Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Nereden bakarsanız bakın olan bitenin demokrasiyle açıklanabilir bir tarafı yok. Ne “özel yetkili” yargının varlığı demokratik ne de yargının bu özel yetkilerle MİT’e saldırısı demokratik, ne MİT-Emniyet kavgası demokratik ne de MİT’i korumak için kanun yoluyla tahkimi demokratik. Hele devletin tepesindeki çatlağı kontrol bahanesiyle Başbakan’a demokrasilerdeki kuvvetler ayrılığı ilkesini çiğneyerek özel yetkiler vermek hiç demokratik değil.
Halk, devlete karşı toplumu koruyacak yasal değişiklikler beklerken gidişat tersine oluyor; bireyi, toplumu değil devleti korumak yine öne çıkıyor.
Bu çatışmada bazı şeyler artık aydınlanıyor. Kürt meselesi merkezdeki sorun ama bir taraf çözüm istiyor, öbür taraf istemiyor, çatışma buradan çıktı yorumu bana göre ikna edici değil. Buna inanmamız isteniyor yalnızca. Ya da bir taraf KCK operasyonlarının bu denli geniş tutulmasına karşı imiş, öbür taraf ise bastırdıkça bastıralım diyormuş. Böyle bir fark olabilir ama sırf bu yüzden bir savcı MİT Müsteşarı’nı “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağırır mı, ucunun siyasi iktidara, Başbakan’a gideceğini bile bile böylesi cüretkâr bir işe kalkışabilir mi?
Kürt meselesi bu krizin derindeki nedeni ama amili değil.
Kürt meselemiz vesayet devletini çözen nesnel bir etmen. Hep söylediğim gibi İslami muhalefetin yanısıra Kürt muhalefeti iki tarihsel muhalefet dinamiğinden birisi. PKK, BDP (DTP) çok siyasi yanlışlar yaptılar, geçmişte de eleştirdiğim gibi tek yanlı demokratik özerklik ilanı gibi, devamını KCK ile getirmek gibi, genelinde sol sekter siyaset gibi ama bütün bunlara rağmen Kürt ulusal uyanışı, kitlesel muhalefet devletin vesayetçi yapısının çözülmesinde en önemli rolü oynadı ve oynamaya devam ediyor ve edecek de. Zira ulusal uyanış dinamiği kuvveden fiile geçmiş durumda.
Hegemonya mücadelesi
Krizin nedeni devlet içi hegemonya mücadelesi olarak görünüyor bana.
Cumhuriyet kurulduğundan buyana devlet blokunun içinde çatlak belirdiği her momentte devlet, 27 Mayıs darbesiyle başlayarak açık veya 28 Şubat gibi örtük müdahalelerle çatlakları devlet sınıfı lehine restore etti hep. Ne var ki Türkiye buna rağmen büyüdü ve eski elbise dar geldi ve artık çözülme kaçınılmaz oldu. AK Parti bu çatlağın içinden çıktı ve iktidar oldu. Geleneksel devlete dıştan bir müdahaleydi bu ve kan uyuşmazlığı yarattı. Askerî vesayet son bir denemeyle, e-muhtırayla bu sürece müdahale etmek istediyse de artık bu çözülmeyi durdurması olanaksızdı. Devamı da vesayet rejiminin çözülmesi biçiminde tecelli etti.
Kanımca son genel seçimler AK Parti için bir rota tayini anlamında bir test etmeydi. Kürt sorununu tereyağından kıl çeker gibi kendi istediği doğrultuda çözemeyeceğini gören AKP vesayet devletinin çözümünü derinleştirerek devleti demokratik yeniden yapılandırma yerine “yeni statüko”inşa etme hedefini kendisi için daha realistik bir hedef olarak görmeye başladı. Özellikle Ortadoğu’daki belirsizlikleri de dikkate alarak içeride yeni riskler almak yerine dışarıda yeni bir devlet misyonu yaratmayı öne alan bir stratejiye yöneldi AKP. Komşularla sıfır problem. Bu projenin gerçekleşebilmesi için içeride bir stabilite (statüko) gerekliydi.
Sonuçta bu son seçimlere AKP, merkezinde “tek bayrak, tek millet, tek devlet” söylemi olan muhafazakâr milliyetçi bir söylemi tercih ederek girdi. Seçimler henüz sonuçlanmazdan önce “Eğer bu söylemle AKP kendi olağan sınırı olan yüzde 34-35’in üstünde oy alırsa bu ciddi bir otoriterleşmeye dönüş olabilir” diye yazmıştım. Kesin seçim sonuçları henüz belli olmadan önce, AKP’nin yüzde 50’ye tırmanan oy aldığını gördüğümde seçimler üstüne yaptığım yorum yazımın başlığı “AKP artık devlet oldu” şeklindeydi. “Ama,” diyerek bir kapı aralığı bırakmıştım yine de “devlet imkânlarını ne yönde kullanacak”. Fakat seçimlerden sonra her olayda AKP geleneksel devlet refleksi göstermeye başladı. Ardı ardına KCK operasyonları, basına gözdağı ve soruşturmalar, tutuklamalar geldi. (O kapıyı açık tutmakta yine de fayda var kuşkusuz.)
Bu kısa değerlendirmenin ardından son MİT çatışmasına gelirsem: AKP’nin, yarın değişebilir bir unsur değil de devlet oluşu görüldüğünde, iktidarın kadrolaşmasına paralel olarak pastadan pay almak isteyen yeni heveslilerle birlikte, o âna dek beklemede olan bürokrasi devlet içinde bir iktidar hegemonyası savaşına tutuştu.
Bana durum bu gibi gözükmekte. Bu nedenle de bu savaş, çıkarılacak devleti koruma kanunlarıylabastırılsa bile bitmez.
Yazarlar
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012