önce Portekizli vb. balıkçılar Amerika kıyılarında avlanmışlardı. Özellikle balıkçılar, rekabet nedenleriyle, buldukları, bildikleri şeyleri gizli tutarlar.
Araplar bunu başkalarından önce keşfetmişler de ne yapmışlar? Erdoğan’ın muhtemelen okuduğu eksantrik kitabı yazan kişi bu konuda bir kaynağa ulaşmış mı? Müslümanlar Küba’da, hem de cami yapmışlar... Ne Küba’da bunu hatırlayan var ne Arap dünyasında. Tarihin akışını hiçbir şekilde etkilememiş, belirlememiş bir olay, eğer bir "olay"sa. Leif Ericson’un seferinden iyi kötü haberimiz var da bundan hiç haberimiz yok. Kolomb’un gidişinden sonra epeyce üretilen "Amerikalı" haritalardan birinin Piri Reis’in eline geçmesinden başka hiçbir "kanıt" yok.
Tekrar edeyim: "Batılılaşma" gibi bir büyük olayı yaşamak, insan psikolojisinde çok akılcı olmayan birtakım tepkiler oluşmasına yol açabilir. Ama bu olayın üstünden bunca zaman geçtikten sonra böylesine "olgunluktan uzak" tavırlarla böylesine "büyümemiş çocuk" tepkilerinin de aşılması gereken bir çağ olmalı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları














































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025